Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dünkü grup toplantısında belediye başkan adayı gösterecekleri kişilerin özelliklerini sıraladı…

Anlaşılması kolay olsun diye madde madde sıralıyorum…

  • Ehliyet ve liyakat sahibi olacak
  • Tevazu sahibi olacak
  • Partimize ve şehirlerimize en iyi katkıyı sağlayacak
  • Gurur ve kibir abidesi olmayacak
  • Halka tepeden bakmayacak
  • İşini yapan, davayı hazmetmiş insanlar olacak
  • Mutlaka ama mutlaka partiye emeği olacak

Başka şeyler de söylüyor Erdoğan…

Pek tabii ki FETÖ’ye, PKK’ya bulaşmamış olacak…

Milletin değerleriyle çatışmamış olacak…

Sadece partinin oyunu değil, diğer partilere gönül vermiş insanların da oyunu alabilecek…

Çalışkan ve becerikli olacak…

Zor günlerin adamı olacak…

Milletin içinde olacak, halk adamı olacak…

Kısacası muazzam bir belediye başkanı tarifi yaptı Cumhurbaşkanı Erdoğan…

1994 ruhunu tarif etti…

“Kimse bu benim yakınımdır, şu benim şuyumdur gibi tekliflerle gelmesin” diye de ısrarla vurguladı…

Şimdi soruyorum:

Yukarıdaki tariflere uyan kaç belediye başkanı var şehrimizde?

Takdiri kamuoyuna bırakıyorum…

CHP NASIL İDDİALI OLUR?

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) önümüzdeki belediye seçimlerinde bir varlık gösteremeyeceğini yazdım geçen yazımda...

Sakarya’nın zor bir coğrafya olduğunu söyledim…

İzmir gibi, Muğla gibi, Trakya gibi olmadığını söyledim…

İnsanları heyecanlandıracak, onlara umut ve ümit vaat edecek adaylar bulmaları gerektiğinin altını çizdim…

Peki, var mı böyle isimler CHP’de?

Duyduğumuzda bizlere, “Hah, işte bu aday seçimi kazanır” dedirtebilecek insanlar var mı?

Şöyle örgütlere baktığımda, etrafı şöyle bir taradığımda maalesef bu ışığı göremiyorum ben kimsede…

Bilhassa Büyükşehir’de kimi aday yapacak da yarışa ortak olacak CHP?

Aslında biri var…

Kendisi aynı zamanda partinin grup başkan vekili…

Evet evet, Engin Özkoç’tan bahsediyorum…

Herkesin sevdiği ve saydığı bir insan…

Sapına kadar Sakarya sevdalısı bir insan…

Şaibesi olmayan, dürüst ve temiz bir insan…

Geçmişte genç yaşında belediye başkan yardımcılığı yapmış, bu meyanda belediyecilik tecrübesi de olan bir insan…

Tanınırlık ve bilinirlik problemi olmayan bir insan…

Her kesimden vatandaşın oyunu alabilecek bir insan…

Say say bitmez Engin Özkoç’un özelliklerini…

Şayet Özkoç ikna edilir ve de CHP’nin Büyükşehir Belediye başkan adayı yapılabilirse CHP bu seçimin iddialı partisi olur…

“Diyelim ki Engin Özkoç aday oldu. Peki, sen oy verecek misin kendisine” diye soruyorsunuz bana biliyorum…

Tabii ki oy veririm Engin Özkoç’a, neden vermeyeyim…

Ama bunun için öncelikle karşısındaki adayın Zeki Toçoğlu olmaması gerekiyor…

KADRO SIKINTISI BÜYÜK

Bizim belediyelerimizin en büyük sıkıntısı üst düzey yöneticilerin ve alt kadroların seçimi…

Evet, işini çok iyi yapan ehil insanlarımız var ama sayıları çok az maalesef…

Proje üreten, sorunlara çözüm bulabilen, halka iletişimi başarılı, iş bitirebilen, yetenekli ve becerikli kadrolara sahip değil bizim belediyelerimiz…

Normalde başkanlık temsil makamıdır…

Alt kadrolar başkanı taşırlar…

Ama bizde durum tam tersi…

Bizde başkanlar alt kadroyu taşıyor…

Çünkü yardımcısını “Bu benim adamım. Sözümden çıkmaz. Gelsin yanımda otursun” diyerek işe alıyorlar…

Kimi zaman parti “Şunu alacaksın” diye kendilerine birilerini dikte ediyor…

Bazı zamanlarda da araya hatırlı insanlar giriyor, “Şunu işe alın” diyerek…

Bakanın tanıdığı, milletvekilinin yakını, yok emmimin oğlu, yok hatırlı bir arkadaşın çocuğu diyerek oluşturuluyor bizde kadrolar…

