Son dönemde tüm ülkede hemen hemen her konuda artan kutuplaşma ve gergin iklim ortamı dün Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçında rezalet bir şekilde patlak verdi.
Ankaragücü başkanı Faruk Koca, müsabakanın hakemi Halil Umut Meler’e yaralayıcı bir şekilde yumrukla saldırdı. Bu da yetmezmiş gibi başkanın yanındakiler yerde kendini korumaya çalışan Halil Umut Meler’e tekmelerle acımasızca saldırdı.
Türk futbolu bir kez daha karanlığa, kaosa gömüldü.
Federasyon başkanı çıktı ve tüm liglerdeki tüm maçların süresiz ertelendiğini duyurdu.
Şimdi size Türk futbolunun acı reçetesini çıkarıyorum.
1. Türk futbolunun marka değerini düşüren, insanları kutuplaştıran, yanlışa doğru deme hakkını kendinde gören ve taraftarlar üzerinden kasacağı prim nedeniyle holigan tavırlar takınan taraflı, sübjektif yorumcular.
2. Her fırsatta kendilerini kurtarmak için teknik adamları, sporcuları, hakemleri ve federasyonu suçlayan, futbol bilmez, spor konusunda vasıfsız yöneticiler. Bunlar kulüpleri bir gelir kapısı olarak görüyor ve kan emici hayvanlar gibi yapıştıkları gelir kapılarını korumak için her şeyi yapıyor.
3. Daha önce futbol oynamamış, sadece hakem ve izleyici olarak müsabakalarda yer almış, futbolun gerektirdiklerini ve gerekliliklerini bilmeyen, pozisyon okuyamayan ve ister bilerek ister bilmeyerek sürekli hatalar yapan ve kendilerini hiç geliştirmeyen hakemler.
4. Her fırsatta sahada hakemi kandırmaya çalışan, kendilerini gereksiz yere yerden yere atan, rakibi ve taraftarları kışkırtan, hakemlerin üzerine oynayan ve spor ahlakından uzak hareketlerle spor kültürüne zarar veren işgüzar futbolcular.
5. Futbolun sadece spor olduğunu unutan, hafta sonu eğlence amacına tutkuyu fazla karıştıran ve taraftarlıkla holiganlığı ayıramayan, şiddet yanlısı ve insan hayatına zarar veren taraftarlar. Futbolun sadece spor olduğunu, insanların hayatına katacağı tutku ve heyecan ile aslında insana hizmet etmesi gerektiğini unutan insanlar.
6. Hayatımızın artık merkezi olan sosyal medyada insanları rakip takımlara, taraftarlarına ve spor paydaşlarına düşman etmek için adeta büyük çaba sarf eden, taraftarları birbirine sokan başta anonim sosyal medya hesapları ve düşmanca tavırlar sergileyen spor yazarları.
7. En büyük acı reçete ise spordan anlamayan, spor ruhunu bilmeyen, sadece parası olduğu için göreve gelen ve kendini futbol patronu sanan, liyakatten uzak bir şekilde Federasyon başkanlığı veya yöneticiliği yapan iş bilmez sözde spor yöneticileri.
Bu yukarıda yazdığım maddelerden sadece bir veya birkaçının düzelmesi veya ortadan kalkması bile Türk futbolunun kurtuluşu için yeterli olmayacaktır.
Türk futbolunda kökten bir çözüm gerekmektedir.
Türk futbolunda artık özellikle altyapılarda çocuklara ve aileye paradan daha önemli bir şey olduğunu, onun da başarı ve iyi bir insan olmak olduğunun anlatılmasıdır. Yeni jenerasyonlar liyakat usulüne göre görevde olan eğitmeler ve antrenörlerle yetiştirilmelidir.
Türk futbolu, tüm paydaşlarıyla topyekun bir değişim geçirmelidir. Yoksa çok önem verdiğimiz marka değeri diye bir değer yakında Türk futbolu için kalmayacaktır.
Buradan Halil Umut Meler başta olmak üzere tüm hakem ve spor camiasına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için ağır cezalar bekliyorum ve bu olayın bir milat olmasını temenni ediyorum.