AK Parti mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı, kıymetli büyüğüm Zeki Toçoğlu’nu yeniden aday göstermedi…
Biliyorum ki bu karara birçok insan çok sevindi…
Hatta zil takıp oynayanlar bile vardır…
Ama hiçbiri benim kadar sevinemez…
Toçoğlu’nun yeniden aday gösterilmemesine en çok sevinen benim…
Çünkü biliyorum ki belediye başkanlığı veballi bir iştir…
Ne ailene vakit ayırabilirsin, ne de kendine…
Yüzbinlerce insanın sorumluluğu senin üzerindedir her daim…
İnsan, yürekten sevdiği bir insanın böylesi bir görevi yapmasını ister mi!
O zaman niye “Yeniden aday olma” demedin kendisine diye düşünenler olabilir…
Lakin ben ona tavsiyede bulunacak, ona akıl verecek bir konumda değilim…
O benim büyüğüm, vardır elbet bir bildiği dedim…
Peki kimse siyaset yapmayacak mı, böylesi görevleri üstlenmeyecek mi?
Tabii ki birileri bu görevleri yapacak…
Hatta dürüst, adil, liyakat sahibi insanlar yapacak ki bu görevleri gözümüz arkada kalmasın…
Ama ben her şeye rağmen kenarda kalmayı, siyasetin dışında olmayı tercih edenlerdenim…
Bilhassa sevdiğim insanların böylesi işlerle meşgul olmasını istemem…
Çünkü yaptığın iyilikler çabuk unutulur, güzel şeyleri görmez gözler…
Hiçbir zaman insanların tamamını memnun edemezsin…
Ne kadar iyi işler yapsan da bir yerlerde bir şeyler mutlaka eksik kalır…
Sevenin olduğu kadar sevmeyenin de çok olur…
Ben Zeki başkanın bu işi bihakkın yerine getirdiğini düşünüyorum…
Mutlaka eksikleri, hataları ve hatta yanlışları olmuştur…
Kul kusursuz olmaz zira…
Ama ben genel manada kendisinin başarılı bir belediye başkanlığı yaptığını düşünüyorum…
Eldeki kıt imkânları son derece yerinde kullandı…
Çok devasa, göz boyayıcı işlerden ziyade altyapı gibi, su gibi, kanalizasyon gibi olmazsa olmaz hizmetlere ağırlık verdi…
Yeni yeni yollar açtı, parklar bahçeler yaptı, bilhassa ilçelere rüyalarında bile göremeyecekleri altyapı yatırımlarını kazandırdı…
Temiz ve imarı düzenli, insanları mutlu bir şehir için uğraş verdi…
En önemlisi görev yaptığı süre boyunca adı hiçbir şaibeye karışmadı…
Biz görmeden, biz bilmeden yanlış işler yapmış, akçeli işlere bulaşmışsa da hesabını Allah’a verir…
Biz gözümüzün gördüğü ile hükmederiz…
Neden tekrar aday gösterilmediğine dair çok şey yazılıp söyleniyor…
Ama gerçek nedenini biz bilemeyiz…
Kimi anketler düşük çıktı diyor, kimi halkla ilişkileri zayıftı diyor, kimi öyle diyor, kimi böyle!
Şayet bana sorarlarsa “Toçoğlu’nun lobisi yoktu” cevabını veririm…
Arkasında ağalar, paşalar, dayılar, amcalar yoktu derim…
Arkasında bakanlar, milletvekilleri, kerli ferli işadamları yoktu derim…
Başka şeyler de derim ama verilen karara sevindiğim için ötesini berisini kurcalamayacağım…
Ben Zeki Toçoğlu’nu 10 yıllık görev süresi boyunca yerlere göklere sığdıramamış bir insanım…
Arada eleştirel yazılarım da oldu ancak bunların sayısı incir çekirdeğini doldurmaz…
Bu yazılarım nedeniyle hakkımda son derece olumsuz yorumlar da yapıldı bugüne kadar…
Toçoğlu’nun yalakası dediler…
Toçoğlu’ndan besleniyor dediler…
Toçoğlu onu işe alacak dediler…
Dediler de dediler!
Ama Allah biliyor ki Zeki Toçoğlu’ndan iğne ucu kadar menfaatim olmadı bugüne kadar…
Onu çok sevmeme rağmen aylarca yüzünü göremediğim günler oldu…
Utancımdan o çağırmadan makamına gidip de bir çayını bile içemedim…
Rahatsız olmasın diye telefon açıp da hal hatır soramadım…
Şöyle birkaç saat karşılıklı oturup da hasbihal edemedik…
Toplantılarda, programlarda bile yanlış anlaşılmalara mahal vermemek adına hep kenarda durdum, uzakta bir yerlere iliştirdim kendimi…
Lakin artık gün benim günümdür…
31 Mart itibariyle görevi biter bitmez artık dünden ve bugünden daha fazla Zekici’yim…
Toçoğlu’ndan bugüne kadar sağlayamadığım tüm menfaatleri başkanlıktan ayrıldıktan sonra sağlayacağım…
Telefon açıp “Hadi başkanım bir yemek ısmarla da yiyelim” diyeceğim…
“Hadi başkanım senin açtığın parklarda bir çay içelim birlikte” diyeceğim…
“Hadi atlayalım arabaya şöyle bir boğaz havası alalım” diyeceğim…
Meydan asıl şimdi bana kaldı işte…
Bu yeniden aday gösterilmeme işinden en çok ben kazançlı çıkacağım…
Ben menfaat için onun eteğine yapışan, menfaat için kuyruk gibi peşine takılan, menfaat için onun etrafında pervane olan adamlardan değilim…
Ben asıl şimdi Zekici’yim kardeşim…
Bütün koltuklar, bütün makamlar, bütün unvanlar sizin, Zeki başkan bizim olsun…
Biz muhabbet fedaileriyiz, bizim husumete vaktimiz yoktur…
Şer gibi görünen işlerde nice hayırlar vardır…
Ben 10 yıl boyunca adam gibi bir adamı savundum gittiğim her yerde…
Ve Zeki Toçoğlu’nu, böylesi bir adamı savunmuş olmanın onurunu boynumda bir madalya gibi taşıyacağım…
Allah yolunuzu ve bahtınızı açık etsin başkanım…
Benim iğne ucu kadar bile hakkım varsa helali hoş olsun…
Siz de bana hakkınızı helal edin…
Zira sizin de dediğiniz gibi, baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş…