Sapanca Gölü, Mevla’nın ilimize ve de bölgemize bir lütfudur…
Suyu içilebilir nadir göllerden biri olarak Sapanca Gölü, hepimizin gözümüz gibi koruyup kollamamız gereken bir büyük nimettir…
Kurak geçen kış mevsiminin ardından baharı da kurak geçirme endişesi yaşarken geliverdi sağanak yağışlar…
Sicim gibi yağan yağmurla doldu gölümüz…
Ve dün SASKİ’den geldi güzel haber, son yağışlarla gölde su seviyesinin dört metre yükseldiğine yönelik…
Sevindik zira Sapanca, ilimizin en önemli içme suyu kaynağı…
Son dönemde gölün çevresinde bir çıban misali göze batarcasına çoğalan bungalovların varlığıyla suyumuzun tehlikeye girdiği endişesi yaşarken, kuraklığın son bulması bir nebze de olsa su serpti yüreklerimize…
Kurumun açıklamasında, tasarruf çağrısı da oldukça önemliydi…
Kaynaklarımızın tasarruflu kullanılması yönünde yapılan bu çağrıya hepimizin kulak verip, buna göre hareket etmesi, hayati önem taşır hiç şüphesiz…
Aziz bir nimet olarak suyumuzu korumak, sadece vatandaşlık görevi değil, ibadettir bir bakıma…
Bilinir ki ekmeksiz yaşar da insan susuz yaşamak mümkün değildir asla ve kat’a…
Cahit Sıtkı Tarancı’nın da dediği gibi
“Sen benim için hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin
Nimettensin, nimetten.”
Bu duygu ve düşüncelerle, Sapanca Gölü’nün korunup kollanması ve suyumuzun tasarruflu kullanımı adına üzerine düşen görevi, ödevi bihakkın yerine getiren yetkili-yetkisiz, etkili-etkisiz herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “Nilüfer” gönderelim istedik...