İHSAN UZUNGÜNGÖR KİMDİR?
----
1938 yılında Beşikdüzünden Akyazı Pazarköye gelen bir ailenin çocuğu olan Emekli öğretmen İhsan UZUNGÜNGÖR hocamız 1942 yılında Pazarköy de dünyaya gelir. İlk ve ortaokulu Akyazıda okur. İdealleri doğrultusunda yürümeyi daha çocukluğunda kafaya koyan İhsan Uzungüngör önce Kuleli Askeri lisesini daha sonra da Kara Harp okulunu bitirerek mezun olur. Mezun olduğu yıllar ülkenin darbelerle sarsıldığı yıllardır. Önce 1960 yılında yapılan darbe, Türk demokrasi tarihine kara bir leke gibi düşmüş ardından da 1963 yılında Talat Aydemir olayları yaşanmıştır. Yaşanan olaylar neticesinde Kara Harp Okulu mezunları Subay olamadan ordudan uzaklaştırılır. Uzaklaştırılanların arasında İhsan Uzungüngör de vardır. Fakat okuma sevdası ile üniversiteye girer. İstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesinde (Arapça dili ve Edebiyatı, Fars Dili ve Edebiyatı, Umumi Türk çağı-Yakınçağ Tarihi) bölümlerinde okuyarak 3 fakülte mezunu olur. 1972 yılında öğretmen olarak eğitim camiasına katılır. Farklı liselerde öğretmenlik yapar. Babıali’de Bugün, Sabah ve Türkiye gazetesinde köşe yazarlığı ve bazı yayın evlerinde yöneticilik yapar. Farsça dan Türkçeye çevirerek yayınladığı eserin yanında telif 4 kitabı daha vardır. 3 çocuğu olan İhsan Uzungüngör hocamıza sağlıklı ve bereketli bir ömür diliyoruz.
İHSAN HOCANIN YAYINLANMIŞ ESERLERİNDEN İKİSİ
----
Bu hafta Ahde Vefa sayfamızda sizlerle İhsan UZUNGÜNGÖR hocamızı tanımaya çalışacağız. Halen Akyazı Pazarköy de ikamet eden hocayı tanıyanlar onun on parmağında on marifet olduğunu bilirler. O tam bir hezarfendir. Mesela Farsçaya ve Arapçaya tercümanlık yapacak derecede hâkim olmasını. Mesela 1962 yılında Kara Harp okulundan mezun olup 1963 yılında ordudan uzaklaştırıldığını. Mesela araştırmacı gazeteciliğini ve yayıncılığını. Mesela tarih araştırmacılığını, sporculuğunu ve eğitimciliğini. Birçok bilinen ve bilinmeyen meziyeti olan hocamızı biz bilinmesini arzu ettiği özellikleriyle sizlere sunuyoruz.
İHSAN HOCA İLERLEMİŞ YAŞINA RAĞMEN ÇALIŞMALARINA EVİNDE DEVAM EDİYOR
----
HARP OKULU YILLARI
Türk ordusunda rütbeli olmanın ilk anahtarı Kuleli askeri lisesi ve Harp okullarından mezun olmaktır. Ancak bu okullara giriş oldukça zordu. Bu okullar Subay yetiştirdiği için, okula attığınız ilk adımdan itibaren hayatınızı disipline almak zorundasınız. Sadece yaşantınızı değil belki düşünce dünyanızı da okul sıraları belirliyor. İbadet eden insanların hor görüldüğü bir dönemdir. İhsan UZUNGÜNGÖR hoca böylesi disiplinli bir eğitim aldığı dönemde her ne olursa olsun düşünce dünyasından taviz vermeden yaşamını sürdürmek isteyen öğrenciler arasındadır. O günler hakkında UZUNGÜNGÖR “Bizim zamanımızda özellikle namaz kılanlara çok ciddi baskılar vardı. Namaz kılanlar Neredeyse vebalı gibi görülüyorduk. Ama buna rağmen biz arkadaşlarımızla organizeli şekilde yaklaşık 70 kişi namaz kılıyorduk. Bundan rahatsız olanlar namaz kılmamızı yasakladı. Yasaklayanda Sabri Demirağ isimli bir komutandı. Sabri komutan namaz kıldığımız yerdeki seccademizi toplatıp odayı kilitletti. Ben de inadına komutan Sabri Demirağ ın odasının önüne battaniyemi serdim orada namaz kılmaya başladım. Gençlik ve gözü karalık diyebilirsiniz, ama inanç böyle bir şey. Tam o sırada geldi benim battaniyeme tekme attı gitti. Ben namazımı bozmadım. Namazımı bitirir bitirmez bir sağa bir sola koşarak onu aramaya başladım ama bulamadım. Arkadaşlarım benim gözü karalığımdan neler yapabileceğimi tahmin ettikleri için beni sakinleştirmeye çalıştılar. Ben çok iyi güreşçiydim hatta bana “Kurtdereli” derlerdi. 3 kişiyle güreş tutardım. Sabri komutan benim onu aradığımı öğrenmiş ve müddet ortalıkta görünmedi. Zaten kısa bir süre sonra Talat Aydemir in ihtilaline karıştığımız iddiasıyla tamamımız ordudan uzaklaştırıldık.” dedi.
