Bir insanın başına gelenler kendi davranışlarıyla orantılıdır. Kötü olaylar yaşadığınızda sizin bu kötü olayları yaşamak için neler yapmadığınıza bakmalı, kendinize öğretiler çıkarmalısınız.
Sallantıda olan, sizi defalarca üzen, vurup kıran, sizi incitmekten çekinmeyen, varlığınızı yok sayan birine zamanında vermediğiniz tepkiler size eninde sonunda daha kötü sonuçlar olarak geriye döner. Fazla tahammül karşınızdaki insanın sizi sevmesini sağlamaz. Aksine size daha fazla kötülük yapması için ona cesaret verir. Sorunları susarak, devamlı alttan alarak, trip atarak, yok sayarak çözemezsiniz. Görmezden gelinen her sorun üstüne misliyle eklenerek size geri döner. Hayatınızı rezalete çeviren davranış biçimi zamanında gereken tepkiyi son raddede vermenizdir.
Her ilişki özenle yürür, az da olsa tahammül etmekle, bazı şeyleri görmezden gelmekle, ara sıra alttan almakla… Hissettiğiniz sevginizle karşı tarafın her kötü davranışını görmezden gelmek, hayatı size zindan ettiği halde terkedilme korkusuyla tahammül etmek, size kötü sözler söylediği, aşağıladığı halde devamlı alttan almak sizi olası kötü sondan kurtarmaz. Sonunuzun daha fazla kötü olmasını sağlar.
Bazı insanlar ilişki yaşadığı kişiye bağımlılık geliştirirler. İlişkide bağlılık önemlidir, bağımlılık ise kişinin hayatını zindana çevirir. İlişkisinde karşı tarafa bağımlı olan kişiler ne yaşarsalar yaşasınlar çekip gidemezler. Her kötü davranışa müsamaha gösterirler. Hatta kötü davranış gördükçe karşı tarafın yakasına daha fazla yapışır, terkedilmemek adına bir dediğini iki etmez, hakaretler duymayı görmezden gelirler. Bu tarz davranışlar sizin sonunuzu değiştirmez, sadece ilişkinin sonucunu uzatır. Ve uzadıkça siz en kötü senaryoyla karşı karşıya kalırsınız.
Kötü olaylarla bağınızı kesmek için en kötüsünün olmasını beklememelisiniz. Ayrılmak için aldatılmayı, kendinizi korumak için şiddet görmeyi, terk etmek için sizi ortada bırakıp gitmesini...
Sevgilerimle…