İşe göre adam almıyorlar yani, adama göre iş uydurmaya çalışıyorlar…

Makama güç veren değil, makamdan güç alan insanlar yığılıyor belediyelere…

Bu yanlış belediye meclis üyelikleri belirlenirken de yapılıyor…

Donanımlı, şehre ve ülkeye hizmet edecek insanlardan teşekkül etmiyor listeler çoğu zaman…

Belediye meclislerinde örnek veriyorum, Erkal Etçioğlu gibi isimlerin yer alması gerekiyor…

Tecrübesi ve deneyimi olan, şehre katkı sağlayabilecek, yanlışa dur diyebilecek, asıl önemlisi doğruyu ve yanlışı ayırt edebilecek isimler olması gerekiyor…

Ama bizde belediye meclis listeleri de tamamen “Onun adamı-bunun adamı” mantığıyla oluşturuluyor…

Gücü yeten kendi adamlarını sokuşturuyor listelere ki belediyelerde olan bitene hâkim olabilsin…

Danışmanlık kadroları da birilerini oturdukları yerden maaş sahibi yapmak için kullanılıyor…

Burada sadece belediye başkanlarını suçlamıyorum elbette…

Bilhassa üst düzey baskılar olduğunu, araya girenler olduğunu biliyorum bu gibi işlerde…

Ama biraz da dik durun, biraz da ehliyet ve liyakate önem verin…

Yağma Hasan’ın böreği gibi dağıtmayın kadroları, danışmanlıkları, meclis üyeliklerini…

Ne diyelim, Allah selamet versin!

GÖZÜNÜZÜ SEVEYİM KURTARIN ŞU BİNAYI!

Eski Türk Ticaret Bankası binası on yıllardır atıl bir vaziyette şehrin göbeğinde öylece duruyor…

Sürekli bir şeyler gündeme geliyor ama sonuç alınamıyor…

Bir ara SATSO satın alacak ve burayı Kent Müzesi yapacak dendi; oh ne güzel dedik ama olmadı…

Sonra tekrar banka olarak faaliyete geçecek dendi; hay hay geçsin efendim dedik ama yapılamadı…

Sakarya Valiliği burasını İletişim Ofisi olarak kullanacak dendi, harika olur dedik ama ses çıkmadı…

Ben millet kıraathanesi yapılsın diye öneride bulundum, kimse tınlamadı…

Yahu Allah aşkına kurtarın şu canım binayı!

Bir şeyler yapın artık…

Şu anki görüntü o ki bu binayı kurtarsa kurtarsa Vali Balkanlıoğlu ya da Başkan Toçoğlu kurtarır…

Bilhassa “Şehirler anılarla yönetilir” diyen Zeki başkana yakışır bu işi yapmak…

Lakin Vali Bey sinayı İletişim Ofisi olarak kullanırsa da 10 numara bir tasarruf olur…

Yeter ki bu muazzam bina bir 30 sene daha çürümeye terk edilmesin…

Baktım bir hareket yok, gidip Ergün abiden (Atalay) rica edeceğim…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söylesin de binayı şehre kazandırsın diye…

SİYASETÇİ OLMAYAN VEKİL

Olay aynen şöyle cereyan ediyor:

Şehrimizin güzide mahallelerinden birinin muhtarı bir açılış programında şehrimizin bir milletvekili ile karşılaşıyor…

Hemen yanına gidiyor…

“Sayın vekilim daha önce sizi aramıştım, mahalleme davet etmiştim. Gelin, herkesi toplayayım size mahallemle ilgili bilgi vereyim. Dertlerimizi, sıkıntılarımızı paylaşalım. Sizleri mahallemizde en güzel şekilde ağırlayalım demiştim. Siz de gelirim demiştiniz” diye hatırlatmada bulunuyor kendisine…

Milletvekili de zamanının olmadığını, çok yoğun olduğunu söylüyor…

Muhtar bu cevaba biraz da sinirlenerek “Efendim herhangi bir zamanda bir yarım saat dahi ayıramaz mısınız bize? Bizler size oy verdik, milletvekili seçtik. Sizler için çalıştık seçimlerde” deyince de milletvekili sinirleniyor bu sefer…

“Ben siyasetçi değilim. Git siyasetçi olan vekillere anlat derdini” yanıtını veriyor muhtara…

Muhtar BİMER, CİMER her yere yazı yazıp, en üst noktalara kadar ulaşıp bu konuyu aktarmakta kararlı…

Yeni ve bambaşka bir durumla karşı karşıyayız anlayacağınız…

Siyasetçi olmayan milletvekilleri de var artık şehrimizin!