İHSAN HOCA KENDİSİNİ ZİYARETE GELEN ESKİ ÖĞRENCİLERİYLE
----
Soldan Sağa - Metin KUT , Osman TORUN, İhsan UZUNGÜNGÖR, Şükrü KURŞUN, Sadettin BOZ, Abdullah KESKİN
EĞİTİMDE FARKLI BİR “ÖĞRETMEN”
İhsan Uzungüngör Öğrencilik yıllarında çalışkan ve gayretli bir öğrenci olmasından dolayı da hocalarının takdirini kazanmıştı. Derslerinde olduğu kadar arkadaşları ile olan soysal hayattaki aktifliği ile dikkat çekiyordu. 1972 yılında Yozgat ta başladığı öğretmenlik hayatına da bu sosyalliği yansımıştı. Okullarda öğrencilere verdiği dersler haricinde, gençlerden oluşan mehteran takımı kuruyor ve güreşçi yetiştiriyordu. Her gittiği okulda yaptığı bu çalışmalarla dikkat çeken hoca öğrenciler tarafından da ilgi odağı oluyordu. 1974 yılında Adapazarı İmam Hatip Lisesine atanır. Uzun yıllar sonra kendi şehrinde üstelik İmam Hatip Lisesinde görev alan Uzungüngör, 4 yıl kaldığı bu okulda da hem mehteran takımı kurmuş hem de güreş takımını çalıştırmıştı. O yıllarda Adapazarı İmam Hatip Lisesinin güreş takımı ve mehteranı her taraftan ilgi ile takip ediliyordu. Bu başarıda rol sahibi olan İhsan Uzungüngör için öğrencileri “Her derde deva İhsan” lakabını takmıştı. Özellikle sınıf hocalığını yaptığı öğrencileriyle özel alakadar olurdu. Kendi sınıfının derslerinin boş geçmesine asla tahammül etmezdi. O yıllardan öğrencisi olan yazar Fahri TUNA, yıllar önce hocası ile ilgili şu ifadeleri kaleme almıştı. “Her mahallede, her kurumda, her okulda ‘her derde deva’ tipler vardır. Nerede bir aksama, bir eksik, bir açık olsa, o tipler hemen orada bitiverir, ilaç olurlar. Bizim öğrenciliğimizde, bu hoca İhsan Uzungüngör’dü hiç tartışmasız. Sınıf hocamızdı. Almanca hocamızdı. Beden eğitimine de giriyordu. Tarih derslerine de giriyordu. Edebiyat derslerine de giriyordu. Kütüphaneden sorumluydu da. Okulun güreş takımının antrenörüydü. Ayrıca okulun mehter takımını da kurup çalıştıran oydu. Tam da on parmağında on marifet türünden bir karakterdi İhsan Hocamız. Peltekti dili, “r” sesini zor çıkartıyordu biraz. Zeki, çok zeki bir hocaydı. Hafızası da çok güçlüydü. Ayaklı kütüphaneydi adeta; hangi konu açılsa yarım saat kırk beş dakika konuşabiliyordu. Yorulmak nedir bilmiyordu. İnanılmaz çalışkan becerikli bilgili bir hocaydı.” 4 Yıl süren Adapazarı İmam Hatip Lisesi öğretmenliği sonrası önce Akyazı İmam Hatip Lisesinde sonra Akyazı lisesinde görev yapmıştır. Son olarak da kendi köy okuluna müdür olarak atanmış ve buradan emekli olmuştur.
