- Heidegger’a göre bireysel varlık yoksa, o bireysel varlığın çevresinde başkaca hiçbir varlık (varlığın değeri) yoktur.
- Heidegger’ın görüşü ahir yaşama inanmayanların “Bir gün ölüp yok olacaksanız yaşamanın ne anlamı var?” şeklindeki soruya karşı verdikleri “Biz öldükten sonrakilere güzel bir yaşam bırakmak için yaşıyoruz.” şeklindeki yanıtı geçersiz kılıyorsa İslam’a göre nasıl yanlış olabilir?
Cevap
Değerli kardeşimiz,
Heidegger’in dasein ontolojisi varlık kavramını varolan üzerinden değerlendiren olgusal bir yaklaşımdır.
Bu felsefe var olma göz ardı edilerek müstakil bir varlık kavramını metafizik olarak inşa etmeyi olumsuzlar. Var olan olgusunu da zamansal olmak anlamında dünyevi geçiciliğin bir fenomeni olarak değerlendirir.
Dolayısıyla var olma bilinci ya da duygusu dünyada olmaktan kaynaklanan bir durum olup, kaygı ve fırlatılmışlık hislerinde temellenir. Tüm dasein olgusallıkları da varlığın zamansal olarak tezahür imkanlarından ibarettir. Bu imkanlar var olmamanın ya da diğer ifade ile hiçliğin kendini hiçlemesi yoluyla gerçekleşirken, aynı zamanda gizil varlığın kendisini göstermesidir.
Dünyanın faniliği ya da zamansal geçiciliği, İslam tarafından da önemle vurgulanan bir husus olmakla birlikte, varlık kavramını temellendirmekte kullanılmaz.
İslam’a göre varlık, ezelden ebede uzanan kesintisiz bir ölçeği ifade eder. Varlığın mutlaklığı ilahi zata ait zati bir sıfattır. İlahi zatta varlık mutlak bir oluşu ifade ederken, insan ve diğer şuur sahibi olanlarda ise görece bir oluşu ifade eder.
Bu noktada Heidegger’in yaklaşımının yalnızca dünya hayatı çerçevesinde sınırlı bir var olma düşüncesini içerdiği görülmekle birlikte, ölüm ötesi konusunda ise onun varlığın gizil özüne dönüş olarak yaptığı değerlendirme eksiktir. Zira ölüm ötesi hayat İslam’a göre berzah hayatı ve ahiret ölçeklerinde yeni ve daha kapsamlı oluş süreçlerini ifade eder.
Bu nedenle İslam’a göre var oluşve zaman ya da geçicilik ile değil de ebedilik ile birlikte değerlendirilmelidir.Kaynak:Sorularlaislamiyet.com