Sakaryaspor bu sezon ilk karşılaşmasını gönül isterdi ki yeni stadında, yeni bir heyecan ve yepyeni bir atmosferde oynasın…
Niye böyle oldu konusu bir yana, lig geldi dayandı kapıya…
Yol göründü Gebze’ye…
Geçen yılki final maçı gibi tam anlamıyla öyle olmasa da benzer özellikler taşıyan bir seyirci akını ile gidildi…
İlk karşılaşma rakip İzmir’in güçlü ekibi Karşıyaka idi…
Maç golsüz kapandı bilindiği üzere…
Futbolda ilk maçların önemi büyük olmuştur, moral ve motivasyon açısından daima…
O nedenle akın etti binlerce taraftar Gebze Stadı’na…
Karşılaşma deplasmanda oynanan maç havasında geçti onca seyirciye rağmen…
Sadece sahanın yetiştirilemeyişi değildi handikap…
Yönetimin açıklanan maç kadrosundaki bazı oyuncuların lisansını yetiştiremeyişi tam anlamıyla bir fiyasko olsa gerek…
Kadro dışı kalıp evlerine gönderilen ve bu yönüyle üzüntü içerisinde olan oyuncuları yeniden kadroya davet etmeyi başka nasıl ve ne ile izah edebiliriz!
Talihsizlik bununla kalsa iyi…
Taraftarların sebep olduğu maç öncesi olayları, çok daha büyük bir tehlikenin işin başında bizi beklediğini gösteriyor…
O nedenle diyoruz ki sezona iyi başlamadık…
Taraftarlar arasında eli tüfekli, tabancalı, sopalı, bıçaklı, satırlı kişilere rastlanmış polis kontrolünde…
İki kişi de gözaltına alınmış…
Bunlara gel de Sakaryaspor taraftarı de sıkıysa!
Sakaryaspor sevdalıları adına bir talihsizlik olarak ülke gündemine düşen olaylar da göstermiştir ki bu konuda ivedi ve caydırıcı önlemlere gidilmelidir…
Önceki yıllarda yaşanılan saha kapatmalar, kesilen para cezaları, yeşil siyahlılar adına karşılanması sıkıntı oluşturan olaylar olarak unutulmamalı hiçbir zaman…
Bu tür olayları taraftar anlayışı ile bağdaştırmak mümkün mü!
Sporun ruhuyla çelişen, bağdaşmayan böylesi çirkin olayların gündeme gelmesi Sakaryaspor taraftarlarının bütününü içine almaz elbette…
Gerçek Sakaryaspor sevdalıları içlerindeki ayrıkotlarını bir an önce temizlemeli ya da temizlenmesinde güvenlik güçlerinin yanında yer almalıdır…
Aksi halde ortak sevdamız olan Sakaryaspor bundan büyük zararlar görür, yaralar alır…
Üç ihtimalli bir spor müsabakası için harbe gider gibi kuşanıp yola koyulmanın anlaşılır ve izah edilebilir hiçbir yanı olmaz, olmamalıdır da…
Maalesef Türk futbolu son yıllarda böyle bir belanın içine itilmiş bulunuyor…
Dileyelim bu dönem geçmişte yaşanılan ve sonu telafi edilmez kayıplara yol açan olaylardan uzak, huzurlu bir futbol sezonu olsun…
Büyükşehir Belediyesi’nin olağanüstü desteğiyle bu defa da güçlü ve iddialı bir kadro oluşturup yola koyulan takımımıza destek olmak yerine köstek anlamı taşıyan böylesi davranışların bir an önce sona ermesi için sağduyu sahibi ve takımını seven taraftarlara da birtakım sorumluluklar düşüyor elbette…
Şehrimizde oynanması gereken maçı bir deplasman karşılaşması haline dönüştürenler kayıp iki puanın getirdiği yükü taşımak zorundadırlar…
Önce yönetimin kendine bir çekidüzen vermesi, sonra taraftarların taşkınlıklara son verecek bir ortam oluşturmaları yapılan büyük maddi fedakârlığın boşa gitmemesi adına şarttır…