ÖDÜLLÜ OKUL
Emekli olmadan önce son görevi kendi köyü olan Pazarköy ilköğretim okulu müdürlüğüydü. Bu okula 1948 yılında ilkokulu okumak için adım atmıştı. Aynı okula 1992 yılında Okul müdürü olarak atanmıştı. Burada da farklılığını göstermek istiyordu. Diğer görev yaptığı okullardan farklı olarak bu okulda çevre ve peyzaj çalışmaları yapmaya karar verdi. Öğrencilerden ve velilerden de destek alarak okulun bahçesini, dış cephesini düzenledi. Bu düzenleme sonucunda Sakarya İl milli eğitim müdürlüğünün açmış olduğu yarışmada en iyi “Peyzaj alanında il 1.si oldu”. Uzungüngör Hoca yapmış olduğu peyzaj çalışmasıyla kendi köyüne de emekli olmadan önce güzel bir armağan vermiş oldu.
Pazarköydeki evinde dinlenirken
----
EĞİTİM GÖNÜLLÜSÜ
İhsan hoca emekli olduktan kısa bir süre sonra yine Akyazı da açılan ÖZEL DEHA kolejinin idarecilik teklifini reddetmez ve kolej müdürü olarak göreve başlar. 28 Şubat ın ayak seslerinin yükseldiği günlerdi. Özel bir kolejdi ama özellikle kız öğrencilerin demokratik haklarını rahatlıkla kullanabildiği, özgürce derslere girdiği bir kolejdi. İhsan hoca kendine mahsus idareciliğini öğretmen ve veli ilişkilerini bu okulda da başarıyla sürdürmüş bir idareciydi. Bir süre kolej idareciliği yaptıktan sonra kendisine ve ailesine vakit ayıracağı gerekçesiyle okuldaki görevini bıraktı.
İhsan hoca bir açılışta konuşma yaparken
----
ŞAİR, GAZETECİ VE ÇEVİRMEN UZUNGÜNGÖR
On parmağında on marifet olan Uzungüngör hocamız meşhur babıaliyle 1970 yılında tanışıyor. O yıllarda yayın hayatında olan Mehmet Şevket EYGİ yönetimindeki Bugün gazetesinde köşe yazarlığına başlar. Bu dönem hocanın kendisini tamamen yayıncılığa adadığı yıllardır. Kısa bir süre sonra Bugün gazetesindeki köşesini Sabah gazetesine taşır. Sabah gazetesinde yazarlık yaptığı dönemde Farsça ve Arapça çevirmenliklerine de devam eder. Bu dönemde Farsçadan tercüme ettiği kitabını yayınladı. Özellikle Farsça konusunda oldukça iddialı olan hoca “Abartmıyorum Farsça tercümanlığı konusunda Türkiye de kendimi ilk 5 arasında görüyorum” diyor. 1980li yıllardan sonra Türkiye gazetesinde tam sayfa Cuma sohbetleri ve Ramazan ayına özel çalışmaları yayınlandı. Öğretmenlik yaptığı yıllarda da kitap çalışmalarına devam eden hoca yayınlanmış 1 i Roman olmak üzere toplam 4 kitabı vardır. Eserleri PİYES : Veysel Karani, Şehitler, Çanakkale Geçilmez, Tabut. Roman : Bir Yalnız Adam, Berbat Süleyman... Kendisinin yazdığı ve bir defterde basılmaya hazır 45.000 beyiti ise şu an beklemede. Çalışkan, gayretli, üretmeyi ve araştırmayı seven hocamıza Allah nice hayırlı hizmetler nasip etsin.
