Mobilyacılık baba mesleğimdir…

Terk edeli yarım asrı aşkın süre olmasına rağmen hala niceliği ve niteliğini iyi bilirim…

1970-80 ve 90’lı yıllar Adapazarı mobilya piyasası Ankara Siteler ağırlıklı ve de yerli üretim modelleri ile özellikle İstanbullu müşterilerin ilgi odağı haline gelmişti…

O yıllarda son derece yetenekli ustalara sahipti şehrimiz…

Onların ürettiği mobilyalar adeta kapışılırdı…

Her hafta sonu İstanbul ve civar illerden gelen müşteriler olurdu…

Onlara mal satmaya yetiştiremezdik…

Yatak, salon, yemek odası denilince akla gelen ilk şehirlerden biriyken Adapazarı, ne oldu da daha sonraki yıllarda bu özelliğini kaybetti, üzerinde durup düşünmek gerek…

Bir zamanlar altın devrini yaşayan Adapazarı mobilya piyasası, o günlerin hünerli ustalarının kayboluşu ile girdiği sancılı dönemden çıkamayınca öncülüğü İnegöl’e kaptırdı…

Bu kötü gidişi durduracak adımlar atılacağı yerde ortamı daha da geren ve birbirlerini karalayan çirkin rekabet anlayışı ile bu önemli sektör elimizden kaydı gitti…

İnegöl sadece Adapazarı piyasası değil Ankara Siteler piyasasının da önüne geçecek birlikteliklerle güçlü bir mobilya sanayi oluşturdu…

Hal böyle olunca ilimizde pazarlanan tüm mobilya ürünlerinin kaynağı İnegöl menşeili ürünlere dönüştü…

Peki yeniden o havayı ve piyasayı yakalamak ve sektörün yönünü ilimize çevirmek mümkün mü!

Elbette mümkün…

Ancak bu işin öncülüğünü yapacak bir babayiğide ihtiyaç var şu aşamada…

Tam da böyle düşünürken gazetemizin dünkü birinci sayfasında “Mobilyacılar kümeleniyor” başlığını taşıyan bir haber yer aldı…

Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın da katıldığı, SAMİKOP Başkanı Lütfü Sunma’nın başkanlığında ve SATSO Yönetim Kurulu üyesi Yunus Tever’in ev sahipliğinde yapılan toplantıda konu ele alınmış…

Sektöre kaybedilen o eski itibarı ve pazar payını yeniden kazandıracak güçlü birlikteliğe olan ihtiyaç dile getirilmiş…

Böyle yapılırsa ve sözde kalmazsa toplantıda ele alınan konular, sektörün kaybettiği prestiji yeniden yakalamak mümkün…

Bu, güçlü bir organizasyonu gerektirir hiç kuşkusuz…

Bunun için teknik donanımı sağlayacak, bilgi, birikim ve sermayeye sahip fedakârlıklar ve ortaklıklar gerekir…

Böylece kısır çekişmelerin ve birbirlerini yok etme üzerine kurulu çirkin rekabetin de sonu gelir…

Kazanan sadece sektör temsilcileri olmaz…

Oluşturulan istihdamdan halkımız ve ilimiz de nasiplenir…

O nedenle diyoruz ki gelin zor olmayan ancak günümüzde böyle yapanların karlı çıktığı bir mobilya piyasası oluşturulsun…

Bugün ayakta kalabilmenin en önemli kriteri güçlerin birleştirildiği sağlam ve kalıcı evliliklerdir ancak…

Buna dünden daha fazla ihtiyaç vardırbugün, ilimiz mobilya piyasasında…

Sektör temsilcileri de farkına varmış olmalı kiyönlerini böyle ve güçlü bir organizasyona çevirmiş görünüyorlar…

İsteriz ki zaman kaybedilmesin, temel sağlam atılsın, İnegöl’e kaptırılan piyasaların geri dönüşü sağlansın kısa sürede…

Bu doğrultuda adım atacak üretici, pazarlayıcı, satıcı her kesime kolaylıklar ve başarılar dileğiyle istedim ki Bizim Bahçe’den şans çiçeği “papatyalar” gitsin demet demet…