Emekli SSK eski İl Müdürü Hikmet Cihan, enfes bir yorum ile “aşk-akıl ilişkisini” dile getirmiş kendine has üslubu içerisinde…
İstedim ki bu ilginç yorumu Bizim Bahçe’nin okuyucularıyla da paylaşayım…
“Aşk ve akıl birbirinden bağımsız müstakil birer kavram değildir.
Akılsız aşk körse aşksız akıl topaldır.
Aklın evi beyin, aşkın evi kalptir.
Yunus gibi hamlıktan hareketle
pişe pişe yanarak
aşkınlaşa aşkınlaşa aşka ulaşılır.
Sadece akıl dibini aydınlatamayan bir mum gibidir.
İnsan aklı hayatın örsüyle çekici arasında dövüle dövüle
muhtevalı bir tekamülün mücerretini kuşanarak
ve kendini aşarak
aşkınlaşa aşkınlaşa aşka ulaşır.
Aklın bütün cevherini kullanarak
varamadığı alanlara aşk nüfuz eder.
Akıl içgindir.
Aşk aşkındır.
Akıl aşkı ihata edemez.
Aşk aklı ihata eder.
İnsanı keyfiyet planında yücelten
erdemsel bir cevherdir aşk.
Akıl atına binilerek gidilen yolun sonunda
Daha da öteye gidersem yanarım dediğinde
Yolculuğa aşk atına binilerek devam edilir.
Aşk müşahhasın mücerrete inkılabıdır.
Aşk aklın aurasıdır.
Aklın imbiğinden geçerek aşka ulaşılır.
Aşk aklın türevidir.
Burada bahsedilen aşk
Dudakta ve kucakta aranılan ten aşkı değildir.
Burada bahsedilen
Yunus aşkıdır, Mevlana aşkıdır.
Etten kemikten sıyrılarak
Manada erime sırrıdır.
Bu sırra erişen Yunus Emre
Ne güzel söylemiş;
Ben yürürüm yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akılem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi…”
İlde kişisel kütüphane açısından bir ihtimal bir eşi bulunamayacak zenginliğe sahip bir kitap koleksiyoneri Hikmet Cihan dostumuza, bu anlamlı yorumu nedeniyle Bizim Bahçe’den “Peygamber çiçekleri” gitsin istedik…