Değerli okurlar. Sözün bittiği yerdeyiz. Yaşlı, kadın, çoluk çocuk demeden Müslüman Filistin şehirlerine ve masum insanların üzerine bombalar yağıyor.  İçimiz yanıyor. Kardeşlerimiz ölürken, bizler utanç içindeyiz.

Savunmasız insanların yattığı hastaneyi bile bombalayacak kadar gözü dönmüş sapık bir –Siyonist- zihin yapısıyla karşı karşıyayız. Hastane bombalayan İsrail Devleti, insanlık tarihinin utanç tablosudur.

Katil İsrail’in vahşetle yaptığı insanlık dışı katliamları ve asimetrik devlet terörünü ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya askeri güçleriyle destekliyor. İslam dünyası ise sadece kınıyor ve seyrediyor.

Merhum Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Alija’nın dediği gibi; “Güçlü olmak zorundayız. Bu dünyada bazıları sadece güçten anlıyor.

Özellikle körfez ülkeleri sahip oldukları devasa güce işaret eden petrolü, İsrail ve ABD’ye karşı yaptırım olarak kullanmadıkları sürece İslam Ümmetinin birliğinden söz etmek mümkün değil.   Yaklaşık üç haftadır sürmekte olan Gazze direnişi gösterdi ki hiç bir şey eskisi gibi olmayacak… Sadece Ortadoğu’da değil, tüm küresel hedeflerde kartlar yeniden karılmaya başlandı.Tüm bu hengâme içinde bölgenin yükselen gücü Türkiye’nin diplomasi trafiği çok önemli. Türkiye’nin Filistin’de garantör ülke olması bile şimdilik yeterli bir kazanım olacaktır. Ne yazık ki Gazze’de akan Müslüman kanını, çocukların ve güçsüz kadınların bombalar ardından gelen ölümünü, ancak Türkiye’nin liderliği durdurabilir gibi görünüyor. Ne yazık ki halen İran ve birçok Arap ülkesi anlamsız bir planın piyonu durumundalar.  

Kolombiya’dan, Bosna’ya; Endonezya’dan İskoçya’ya kadar büyük bir tepki dalgası yayılıyor dünyada İsrail’e ve Emperyalist ABD’ye karşı. Diğer yandan; Gazze’de yaşanan insanlık dramına hamburger taşıyan Mc Donald’s ve açıkça devlet terörüne finansal kaynak aktaran Starbucks’ın ülkemizde ve dünyada boykot edilmesi boşuna değil.

Türk gençleri, Gazze’ye ve Filistin’e yardım etmek istiyorsa, Yahudi firmalarını, ABD merkezli tüketim ürünlerini ve özellikle Starbucks’ı boykot etmeli. Türk gençlerine yakışan onurlu boykotun başarısı, Starbucks’ın Türkiye’den çekilmesi olacaktır.

Yahudilerin kontrolündeki Hayber Kalesi, yıkılması imkânsız bir kaleydi. Hz. Muhammed (sav) Efendimiz, Hayber Kalesini kuşattığında, kale çevresindeki hurma ağaçlarının yakılmasını emretmişti. Böylelikle Yahudiler kendi içlerinde ayrılığa düşerek savaşmaktan kaçındılar çünkü ağaçlarını kaybetmek istemiyorlardı.

Kıyamet kopacağını bilsen de elindeki ağaç fidanını dik” diyen Merhamet Peygamberinin, (sav) “hurma ağaçlarının kesilmesini” emretmesi boşuna değildi. Rasulullah, Yahudilerin karakterini hepimizden iyi biliyordu. Korkak Yahudiler için ekmek, (para) izzetten önemliydi. Netice de kale fethedilmiş, Yahudiler zelil bir şekilde yenilmişti.

Şimdi, Yahudilerin hurma ağaçlarını kesme zamanı. Günümüzün en önemli direnişi Yahudi sermayesinin ürettiği malları boykot etmektir.

Sembolik dahi olsa AK Parti Belediyeleri karşı hamle yapsa iyi olur. Farkındalık oluşturmak adına, Türkiye’deki Ak Parti Belediyelerinin sahip oldukları sosyal tesislerin tamamında Coca Cola, Fanta satışı durdurulmalıdır.

Türk gençleri Starbucks’ı boykot ederek Kahve Dünyası’nı tercih etmeli. Gazze’ye iyilik yapamıyorsak hiç olmazsa kötülük yapmayalım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla yapılan Filistin’e Destek mitinginde toplanan 1,5 milyon İstanbullu vatandaşımızın dünya medyasına verdiği mesaj gayet açık. Filistin, sadece Arapların değil Türkiye’nin öncelikli devlet meselesidir. Osmanlı’nın 400 yıl boyunca sahip çıktığı Mescid-i Aksa’nın evlatları yalnız değil…

Şüphesiz ki Allah, İslam ümmetinin yaşadığı acı imtihandan bir çıkış yolu, bir kurtuluş yolu açacaktır. Türkiye’nin garantör ülke olacağı Filistin, özgür Filistin olacaktır… Allahumme ya Fettâh.