Edebiyat, müfredata bağlı bir ders değildir. Edebiyat hayatın kendisidir. Şiir, roman, hikaye gibi edebi türler yaşanılanların ürünüdür. Roman, hikaye; yazarın hayatından izler taşır. Bir şairin dizeleri okurun zihninde verdiği anlam ile başlar. Bilmezler şairin o dizelere ömrünü verdiğini. A. Erdem Beyazıt '' Şiir diye ömrümü tüketerek yazdıklarım iki saatte okunuyor.''
 Edebiyat, bir yaşama sanatının ürünüdür: Edebin ve ahlakın... Edebiyat insana yaşamayı öğretir. Can Yücel '' Ben hayatta en çok babamı sevdim.'' Ya da A. kadir Budak ''Ben hayatta en çok annemi sevdim.'' Şiirlerle yazılmış sevginin öyküsü... Sevgi dedim de aklıma sevgili geldi. Siyah güller, ak güller Mona Roza Sezai Karakoç. Ben sana mecburum bilemezsin, Ayrılıklarda sevdaya dahil Atilla İlhan. Sevgiliye özlem, hasret, aşk ilmek ilmek işlenmiş şiirlere...
Edebiyat, benim için bir çocukluk sevdasıdır en güzel kitaplarla işlenmiş. Ben çocukken evimizde büyük bir kitaplık vardı. Sevgiyle dokunurdum onlara. En güzel dostlarla o zaman tanıştım. Ömer Seyfettin ile, Mehmet Akif ile Necip Fazıl ile... Ne zaman elimi uzatsam tozlu raflara gizlenmiş kitaplara sevgiyle kucakladılar beni. Evimizin yakınında Kütüphane vardı. Sabah erkenden giderdim kütüphaneye. Dev bir adam gibi bana bakan kitap dolu raflar...
Ben önce yaşamayı öğrendim edebiyattan. Sonra okumayı ve yazmayı öğrendim kitap dolu raflardan... Şimdi büyüdüm. Bir yanım kitap dolu diğer yanım kalem, kağıt...
Edebiyat, satırların ücra köşelerine gizlenmiş yeşermeyi bekleyen mutluluk tohumu. Edebiyat Çöle inen nur (Necip Fazıl Kısakürek) ya da bir çocuğun sırtında taşıdığı küfe'nin (Mehmet Akif Ersoy) içindeki o çocuğun yaşama umudu. Tahir ile Zühre Meselesi'dir (Nazım Hikmet) edebiyat. Victor Hugo'nun sevgiliden dilendiği sevgidir edebiyat. Ya da gönülden dosta seslenen Mevlana'nın ilminden beslenen kaynaktır edebiyat. Bizi bırakmaya azmediyorsun etme. Aşık Veysel gibi sevgiliyi kendinden soyutlamaz edebiyat. Güzelliğin on para etmez bendeki bu aşk olmasa. Yunus Emre'nin diyar diyar aradığı aşktır edebiyat. Ya da Biliyorum sana giden yollar kapalı (Cemal Süreya) Cahit Sıtkı Tarancı'nın 35 yaşından sonra başlayan ölüm korkusudur edebiyat...
Edebiyat, yaşadığım kadar geniş, okuduklarım kadar sınırlı sevebildiğim kadar uçsuz bucaksız umutlarım kadar saf...
Edebiyat bir müfredata bağlı bir ders değildir. Yaşadığım kadar gerçektir.