YEREL TARİH ARAŞTIRMACISI
İhsan Uzungüngör hocamızı, ömrünü öğretmenliğe ve tarihe adamış bir büyüğümüz olarak tanımlayabiliriz. İlerleyen yaşına rağmen özellikle Akyazı tarihi ve kültürü üzerine araştırmalar yapmaya devam etmektedir. Başta Kerem Ali ve Akyazı ismini araştırarak başladığı çalışmalarına bugün aralıksız devam etmektedir. Yaptığı çalışmaları daha çok Akyazı ve çevresindeki manevi büyükler üzerine yoğunlaştıran hocamız bilinmeyen birçok kabri gün yüzüne çıkarmıştır. Yazar Fahri Tuna ya verdiği bir mülakatta hoca Akyazı tarihi hakkında “Bir kere Akyazı; Şam’dan başlayıp Kayseri’ye, oradan Konya’ya, Ankara’ya, Mudurnu’ya, Kuzuluk - Pazarköy-Hendek, oradan da Adapazarı Emirdağ’a, Emirdağ’dan da İstanbul Çamlıca’ya ulaşan kervan yolu üzerindedir. Dolayısıyla 4.000 yıllık bir tarihe sahiptir Akyazı. Bu kervan yollarının malları Akyazı Bazarköy, yani bugünkü Pazarköy’de alınıp satılırdı. Eskiden 40 metre genişliğinde olan bu yol bugün 3 metreye inmiştir. Bu anlattıklarım ışığında bu bölgedeki yerleşimin Hititlerle başladığını söylemek yerinde olur” diyor.
HATIRALAR
HANEFİ TERZİ (Emekli Öğretmen)
----
12. Eylül.1980 darbesinden önce Akyazı da bir öğretmenler derneği kurma fikri oluştu. Konuyu Akyazı nın büyüklerinden Mehmet Niyazi abiye danıştık. Bize kuracağınız bu dernek bütün renkleri kucaklayıcı bir denek olmalıdır, tavsiyesinde bulundu. O günlerde Akyazı da M.Niyazi abinin tavsiyesine uyan bir grup öğretmenin öncülüğünde AKYAZI ÖĞRETMENLER BİRLİĞİ (AÖB) kuruldu. İhsan UZUNGÜNGÖR abiyi ben bu dernekte tanıdım. Derneğin bütün yükü omuzlarındaydı. Bir taraftan dernek için lüzumlu olan masa, sandalye vs. nin senetlerini ödüyor diğer taraftan dernek binasında bedenen hizmet ediyordu. Bazen onu çay demlerken, bazen sobayı yakarken, bazen yerleri süpürüp temizlik yaparken görürdünüz. Bu dernek o dönemlerde çok aktif bir dernekti. Kimler gelmezdi ki bu derneğe. Mehmet Niyazi, Mustafa Dalman, Cemal Aşar, Mustafa Genç, Berbat Süleyman, Akyazı’nın bütün renleri her akşam orada toplanırdı. Biz bu dernekte okullardan öğrenemediğimiz Fatih i, Yavuzu, Kanuniyi, Abdülhamid’i, Necip Fazılı, Arvasi’yi, M.Akif’i, Nurettin Topçu’yu, Peyami sefayı, Said’i Nursi’yi, Nazım Hikmeti, Mehmet Niyazi abiden ve İhsan UZUNGÜNGÖR den dinlediğimiz sohbetlerle tanıdık. En önemlisi bugün başaramadığımız yaşamayı paylaşmayı orada öğrendik. Bunda İhsan hocanın rolü büyüktür.
SİNAN ÇİLELİ : (Eğitimci - Kent Konseyi Başkanı)
----
İhsan Uzungüngör hocamız Adapazarı İmam Hatip Lisesinde öğrenciyken tarih derslerimize girerdi. Bizim okula ilk başladığımız yıllarda mehter takımı yoktu. İhsan hoca gelir gelmez Mehter takımı kurdu. O yıllarda mehter takımının olması bir okul için ayrıcalıktı. İhsan hoca bizzat mehteranı kendisi çalıştırıyordu. Çok gayretli bir hocamızdı. O dönemlerde Okul Cumartesi günleri öğlene kadar devam ediyordu. İhsan hoca Cumartesi öğleden sonra bize ayırır ve gazetecilik dersleri verirdi. Gazetecilik tecrübelerini ve yayıncılık hakkında bilgiler aktarırdı. Uzun yıllar İstanbul da çeşitli gazetelerde çalışmış, köşe yazarlığı yapmış kabiliyetli bir hocamızdı. Çok renkli bir kişiliği olan hocamız anlattıklarını mutlaka akılda kalan örneklerle süslerdi. Kendisine emekleri için teşekkür ediyor, uzun ve hayırlı ömürler diliyorum.
