Ülkemizde ve ilimizde özel-resmi hastanelere gün geçmiyor ki bir yenisi eklenmesin…
Herkes dolup taşan hastanelere bakıp, mevcutların yetersiz olduğundan söz ediyor…
Bu kadar hastaneye bir o kadar hastane eklense, yine dolup taşacak bu gidişle, anlaşılan…
Buna karşın kimse hasta ve hastane sayısını azaltacak sağlıklı nesillere yatırımdan söz etmiyor…
Ya da böyle olması adına önlem alınmıyor, halk yeterince bilgilendirilmiyor...
Toplumda sağlık yönüyle öyle sıkıntılar, sorunlar, hastalıklar var ki buna tıp çare bulmakta zorlanıyor ve de bulamıyor çoğu kez…
İşte alternatif tıp ihtiyacı da bu anlayıştan doğuyor…
Örneğin “hacamat” denilen ve modern tıbbın dışladığı farklı bir yöntem, bugün artık resmen hastanelere girdi…
Alternatif tıpta açılan bir pencere olarak yürürlüğe girmesi, sevindirici bir başlangıç olsa gerek…
Bir dostun hastalığı için gittiğim Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde genç ve başarılı Başhekimi Mehmet Akif Çakar ile dertleştik bir süre…
Başhekim Çakar giderek artan sorunlardan kurtulmak adına geceyi gündüze katsa da bir yere kadar başarılı olabiliyor…
Şöyle ki; acil servise günlük iki bin hastanın geldiğini, 10 bini aşkın kişiye günlük poliklinik hizmeti verildiğini düşünün…
Her ay acil bölüme 10 yatak ilave edilse de artan talebi karşılamak kolay mıdır!
Ne kadar hastane yapılsa da sorunların giderilmesi mümkün olmuyor…
Gelişmiş ülkelerdeki sağlık standartlarını yakalamak için toplumun hasta olmaması adına gereken yatırımlara ihtiyaç var...
Böyle bir anlayışla yola çıkılması kolay olmasa da düşünülmesi dahi, yarınlarda yetişecek sağlıklı nesiller adına bir kazanç olur…
İsrail’de kanserli hastanın yok denecek kadar az olmasına karşın ülkemizde her 10 hastanın önemli bir kısmına kanser teşhisi konulması, bize gelecek adına nasıl bir sağlık politikası izlenmesi hakkında, fikir veriyor olmalı…
Bu yola dönülmedikten sonra bugün personel açığı kısa sürede giderilse, randevu saatleri erkene alınsa, teknik donanım ve uzman hekim açığı kısa sürede azaltılsa dahi SAÜEAH’ta genç Başhekim Mehmet Akif Çakar’ın uykularını kaçıran sıkıtılar biter mi sanırsınız!
Sorunlar giderildikçe sıkıntı azalacağı yerde artıyorsa, durup düşünmek ve toplumu hastanelerden uzak tutacak bir yol ve yöntem üzerine gitmek kaçınılmaz olmalı…
Bu da sağlıklı beslenme yanında, hastalıklara yol açacak her türlü gıda maddesinden kaçınmak ve de sporla olur ancak…
İçinde bulunduğumuz hal bunu çağrıştırıyor hem de bağırarak…
Artık toplumu zehirleyip hastanelere düşüren genetiğiyle oynanmış kanserojen gıdalarla mücadelede, caydırıcı tedbirlerle konunun üzerine acımasızca gidilmelidir…
Ancak o zaman hasta sayısı azalır ve hastanelere ihtiyaç duyulmaz…
Aksi halde ne hasta ne de hastane sayısı azalır…
Bilmem bize katılan olacak mı!
Bu duygularla dilerim tüm hastalarımıza şifa; isterim gösterilsin su konuda vefa!
Bizim Bahçe’nin “orkideleri” gitsin istedik sesimize kulak verenlere…