Bir süredir köşe yazısı yazmamıştım. Yoğun geçen transfer dönemi, sezon başlangıcı ve tatil yapalım derken baktım 6 hafta olmuş bile. Yazıların başlangıcının Samsunspor maçına denk gelmesi de iyi oldu aslında. Burada sizler için galibiyeti değerlendirmek isterdim ama maalesef imkanlar el vermedi. İmkanlar dediysem, çok konu var. Haydi yavaştan başlayalım.
Samsunspor maçında beklenenden iyi başladığımızı söyleyebilirim. Henüz maçın başında o kadar net pozisyona girip, bizim kat ve kat üzerimizde bir bütçeyle kurulan Samsunspor karşısında baskılı bir oyun bence İlker Püren de taraftarlar da beklemiyordu. Ön alanda presle bunalttığımız rakibe hatalar yaptırmayı başardık. Başardık başarmasına da elimize gelen fırsatları değerlendiremedik. Önce Kasongo, sonra Ozan ve ardından Woolery derken fırsatlar fırsatları kovaladı. Böyle bir deplasmanda ne kadar böyle net pozisyon bulabilirsin ki zaten?
Samsunspor baskımızı kırıp oyunu dengelemesini bildi. Bildi bilmesine ama onlar da hücumda etkisiz kaldı. Bir iki uzaktan cılız şut haricinde ilk yarı net pozisyonları aklıma gelmiyor. İlk devrede aslında her şeyi doğru yaptık diyebilirim. Sadece final paslarını ve vuruşları yapamadık. Böyle bir deplasmanda da bunları yapamazsan sonuçlarına katlanırsın doğal olarak.
Karşılaşmanın ikinci yarısında Samsunspor yine istediği gibi başlayamadı bence. Baskı kurmaya çalışsalar da topu çok iyi ayağımızda tuttuk ve buna izin vermedik. Hatta yine biz daha çok pozisyona girdik diyebilirim.
Ama futbol acımasız…
Klişeleşen atamayana atarlar sözü Samsun’da geldi buldu bizi. İlk yarıda kaçırdıklarımıza nazire yapar gibi golü buldu ev sahibi ekip. Bir türlü uzaklaştıramadığımız topta Douglas Tanque ağlarımızı havalandırdı. Bu golün zamanlaması da kötü oldu. Daha yeni 2 oyuncu değişikliği ile oyunu değiştirmek üzereydik.
Bu golden sonra da hakimiyet bizdeydi. Sanki o yüksek bütçe ile kurulan takım onlar değil de bizdik. 73’ncü dakikada 2 değişiklik daha yaptık. Tesadüfe bak ki yine değişikliklerin 1 dakika sonrasında yine topu ağlarımızda gördük. Sahne yeniden Douglas’teydı. Uzaktan çok iyi bir vuruş yaptı. Furkan ise sadece hamlesi ile golü güzelleştirdi.
Tam rakip üzerinde baskıyı kurmaya başladığın anda bu gelen gol moral olarak takımı düşürür, hatta bitirir. Ama bizde böyle olmadı.
Yaralı aslan misali rakip kaleye akınlar geliştiren ve sağlı sollu ortalar yapan Sakaryaspor, duran toplarla gol bulmaya başladı. Önce golcüsü Kasongo, sonrasında ise diğer golcüsü Kravets sahneye çıktı. Adil’in ters vuruşu da etkili oldu tabi ama 2-0’dan 2-2’ye döndük 10 dakikada.
Tam acaba galibiyet sayısı bulur muyuz? Samsunspor şaşırdı mı derken umutlarımızı yine Douglas yıktı. Savunmamızın adeta izlediği pozisyonda dönen topu tamamladı ve 90+3’te 3 puanı getirdi.
Çok üzüldük bu gole evet ama kimse kusura bakmasın beni bu gol yıkmadı. Neredeyse iki katı bütçemize kurulmuş Sansunspor karşısında deplasmanda rakipten daha iyi oynadık. Galibiyeti getirecek, hatta ilk yarıda fişi çekecek pozisyonlar bulduk. Oyun olarak doğru bir oyun sahaya yansıttık.
Sosyal medyada çok fazla İlker Püren eleştirisi gördüm. Haklı oldukları yanlar var. Özellikle geçtiğimiz haftalar için. Ama bence bu maç istediğimizi sahaya yansıttık. Ön alan presimiz işe yaradı. Orta sahada top bizdeydi ve daha çok topla oynadık. Deplasman takımı değil, ev sahibi ekip hüviyetindeydik. Eleştirileri anlamakla birlikte, bence iyi bir yoldayız. Gelecek haftaları bilemem ama Samsunspor maçı için ben bir hoca eleştirisinde bulunmayacağım.
Hakem konusunu sona bırakmak istedim. İlk yarıda 10 kişi kalması gereken Samsunspor’u oyunda tutan Turgut Doman oldu. Kaç tane yüze darbe gelen oyuncumuz var, sayısını inanın ki hatırlamıyorum. Hepsini es geçti. Bırakın kartı, faul bile vermedi. Oyun boyunca çaldığı düdüklerle ince ince doğradı bizi. Gelecek hafta ne olacak merak ediyorum. Yaptıkları tarafından MHK’den ödüllendirilecek mi? Yoksa ceza alıp kızağa mı çekilecek? Göreceğiz…
Son olarak bir parantez de taraftarınıza açmak istiyorum. Biraz uzun oldu, farkındayım ama değinmeden de geçemeyeceğim. Harika bir görsel şovla adeta Samsun’a tribün dersi verdiler. Maç boyunca sesleri de daha gür çıktı, bunu tüm Türkiye de gördü. Oyuncu grubumuz da bu büyük taraftarın farkında olmalı, onlara layık olmalıdır. Var olun Tatangalar!