Yeni Şafak yazarlarından, düşünce adamı Yusuf Kaplan, dünkü köşesinde, katledilişiyle tüm ülkeyi

yasa boğan minik Narin ile ilgili bir yorum kaleme almış…

Kaplan’ın, insanı düşünmeye sevk eden yazısını istedik ki sizlerle paylaşım…

Önce okuyalım, sonra diyelim son sözümüzü…

Diyarbakır, yine sallandı. Bütün ülke, bir haftadır, masum bir çocuğun esrarengiz bir şekilde

katledilmesine kilitlendi.

Bendeniz bu hâdisenin tesadüfî olmayabileceği ihtimali üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum.

Diyelim ki, olağan, kendiliğinden gelişen bir cinayet hâdisesi bu. Cinayetin işleniş biçiminden 8

yaşındaki masum Narin’in naaşının bulunmasına kadar yaşananların pek de tesadüfî olmadığını

söylemek için kâhin olmak gerekmiyor…

Düşünsenize, mesele Kur’ân kurslarının varlığının sorgulanmasından, bu toplumun varlık nedenini

oluşturan, bu toplumu bin yıl birbirine etle tırnak gibi bağlayan İslâm’ın hayat bahşeden değerlerinin

aşağılanmasına kadar gelip dayandı, zıvanadan çıktı. Bu, bu toplumun birliğinin, dirliğinin ve

kardeşliğinin dinamitlenmesi demektir ve aslâ tesadüfî değildir.

BAŞIMIZA TAŞ YAĞACAK!

Narin cinayeti ilk ve son çocuk cinayeti değil, ne yazık ki. Türkiye, çocuk cinayetleriyle sarsılıyor son

yıllarda…

Cehennemin dibine doğru yuvarlanıyoruz topyekûn!

İşlenen cinayetin ürperticiliği yetmiyormuş gibi, bir de aşağılık adam, cinayeti işlemiş, gitmiş, güya

namaz kılmış!

Sen namaz kıldığını mı sanıyorsun? Sahibin kim senin? Kimin adına hareket ediyorsun? “Namaz, kişiyi

bütün kötülüklerden alıkor, uzaklaştırır,” diye buyurulur âyette. Âyet bu, âyet!

Senin kıldığın namaz, senin masum bir çocuğu hunharca katletmeni engellemiyorsa o namaz namaz

olur mu! O namaz başına çalınsın senin!

Allah senin de, o masum günahsız çocuğun hunharca katledilmesine yardım ve yataklık eden herkesin

de belâsını versin.

KATİLLER SÜRÜSÜ SAHAYA İNDİ…

İkincisi, çocukları dağa kaldıran, orada o çocuklara her tür tecavüz’ü yapan, şehid Yasin Börü’yü ve

arkadaşlarını paramparça ederek katleden aşağılık terör örgütü ve uzantıları, bu Narin cinayetini

almışlar dillerine dolamışlar, sömürdükçe sömürüyorlar! Ruhsuz adamlar!

Belli ki, ülkeyi kaosa sürüklemek için bulunmaz bir fırsat olarak görüyorlar bu kadar nâzik bir hâdiseyi

bile!

Neden çocukları dağa kaçırılan Diyarbakır Anneleri’ne bir kez olsun, ilgi gösterip sahip çıkmadınız?

Sizin de Allah belanızı versin!

Katiller sürüsü!

İPE GÖNDERİLSİN!

Böylesine hunharca bir cinayeti İslâm’a mal etmeye kalkışan herkes aşağılıktır. Bu tür kişiler, resmen

toplumun kardeşliğini, birliğini, dirliğini dinamitleyen bu ülkenin çocuğu olamayacak pespaye

kişilerdir. Böyle bir cinayete, vahşete, en ağır cezayı verecek sistem İslâm’dır!

O yüzden idam geri gelsin, diyorum! Suçsuz, masum Narin’i hunharca katleden kişiler en ağır şekilde

cezalandırılsın, hiç gözünün yaşına bakmadan ipe yollansın.

KAOS VE İNFİAL OLUŞTURMAK!

Neler oluyor bu ülkede? Birileri toplumun temeline dinamit mi yerleştiriyor ne? Bu toplumu ayakta

tutan, merhametin, adaletin, kardeşliğin kaynağı, dayanağı İslâmî ilkeler teker teker ayaklar altına

alınıyor! Çocuk cinayetleri, kadın cinayetleri, nafaka cinayetleri aldı başını gidiyor!

Bu cinayetlerin hepsi sonuna kadar araştırılsın! Sıradan cinayet olarak değil, toplumda kaos

oluşturmaya dönük, infial oluşturmaya dönük, toplumu çözmeye, çökertmeye ve ülkeyi yönetilemez

hâle getirmeye yönelik bu aşağılık cinayetler sıradan cinayet vakası olarak ele alınmasın! Toplumdaki

kardeşlik, birlik ve huzuru bozmaya dönük çok yönlü ürpertici cinayetler olarak ele alınsın, sonuna

kadar incelensin. Sorumlularının gözlerinin yaşına bakılmasın!

Ayrıca bu hâdise, toplumun bin yıllık birliğini, dirliğini, kardeşliğini sağlayan İslâmî değerlerini,

dinamiklerini dinamitlemek için terör örgütü ve militarist laikçi “kamalist” şebekeler tarafından

istismar ediliyor ve tepe tepe kullanılıyor…

Bu toplumun müşterek inançları, müşterek değerleri, müşterek kültürü, müşterek tarihi yok edilmeye,

bu ülke parçalanmanın, kardeş kavgasının eşiğine sürüklenmeye çalışılıyor. Kürt çocuklarını dağa

kaçırarak her tür tecavüzü, zulmü reva gören aşağılık İsrail uşağı, emperyalist uşağı terör örgütü ve

uzantılarının Diyarbakır Anneleri’ne zerre miktarı ilgi göstermeyip de, Narin cinayetini ülkeyi gerecek,

birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi dinamitleyecek şekilde kullanmalarını şiddetle kınıyorum.

Yine “Kur’ân kursları ne işe yarıyor, neler oluyor oralarda?” diyen sözümona milletvekillerini de

kınıyorum. Ülkede kin ve nefret tohumları eken bu tiplerin yakasına hukukun yapışmasını ve hesap

sormasını bekliyorum.

Narin cinayeti ile iç cephenin nasıl ele geçirildiğini, hatta işgal edildiğini bir kez daha görmüş oluyoruz.

Türkiye çok büyük değerler yozlaşması ve ahlâkî çürüme yaşıyor… Yüzyıllık Cumhuriyet tarihimizde

yaşadığımız en büyük dejenerasyonu yaşıyoruz…

Aile parçalandı… Boşanmalar tavan yaptı. Pornografi, uyuşturucu, cinsel sapkınlık biçimleri ve şiddet

olayları zıvanadan çıktı…

Oysa bizim sahip olduğumuz muhkem değerler, dünyanın şiddetle ihtiyacını hissettiği kalıcı, köklü

değerler…

Unutmayalım: Eğer bu ülke bin yıllık müşterek inançlarını, müşterek değerlerini, müşterek tarihini

yitirirse, bu topraklardaki birliğini, dirliğini ve kardeşliğini de yitirir, bu toprakları da.

Ve tarihten silinir gider -Allah muhafaza!

Vesselâm.

Değerli düşünce adamı Yusuf Kaplan’a “Peygamber çiçekleri gönderirken Bizim Bahçe’den, Narin

kızımıza ise bir kez daha yüce Mevla’dan rahmet diliyorum…