SASKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Rüstem Keleş’in ziyareti sırasında değindiği ve üzerine giderek Mevla’nın bu bölgeye armağanı olan Sapanca Gölü’nü bir kenarından zehirlenmekten kurtaracak hayati bir yatırımı gerçekleştirmesini duymak bizim için sürpriz oldu…

Haberin yayınladığı günden bugüne geçen sürede konuyla ilgili bilginin gelmeyişi üzmüştü zira bizi…

Yukarı ve Aşağı Dereköy arazilerinin ilaçlanmasında kullanılan suyun gölden temini sırasında göle katılan zehirli ilaç kutularının içi boşaltıldıktan sonra gelişigüzel bir şekilde göle atılmasının yıllardır devam edegeldiğini ve bunun behemehâl önlenmesi gerektiğini dile getiren, haberimiz sonrası sıcağı sıcağına sıkıntının giderilmesine yönelik çalışmaların başlatılması Rüstem Keleş karnesine düşmüş son derece olumlu bir not olsa gerek…

O nedenle bu konuda son derece dertli olduğunu bildiğimiz Sakarya Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu’na deriz ki “Gözün aydın…”

Her iki köyün çiftçisi bundan sonra göle inmeden SASKİ’nin yaptığı havuzlardan su ihtiyacını giderecek ve zehirli kutuları kenardaki kutu toplama kafeslerinin içine atacak…

Böylece göl kirlenmekten, SASKİ suçlanmaktan, Şenoğlu da dillendirmekten kurtulacak…

Bu güzel hizmeti gerçekleştirmedeki zamanlaması nedeniyle SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş’e ve konuyu devamlı ilin gündeminde tutan Ziraat Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu’na Sapanca Gölü suyundan istifade eden vatandaşlar adına Bizim Bahçe’den “orkideler” gitmez de ne gider!

UZUNÇARŞI’NIN RENKLERİ
Uzunçarşırestorasyonu bitirilince başta işin müzakere safhasında tepki gösterenler olmak üzere tüm çarşı esnafı Büyükşehir Belediye Başkanı’nın heykelini dikecek diyen sözü sohbeti dinlenir, hatırlı bir çarşı esnafının sözlerine katılanların sayısı giderek artıyor…

Buna karşın bitirilen binaların üstüne yapışan allı güllü boyaların çirkinliğine kafayı takıp da beğenmeyenlerin olduğunu da belirtmeden geçemeyiz…

Bu renk konusundaki sevimsizliğe yönelik tepkilerin altına bir imza da ben atmak isterim, alıcı gözle bakınca…

Nedir o çirkinlik öyle!

Çirkinliğin de ötesine taşan bir görüntü var, uzayıp giden çarşıda…

Bu sadece birkaç kişinin değil, çarşının geneline yayılan bir sıkıntı…

Yapılmış bir güzel eseri böylesine gözden düşürecek bir makyaja ne gerek var!

Sadece ülke içinde değil, ülke dışında da rastlanılan böylesi çarşıların renkleri size neyi ifade ediyor!

Yol yakınken dönülsün ve çarşının yüzünü güldürecek krem rengi düz ve alıcı bir renkle boyansın isteniyor çarşı…

Ve böylece sona ersin renk aşuresi…

Yorulmasın gözler, bitsin aleyhte dile gelen sözler…

Bu duygularla hatırlatalım istedik tarihi çarşının renk konusundaki hali pür melalini…

Kısa sürede giderileceğine inandığımız bu çirkin görüntüden kurtuluşu Bizim Bahçe’nin “gülleriyle” kutlayalım istedim tez vakitte…