Adapazarı Kentpark’ta iki gün süren bir çocuk şenliği vardı. Büyükşehir Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün dün ve önceki gün düzenlediği güzel bir etkinlikti. Şenlikte birçok oyun grubu ve eğlenceli etkinlikler çocuklarla buluşturuldu. Aileleriyle birlikte parkı dolduran çocuklar; sahne gösterileri, uçurtma atölyesi, yüz boyama, el baskısı, çuval yarışları, halat çekme, mendil kapmaca ve Goncagül Tiyatrosu gibi birçok etkinlikte gönüllerince eğleniyordu... Büyükler de bu neşeli ve keyifli bir ortama kendilerini kaptırıp en az onlar kadar eğlendi, içlerindeki hiç büyümeyen çocukluğu ortaya çıkarıp...

İnsanlara bu fırsatı sağlayanlar hiç kuşkusuz önemli bir sosyal hizmeti yerine getirmişti. Çocukların yüzünü güldürebilmek ne büyük bir insanlık hizmeti. Çünkü ‘çocuk gülerse dünya güler’di...

Ancak ne varki; Bu güzel tabloda kimsenin farketmediği bir çocuğun yürek sızlatan duruşuydu bana bu sitemli yazıyı yazdıran...

Muhabirimiz Necef Necibe Kızgın’ın çektiği birbirinden renkli, neşeli fotoğraflar arasında objektifine yansıyan bu son kare içimi derinden yaraladı...

Çocukların büyükleriyle birlikte doyasıya eğlendiği bu harika günde, onlara uzaklardan bakan yorgun bir çocuğun hüzün dolu gözleri deliyordu bu kahkaha dolu şenliği... Tüm çocuklar, anne baba ve kardeşleriyle gönüllerince eğlenirken, o ailesinin geçim yükünü sırtına almış, elindeki pamuk helvaları satabilme derdindeydi. Kimbilir içinden neler geçiyordu da yapamıyordu... İşte ne acı bir gerçekki, herkese eşit davranmıyordu hayat, onu bu hale getirenler yüzünden...

•••

Büyükşehir’in halkla ilişkiler biriminden bu şenlik için günler öncesinden çağrı yapılmış, çocukların unutamayacağı bir şenlik düzenleneceği belirtilerek, “Miniklerimizin yüzünde tebessüm olmaya geliyoruz. Etkinlikte şehrin tüm çocuklarını aramızda görmek isteriz” denmişti.

Kentpark’taki şenlik bu çağrı ile büyük ilgi gördü ve çocuklara unutamayacakları çok güzel iki gün yaşatıldı. Ancak unutulmamalı ki sevinç ve mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır. Toplumca paylaşmayı, yardımlaşmayı öğrenemediğimiz, öğretemediğimiz sürece gerçek mutluluğa asla erişemeyeceğiz...

Kendi çocuğu eğlenirken aynı ortamda başka bir çocuğun onların arasına giremeyip yalnızlaşmasına nasıl seyirci kalabiliyoruz! Tıpkı şenlikte garip bırakılan o pamuk şeker satıcısı çocuğun unutulduğu gibi... Her çocuk gibi orada oynayıp eğlenmek onun da hakkıydı elbette. Ama kimin umurundaydı! O belki de “elimdeki pamuk şekerleri akşam olmadan satarım, zaman kalırsa ben de burada eğlenebilirim” diye düşünüyordu. Fakat fotoğrafta görünen o ki, daha çoook bekleyecekti...

Eğer bu toplum, kendini nisbet ettiği manevî değerlerle yetişseydi; oradaki insanlar o çocuğun tüm şekerlerini satın alıp dağıtarak hem diğer çocukları sevindirir hem onu da aralarına alıp gülümsemesini sağlardı. Bunu tek başına bir kişi bile yapabilirdi oysa... Bir çocuğu gülümsetebilen, o şekerler için ödeyeceği bedelden daha fazlasını kazanırdı emin olun. Çünkü bizim inancımızda ‘sakladığın değil, paylaştığın senindir!’ Öyle değil mi?