Önümüzdeki yerel seçimler AK Parti’de siyaset yapan insanların büyük bölümünün iştahını kabartıyor…

Çünkü birçok insan bu seçimleri “Köprüden önceki son çıkış” olarak değerlendiriyor…

“Bu seçimlerde aday oldum oldum. 5 sene sonra kim öle, kim kala” diye düşünüyorlar…

Malum, parti gitgide kan kaybediyor…

Bunda yıpranmışlık kadar, her geçen gün derinleşen ekonomik krizin de etkisi var…

Bir 5 sene sonra AK Parti iktidarda 20 senesini geride bırakmış olacak ve iyiden iyiye yıpranacak…

Bugünden yarına tahminler yapmak güç biliyorum ancak bazı şeyleri öngörmek de zor değil…

Bilhassa son zamanlarda AK Parti’ye yakın medyada bile bazı köşe yazarlarının rahatsızlıklarını gizlemediklerini görüyoruz…

Yıllar geçtikçe bu tür itirazların daha da yükseleceğini tahmin ediyorum…

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle birlikte milletvekilliğinin eskisi kadar bir önemi kalmadı…

Artık bakanlar ağırlıklı olarak parlamento dışından seçiliyor…

Bu durumu “partinin sonunu getiren hamle” olarak değerlendirenler çoğunlukta…

Hal böyle olunca elde kala kala belediye başkanlığı kalıyor…

İşte bu nedenlerle mevcut belediye başkanlarından teşkilat başkanlarına, meclis üyelerinden teşkilat yönetim kurulu üyelerine kadar herkes bir belediye başkan adaylığı kapmanın peşinde…

Şu an baktığımızda Büyükşehir rüyası gören isimlere Adapazarı’nı teklif etseniz buna da razı gelirler…

Adapazarı hayalini kuranlara “Size Erenler verelim” deseniz hemen kabul ederler…

Yani belediyenin ufağına büyüğüne bakmadan bu dönem bir adaylık elde edelim derdindeler…

Hatta belediye başkan yardımcılığını ya da bürokratik görevini koruma adına başkan adaylığına soyunanlar da olacak…

Birçok insan da meclis üyeliği hedefine kilitlenecek…

Velhasılı kelam hemen herkes “Partinin gücü kuvveti henüz yerindeyken şu 5 seneyi bir sağlama alalım” diye düşünecek…

Ne diyelim…

Allah kolaylık versin cümleten…

 

Toçoğlu’nun en büyük şansı

Her fırsatta belediyelerin kadrolarının yetersizliğinden bahsediyorum…

Alt kadroların başkanları değil, başkanların alt kadroları taşıdığını söylüyorum…

Bu durumun istisnalarından biri de SASKİ Genel Müdürü Dr. Rüstem Keleş’tir…

Rüstem Hoca, şeksiz şüphesiz Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun en büyük şansıdır…

Sürekli proje üreten, bazı projeleriyle belediyeye para da kazandıran, işini titizlikle yapan, bulunduğu makamın mesuliyetini iliklerine kadar hisseden, başarılı, çalışkan, disiplinli, dürüst, ahlaklı ve vicdanlı bir insan Rüstem Hoca…

Gözünüzü bile kırpmadan emaneti teslim edebileceğiniz bir bürokrat…

Geçen hafta bugüne kadar yapılan hizmetlerin anlatıldığı programda bir sunum gerçekleştirdi …

Bilimsel veriler, karşılaştırmalı analizler eşliğinde yapılan işleri saydı döktü…

Kendilerine bu hizmetleri gerçekleştirme imkânı veren Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’na teşekkür etti sık sık…

Bence Zeki başkan da işini hakkıyla yapan Rüstem Hoca’ya bir teşekkür borçlu…

Aynı teşekkürü artık gün aşırı suları kesilmeyen, her yağmurda sokağını ve caddesini su basmayan ve çeşmesinden gönül rahatlığıyla su içebilen Sakarya halkının da etmesi lazım…

Bu devirde böylesi maharetli yöneticileri çok arıyor çünkü şehirler…

 

Engin Özkoç’un Sakarya sevgisi

CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç, tabiri caizse tam bir Sakarya delisi…

Bu şehrin eğitimi, sağlığı, rahatı, huzuru için çırpınan bir insan…

Bunu çok defalar kanıtladı…

Yaşadığımız her olumsuz hadisede hemen üstüne düşeni yaptı…

Soru önergeleri verdi, yetkililerle görüştü, sorunu ortaya koyduğu gibi çözüm yolları da önerdi…

Şehri yöneten herkesle “şehrin menfaati” için iyi geçindi…

Yapıcı bir muhalefet anlayışıyla şehre hizmet etmenin derdine düştü…

Geçen hafta düzenlenen “Eğitimde Ortak Akıl Arama Konferansı”nın açılışı programına katıldım…

Bir tatil gününde, sabahın 9’unda başlayan bu toplantıda karşımda gördüğüm tek milletvekili Engin Özkoç’tu…

Yine kalın bir dosya hazırlamış, Sakarya’nın eğitimiyle ilgili tüm verileri rapor halinde sıralamış, dersine çok iyi bir şekilde çalışıp, partideki önemli görevi gereği Ankara’daki onca işini bırakıp sabahın kör saatinde konferansa katılmış…

“Ben nasılsa seçildim. Bundan sonrası tufan” anlayışıyla Ankara’ya çadırı kurup Sakarya’yı boşlamayan; düğününde cenazesinde bu şehrin insanlarıyla kol kola, omuz omuza siyaset yapan Engin Özkoç’a bir kez daha şapka çıkartıyorum…

Milletvekili gibi milletvekilliği yapıyor…

Helal olsun!

 

Hendek’te üç isim konuşuluyor

Hendek Belediye başkanlığı için mevcut başkan İrfan Püsküllü’nün yanı sıra iki güçlü isme de şans tanınıyor…

Bu isimler mevcut ilçe başkanı Ali Kemal Sofu ve meclis üyesi Şenay Sakal…

Hendek’te başkan adaylığı yarışının bu üç isim arasında geçmesi bekleniyor…

Hepsi birbirinden güçlü bu isimlerin hangisinin ipi göğüsleyeceğini tahmin etmek gerçekten çok güç…

MHP’nin Turgut Babaoğlu gibi geçen seçimde başkanlığı kıl payı kaçıran güçlü bir isimle yarışa gireceği düşünüldüğünde Hendek için yapılacak tercihin önemi ortada…

Şüphesiz Hendek Belediyesi’nde 4 dönem üst üste seçim kazanan Ali İnci’nin görüşleri de önemli…

Bakalım bu üçlü yarışın galibi kim olacak…

 

Yormayın benim Adil abimi

Sakarya Büyükşehir basket takımının başkanı Adil Köseoğlu dayımın oğlu olur…

Takımın başına geçtiği günden beri gün yüzü göremez oldu…

Bilhassa döviz kurlarındaki yükseliş sonrası maliyetler artınca sıkıntısı büyüdü…

Bir tek Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ve Ada Tıp Hastanesi’nin sponsorluğuyla işler yürümez oldu…

Başta belediyeler olmak üzere iş dünyasının bu takıma sahip çıkması lazım…

Sakarya’yı gerek ulusal, gerekse uluslararası platformda tanıtan ve mütevazı kadrosuna rağmen geçen yıl da çok iyi bir derece elde eden bu takıma omuz vermenin zamanıdır…

Hadi bakalım, pamuk eller cebe!