Sezona Konya deplasmanında alınan 3 puanın morali ile başlayan Sakaryaspor bu haftaki kötü oyunun sinyallerini ilk maçtan vermişti aslında. Hani bir söz var ya kazanırsan haklısın diye, işte Konya’da kazanınca bu eksiklikler biraz arka planda kalmıştı. Eyüpspor maçında bu sıkıntılar tek tek ortaya çıktı.
İlk olarak ilk yarıdaki kötü oyunu ele almak istiyorum. Maç başladığında ilk 10 dakika sahada neredeyse nerde duracağını bile bilmeyen bir takım gördüm ben. Eyüpspor karşısında bırak top yapmayı, pozisyon almakta bile zorlandık. Devre boyunca ya bloklar arasındaki mesafeyi çok açtık, ya da çok kapattık. Çok açtığımızda orta alandaki Çağrı ve Caner ile pas alışverişini ve bloklar arasındaki bağlantıyı sağlayamadık, çok fazla kapandığında ise savunma arkasında büyük boşluklar bıraktık.
Maalesef ilk yarının en çok aksayan kanadı sol kanat oldu. Canberk ve önündeki Mehmet Boztepe ne hücumda ne de savunmada ne yaptığını bilmeyen hüviyetine büründü. Zaten devre sonunda İsmail Ertekin de ilk oraya neşteri vurdu ve o kanadı komple değiştirerek Abdülaziz ve Özkan’ı oyuna aldı.
Berk İsmail ise bence hala sezona kafa olarak başlayamamış gibi. Berk’te mi sorun var yoksa topu Berk’e taşıyamamamızda mı? O da muamma tabi. Her ne olursa olsun bu takıma bir forvet daha şart.
Maç boyunca tüm oyuncularımız iyi oynadığımız 15 dakikalık kısım dışında çok fazla durarak oynadı. Markajdan kaçamadı ve pas kanalları açamadı. Boş alan yaratamadı ve oyunu rakip sahaya da yıkamadı. Ev sahibi gibi oynamadık bir kere maç başından sonuna kadar.
Öte yandan İsmail Hocamıza da bir eleştirim olacak elbet. Kadro tercihinde kağıt üstünde doğru, beklenen bir 11’i sahaya sürdü ama ilk yarı boyunca neredeyse yapışık ikiz gibi sürekli yan yana oynayan Caner ve çağrıyı bir türlü ayıramadı. Kanatlardan gelen tehlikeli ataklarda bu isimler neredeyse beşer metre arayla durdu sürekli. Keza hücum çıkışlarında da aynı.
İkinci yarının başında yapılan 2 değişiklik ne kadar doğruysa, rakip 10 kişi kaldığında gol aramak için sahaya hamle yapman gerekirken oyuna Azad’ı alman da o kadar yanlıştı. O dakikada Hasan Bilal alınabilirdi. 1-0’lık 1922 Konyaspor maçında uzun süre herkes Azad’ı beklemişti ama oyuna almamıştı İsmail Hoca. 2 dakika var bitime oyuna Hasan Bilal giriyor. Devrim son 15-20 dakika en iyi oyunu oynarken çıkıyor, yerine Alpay giriyor. Bildiğim kadarıyla sakatlığı da olmayan Devrim’in çıkışına tek şaşıran ben olamam herhalde. Ertekin hocamın bu 3 değişikliğini de yanlış buldum.
Şimdi diyeceksiniz ki hep eleştiri hep eleştiri. Hiç mi iyi bir şey yok? Var tabi. Muhammet Reis yaşına rağmen saha içinde en çok efor sarf eden isim oldu bence. Soğukkanlılığı, sakinliği ve tecrübesi bu sezon en büyük silahlarımızdan biri olacak. Ayrıca Devrim de bence ilk 11’in değişmez oyuncusu olur ve formayı bırakmaz. İkinci yarıda oyuna giren Abdülaziz de geçtiğimiz senelere göre daha bir ümit verdi bana.
Hala takım olarak zamana ihtiyacımız var. Evet, diğer gruba nazaran daha kolay bir gruptayız ama biz de çok iyi değiliz. En azından şimdilik. Önümüzde şampiyonluk için çok uzun bir yol var…