Değerli okurlar. Kendinize şu soruyu sorunuz. “Allah’ın benden razı olmasını istiyorum da… Acaba ben Allah’tan razı mıyım?”
Nefs-i Râdiyye, kulun Allah’tan razı olma makamıdır. Allah, kulundan razı olur da; kul Allah’tan nasıl razı olur?
Kaderine yazılmış olan ve başına gelen her türlü ahvâlin tesadüf olmadığını, Allah’ın kendi nefsi üzerinde tasarrufta bulunduğuna kalbin razı olması, dilin sükût etmesidir. Bu mertebeye yükselen kul, kendi iradesinden vazgeçip Hakk’ın iradesinde fâni/yok olandır.
“Sen O’ndan, O da senden razı olarak Rabbine dön!” (Fecr Sûresi. 89/28) ayetinde geçen “O’ndan razı olmak” ifadesi bu makama işaret eder. Bu rızâ hâli, Hakk’tan gelen tüm çileli imtihanlara karşı sabır göstermek, Allah’ın her türlü iradesini teslimiyetle kabullenmektir.
“Andolsun sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!” (Bakara Sûresi. 2/155)
Ayet-i kerimede işaret edilen “sabredenler” zümresinden olabilmek, ancak Cenâb-ı Hakk’ın takdirine -velev ki- beklendiği gibi tecelli etmese bile razı olmak ve asla isyan etmemekle mümkündür.
Bu mertebenin imtihanları öncekilere göre daha ağırdır. Zîrâ insan manen yükseldikçe bela ve musibetler artar. Nitekim Allah Rasûlu (sav) şöyle buyurmuştur:
“İnsanlar içinde en şiddetli iptilâlara uğrayanlar peygamberlerdir. Sonra da onlara yakınlık derecesine göre diğer kimselerdir. İnsan dindarlığı ölçüsünde iptilâlara maruz kalır.” (Tirmizî, Zühd, 57)
Bu mertebedeki kişinin nazarında, “ne dem bakî ne gam baki”dir. Hayatın üzüntüsü de sevinci de birdir. Nefs-i Râdıyye mertebesi ancak zevken tatmakla bilinir. Arifler, bu hususta “tatmayan bilmez” demişlerdir.
Nefs-i Râdıyye mertebesinin sıfatları: Verâ, (şüpheyi terk) ihlâs, muhabbet, üns, (yakınlık) huzur, keşf ve kerametlerdir.
Bu mertebedeki kul, Allah katında muteberdir. İnsanlar ona saygı gösterirler. Saygı gösterenlerin çoğu, ona niçin ve ne sebeple saygı gösterdiklerini bilmezler. Böyle bir zat, asla zalimlere boyun eğmez ve onları sevmez; zalimlerin zulümlerinden de selamet bulur. Eğer fakir olup da kendisine yardım ederlerse, yardım edenler bile onu Rabbiyle meşgul olmaktan alıkoyamazlar.
Bu makamda bulunan kişi, “Hayy" ile bekâ/varlık bulur ve "mardiyye" makamına yükselir. Allah Teâlâ`nın esmâ ve sıfatlarının tecellisine mazhar olur.
Nefsi Râdiyyenin sıfatları şunlardır. Mahlûkata karşı merhametlidir. Tevekkül, sabır, teslim, rıza, tezekkür, tefekkür fiilidir. Zikri, Hayy’dır. Seyri fillahtır. Âlemi, zevktir. Mahalli, sırrın sırrıdır. Hali, fenâ/yok olmadır. Makamı, velâyettir. Rengi, beyazdır.
Cenab-ı Hakk bu mertebede Hayy ismiyle yeni bir hayat verdiği kuluna böylece yeni güçler de vermiş olur. Hayy ismi bütün esmâ ve sıfatların zuhura çıkmasını sağlayan temel isimlerden biridir. Umulur ki “Hayy Hayy ya Hayy” zikrine çokça devam eden kişi; bir üst mertebeye yükselir.
Namaz, sabır ve dua ile epey zaman hayatını Rabbinden gelen her türlü hale razı olarak sürdüren kişi “Ey iman edenler. Allah’tan sabır ve namazla yardım isteyin. Allah sabredenlerle beraberdir… Sabredenleri müjdele” (Bakara Sûresi. 2/153-155) ayetinin mazharı olur.
Su, Allah’ın Hayy isminin yeryüzündeki tecellisidir.
Nefs-i Râdıyye makamındaki rüyalar suyla ilgilidir. Kişi rüyasında denizler, göller, nehirler, sular görür. Kimi zaman denizi seyreder, kimi zaman yüzer, kimi zaman da suda/denizde boğulur.
(Konu devam edecek)