Prof. YUSUF GENÇ (SAÜ)
----
İhsan Uzungüngör hocamla Milli eğitimden emekli olduktan sonra Akyazı Özel Deha kolejinde birlikte çalışma imkânım oldu. Hocamın ilmi, idari, hukuki, inanç, ve hakkaniyet özellikleri ilgimi çekti ve kendisinin tecrübelerinden fazlasıyla yararlanma fırsatım oldu. Hocanın uzaktan bakıldığında duruşu ile etkileşime geçildikten sonraki kişiliği arasında ciddi farklılıklar vardır. Bilgi ve birikimlerini yakın çevresine mütevazı bir şekilde sunan Uzungüngör’ün, ufkundan herkesin faydalanması gerektiği kanaatini taşımaktayım. Hoca, kendi haline duygularını ifade eden yüzlerce beyit ve dörtlük yazarak tarih bilgisini edebiyat ufkuyla süslemiş ve duygularını ilgililerine bu yolla sunma cihetine gitmiştir. Hocanın metinlerinin ciddi bir derinliği olup bu tecrübenin literatüre kazandırılması gerektiğine inanıyorum. Beraber çalıştığımız süreçte hak, hukuk ve amme hakkı konusunda hassasiyetleri çok ilgi çekiciydi. Öğrencilerle birebir dirsek teması kurup gönül ehli olmayı şiar edinen bir kişiliğe sahipti. Hal ilmini de etkin bir şekilde kullanan hocanın bilgi ve birikimlerinden tüm toplumun yararlanması gerektiğine inanıyor, kendisine uzun ömürler diliyorum.
ŞÜKRÜ KURŞUN (Emekli Eğitimci)
İhsan hoca benim Adapazarı İmam Hatip Lisesinden benim hocamdı.
Yıllar sonra bende öğretmen olarak Akyazı İmam Hatip lisesine atandığımda İhsan hocamda aynı okulda görevliydi. Kendisiyle karşılaştığımda çok mutlu oldum ve hocamla aynı okulda görev yapma imkânım oldu. Hocamız ilim deryası ve aynı zamanda güreşçi bir kişiydi. Aynı zamanda okulun güreş takımını çalıştırıyordu. Okulumuzda uzun bir matematik hocamız vardı. Kendisinin iyi güreşçi olduğunu sürekli anlatıyordu. Bir gün İhsan hocayla mindere çıktılar. İhsan hoca yaşlı olmasına rağmen tek harekette matematik hocasını sırtüstü yere serdi. O güne kadar İhsan hocanın iyi güreşçi olduğuna inanmayan hocalar İhsan hocamızı takdir ettiler. İhsan hoca emekliliğine yakın bir zamanda güreş takımının koçluğunu bana devretti. En son 2019 yılında ameliyat olduğunu öğrenince ziyaret ettim. Şu an 80 yaşında olmasına rağmen sıhhatli görmekten çok mutu oldum. Allah ona hayırlı uzun ömür versin.
MÜRSEL ÖZDEMİR : (Edebiyat öğretmeni)
Özel Deha kolejinde hocamla beraber çalışma fırsatı yakaladım. Kendisini daha önceleri de tanıyordum. Fakat yakinen tanımak benim için öğretici oldu. Türkiye de okullar çapında ilk mehter takımını kuran İhsan Uzungüngör olduğunu duymuştum. Beraber görev yaptığımız onun müdür olduğu yıllarda Özel Deha Kolejinde de bir mehter takımı kurmuştu. Fevkalade başarılı öğrenciler yetiştirerek bize mükemmel marşlar dinlettiğini hatırlıyorum. Özelde bir hatıramı da mantar konusunda oldu. Ben ömrümde mantar yemeyen birisi olarak onunla kır gezilerinde bir hobi kazanarak tam bir mantar avcısı oldum. Saygıyı hak eden dürüst kul hakkı, kamu hakkı gibi konularda müthiş hassas biri olan hocamıza sağlıklı ömürler diliyorum.