Sevgili okurlar,
Bu pazar da sizlere, Türkiye’nin ‘dış politikasından’ söz etmek istiyorum.
Hani bir söz vardır: “Yiğidi öldür ama hakkını ver” diye.
Aynen öyle!
Yazılarımı okuyanlar bilirler, Türkiye’deki siyasal iktidarı çok eleştirdiğim vakidir. Elbette eleştirilerimin büyük bir bölümünü koruyorum. Yani, burada bir değişiklik yok!
Değişen, küreselleşen dünyada, ‘elmalar ile armutlar’ yer değiştirirken, bizim olaylara kayıtsız kalmamız beklenemez! ‘Doğruyu, eğriyi’ işaret etmemiz, bir yazar olarak görevimizdir. Okur buna katılır, katılmaz, elbette bu durum onların bileceğidir.
Fikri hür, vicdanı hür insanlar baş tacımızdır.
Yaz aylarında, hasret giderdiğim memleketim Sakarya’da gördüğüm bir durum, beni çok etkiledi. Aynı şekilde Kazakistan ve Kırgızistan ziyaretlerimde de bu duruma şahit olmak, beni ilerisi için çok ümitlendirdi.
Gelelim konuya..
Sakarya Üniversitesi’nin, Sakarya’ya, bölgeye farklı bir hayat, heyecan verdiğini kimse inkar edemez. Artık Sakarya Üniversitesi, sadece Türk çocuklarına değil, dünyanın birçok ülkesinden gelen öğrencilere kucak açıyor.
Bu çok önemli ayrıntı değil, gelişmedir.
Bir ülkede çok üniversite açılmasına karşı olan birisi olarak, şunu ifade etmeliyim ki, bu çok üniversitelerin olumlu yönleri de vardır.. Elbette eğitim kalitesi, imkan ve kabiliyetler, bu üniversiteler için tez elden sağlanmalıdır.
Burada asıl olan ise, bu üniversitelere yurt dışından gelen öğrencilerdir.
Bunu çok ama çok önemsiyorum.
Bir kere, Türk cumhuriyetlerinden gelen öğrencilere olduğu kadar, Afrika ve dost ve müttefik ülkelerden gelen öğrencilerin üzerine titremeliyiz. Onlara sadece devletin, üniversitelerin ilgi göstermesi yetmez. Bizlere de olduğu kadar, sivil toplum kuruluşlarına, kurumlara da düşen büyük görevler var..
TÜRKİYE SEVDALARI
Adapazarı’ndan Karasu’ya seyahat ediyoruz..Yan koltukta üç öğrenci..İki genç erkek ve bir genç kız..
Konuşmaları dikkatimi çekti..Türk cumhuriyetlerinden olan öğrenci İngilizce, Afrika kökenli öğrenciler Fransızca konuşuyordu.. Merhabalaşarak tanıştık, konuşmaya başladık..Minibüs içindeki bir kesim de bizi dinliyorlardı..
Onlarla Sakarya Üniversitesi’ni, Sakarya’yı, insanımızı, ülkemizi ve geldikleri ülkeleri konuştuk..
Sıkıntıları yok mu?
Var elbette!
Ama, geleceğin Türk elçileri bunlar..
Afrika kökenli genç öğrenci kızımıza sordum;
-Sakarya’yı seviyor musun?
-Çooook!
Burada kalmak ister misin?
-Neden olmasın?
-Bir Türk genci ile evlenme düşünceni öğrenebilir miyim?
Yanındaki Afrika kökenli genç oğlanın gözlerine baktı ve ağzındaki baklayı çıkardı:
-Şimdi düşünmüyorum ama neden olmasın?
Uzatmayalım, geçen yıl Brüksel’de Kocaeli Üniversitesi’nden iki Türk kızı ile bir Kenyalı genç kız, Brüksel’de konuğumuz oldu.. Brüksel’e staj için gelmişler. Üçü de ‘öğretmen’ olmak için okuyorlardı..
