Sitemlerde devreye girip çözüm aradık Aynalıkavak’ta…
Kaç kez “Bu akşam yanacak” dendi…
Bir-iki gece, o da geç vakitte solgun halde yandı… Sonra yine söndü Aynalıkavak’ta tarihi Orta Camii Meydanı’nda dikili direklerin ucundaki lambalar…
Ne zaman geçsek oradan, esnafın şikayeti yapışır yakamıza, “Yine yanmıyor, koskoca meydan karanlık. Caminin haziresinde olup bitenler hiç de iç açıcı değil. Karanlık olunca olaylar kararıyor…”
Belediye düzenleme yaptı...
Açıldı etrafı, güzelleşti meydan ama gel gör ki karanlık yakışmıyor…
Evet… Gerçekten tarihi Aynalıkavak son düzenlemelerle cazip hale geldi…
Bir de ona yakışır aydınlatma olsa, hem yenilenen Orta Cami Meydanı farklı bir görünüm alır, hem de “Lambalar hala yanmıyor” deyip sitemlerini sürdüren esnaf kesiminin yüzü güler...
Meydanda tam orta yerde iki lambalı uzun bir direk ve camiye bitişik bir başka direkte ışıklar aylardır yanmıyor…
Yanmayan direkler bakımdan geçirilsin ve de aydınlatsın isteniyor artık meydan…
Böylece SEDAŞ kurtulsun sitemden… Esnafın da çilesi bitsin…
Zor mudur bilemem! Ancak esnafın öfkesi burnunda beyler...
Üzmeyin artık onları…
Bilirsiniz müşteri memnuniyetidir önemli olan…
Bu sıkıntının giderileceği ümidiyle yetkililere Bizim Bahçe’den “Leylaklar” gönderelim istedik şimdiden…
yor...
Su kaynaklarını korumak kadar ihtiyaç alanlarına ulaştırmak yani isale hatları tesis etmek de kolay bir iş değildir mutlaka…
Buna son örnek, Karasu-Kocaali yöresine içme suyu taşıyacak, 65 kilometresi tamamlanan 450 kilometrelik isale hattıdır…
Bütün güçleriyle yöre halkının ihtiyacı olan kaliteli içme suyunu ulaştırmak adına gerçekleşen bu dev hamle Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ile SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş’e sadece siyasi prim değil, manevi zenginlik de katacaktır, hiç kuşkusuz…
Zira su şiirlere, şarkılara konu olan vazgeçilmesi mümkün olmayan hayat kaynağıdır…
O nedenle suya yatırım bir anlamda ibadet anlamına gelir…
Nasıl ki hava lazım, ekmek mübarek… Su ise azizdir…
Bu konuda suya hizmet edenlerin de makamı yüksek ve aziz olur...
Görülüyor ki “Su akar, Türk bakar” sözü geride kalmış…
Bu nimetten layıkıyla istifade etmenin yoluna girilmiş…