Bizim insanımızın özelliğidir iyi olanı görmez, buna karşın hoş olmayan bir iş olunca feryat figan alır başını gider…

Oysa bilinir ki; Marifet iltifata tabidir…

Ve iltifatın en anlamlısı ve kabul göreni olayın kahramanının hakkını, hal-i hayatında vermektir, hiç kuşkusuz…

MHP’nin acar meclis üyesi Hayrettin Hacıbektaşoğlu benim özellikle takip ettiğim, birikimli ve kararlı bir meclis üyesidir…

Doğru sözünü ve oymadan milletin gözünü, değerlendirmeye alırım her defasında…

Son meclis toplantısında yaptığı itirazı bu anlayış ile ele alınca, şu sözünün doğru olmadığına inanırım;

“Ölmeden bir insanın adı, bir yere verilemez.”

Kişi, değerli ve toplum yararına iyi bir iş yapmış ise niye yaşarken adama iltifat edilmesin, adı bir yerlere verilerek onurlandırılmasın!

Böyle durumlarda bence en makbul olan da budur...

Örneğin eski valilerimizden Cahit Kıraç’ın adının Karaman’da bir caddeye verilmesi gibi…

Ayrıca bu caddenin adının değiştirilmek istenmesi, son derece yanlış…

Başka bir yer mi yok da buraya göz dikiliyor…

Ölen ölmüş demiyorum…

Ölen de unutulmasın…

O da görsün iltifat, yaşasın tabelalarda adı…

Ancak yaşayanın marifetine şaşı bakmak yanlıştır…

Sanırım Hacıbektaşoğlu bu konu üzerinde durup düşünecek ve doğruyu yakalayacaktır yakasından…

Ona, bu duygularla istedim ki Bizim Bahçe’nin nadide çiçeği “Siyah güller” gitsin…