Geçen hafta 1-2 kazanılan Karagümrük maçının ikinci yarısında Yunus Emre’nin yerine oyuna giren Cem Ekinci, İstanbul’da üst üste başarılı bir teknik direktörlük sınavı geçiren Hikmet Sevim hocanın eski takımı Eyüpspor’dan transfer edilmiş…
Oyun stili Sakaryaspor’un eski ünlü futbolcusu Tuna’yı andırıyor…
Seri hali, hızlı ve fuleli atakları, adam eksiltmesi ile takımın hücum gücüne önemli katkılarda bulunan bir oyuncu olarak çekti dikkatimi…
Bu sezon ilk kez seyrettiğim Cem, maç eksikliğine rağmen bende son derece müspet izlenimler bıraktı…
“Niye o haftaya kadar oynatılmadı?” sorusu canlandı zihnimde…
Sakaryaspor’un ihtiyacı olan seri bir futbolcu olarak, sanırım Engin hoca da çok istifade edecek…
O gün maçın ve kazanılan üç puanın kahramanı Mahir Sağlık yanında, Cem de bu takımda her zaman yer alabilecek bir performans sergilemişti…
Sanırım çok daha fazla şans verilse, daha yararlı olacağı izlenimi edindiğim Cem’e yılmayıp, yorulmayıp ve de kırılmayıp çalışarak, formayı kapmasını tavsiye ederim…
Zira o 45 dakikalık performans ile bunu hak eden bir oyuncu olduğunu gösterdi…
Sakaryaspor’a ve Cem’e başarı dileğiyle Bizim Bahçe’den “beyaz güller” gidiyor…
MOLOZ OYUNUNA GELİNMEMELİ
Geçen hafta İstanbul’un tarihi semtlerinden birinde, kullanım ömrünü tamamlamış eski binaların yıkımı sırasında bölge enterne edilerek, halkın oradan geçişi engellenmişti…
Sebep, inşaatların birkaçında kanserojen oranı yüksek malzemeye rastlanması…
Haberde, yüksek düzeyde radyasyon taşıyan molozun kaldırılmasından sonra, sokağın ulaşıma açılacağı belirtiliyordu…
İstanbul’da böyle ya da benzer yıkımların ardı arkası kesilmiyor…
Her yıkımda bu tür olaylara rastlanmasa da bir kısmında benzer tehlikelerin olduğu saklanarak, molozların İstanbul dışında illere yollandığı bilinir…
Diyeceksiniz ki nereden biliyorsun…
Sanırım Nuri Okutan’ın valiliği sırasında gerçekleşti olay…
Bir ara ilgililerin sessiz kalması için Sakaryaspor adı kullanılmıştı…
Sakarya Nehri kenarında kum çıkarılması nedeniyle açılan geniş çukurları doldurmak için kamyon kamyon yola çıkarılan inşaat atıklarına, zamanın valisi başta olmak üzere tüm yetkililer karşı çıkınca, bu büyük beladan kurtuluş sağlanmıştı…
Tam net olmasa da İstanbul’da yıkılan binaların molozlarının yine civar illere gönderilmesi gelmiş gündeme…
Hal böyle olunca uyaralım istedim yetkilileri; yıllar önce başımıza gelen sıkıntıya karşı uyanık olmak zorundayız…
Molozları “risksiz” diyerek civar illere servis edenlere yönelik bilgiler göz ardı edilmesin…
Bu önemli konuya özen gösterecek yetkililere Bizim Bahçe’den “Kuşkonmazlar” gitsin istedik, şimdiden…