Kenyalı genç kız, yerel kıyafetleri ile dini vecibelerine yerine getirmeye gayret gösteriyor, hatta oruç ibadetini bile aksatmıyordu.. Kendisini iftara konuk ettik..
Aynı şekilde konuştuk..
Türkiye’yi Kocaeli, Sakarya ve İstanbul’u çok seviyordu.. Türkiye’den aldığı burs ile okuyordu. Ama aklında ve fikrinde Kenya vardı. Oradaki kardeşlerine yardım etmek, ülke kalkınmasının yanında olmak istiyordu..
Ne güzel!
Ama Türkiye sevdasını unutmak istemiyordu.. O da bir Türk genci ile evlenmeyi düşünüyor, fakat önceliği, bir Kenyalı gençten yana kullanmak düşüncesindeydi..
Bir kere Türkiye, dışarıya öğrencilerini göndermeli, dışarıdan da öğrenciler kabul etmeli..
Siyasi irade, bu konuya daha fazla ihtimam göstermeli..
Neden mi?
AFRİKA’DA AKTÖR ÜLKE!
Bakınız Türkiye’nin Afrika politikasında çok önemli gelişmelere tanıklık ediyoruz..
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son Afrika gezisi, Türkiye’nin Afrika’da yeni bir ‘aktör’ olduğunu ortaya koyuyor..
Erdoğan’ın, Cezayir, Moritanya, Senegal ve Mali ziyaretleri fevkalade önemlidir.
Bu ülkelere konsolosluk ve büyükelçilik açtığımız günlerden beri, Türkiye’nin Afrika politikasını takip ederim..
AK Parti’nin en önemli siyasal projelerinden birisi olan,’ Afrika’ya açılmak’ konusu takdire şayandır..
Artık Türkiye, Afrika’da durumu kendi lehine çevirmeyi başarmış ve Afrika’da varlığını ortaya koymuş ülkelerden birisi olarak görülüyor..Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu son gezisi, bunu açıkça ortaya koymaktadır..
Ancak, Türkiye bu açılımı yaparken, Afrika ülkelerinde, FETÖ Terör Örgütü varlığını mutlaka, ama mutlaka silmelidir..
İlişkilerimizin iyi olmadığı Avrupa Birliği ülkeleri ile de, bu konuda işbirlikleri kurulmalıdır..
Yıllarca sömürülmesine rağmen, Afrika’nın da geleceği ve buradaki ülkeler ile dostluklarımızın geliştirilmesi ve pekiştirilmesi ihmal edilmemelidir..Aynı şekilde Asya ile de ilişkiler alabildiğine geliştirilmelidir..
Erdoğan’a, Afrika ülkelerinde gösterilen ilgi Amerika, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa ve diğer ülkelerin gündemindedir..Türkiye’nin Afrika’da büyük mesafe alması gelecek açısından çok önemlidir..
Bu işbirlikler her alanda geliştirilmeli ve menfaatler ilişki kurulan ülkeler ile birlikte paylaşılmalı ve Türkiye, bu ülkeler ile ilişkilerde, hata yapan ülkelerin yaptığı hatalara düşmemelidir..
TÜRKİYE RAHAT BIRAKILMAZ!
Afrika’da, Asya’da, Balkanlar’da ve Ortadoğu’da başını kaldıran bir Türkiye elbette rahat konulmaz..
Yeni bir ‘aktör’ olarak Türkiye’nin yarattığı rahatsızlıkları iyi görmek ve ona göre politikalar üretmek, ortaya koymak gerekir..
Son olarak, altı aydır Brüksel’de bizim ile ‘medya’ üzerine stajda bulunan Sakarya Üniversitesi’nin pırıl, pırıl, çalışkan öğrencisi Dilara Örtücü’den söz etmek istiyorum..
Dilara Örtücü, aklı dışarıda olan binlerce öğrencilerimizden birisi..Türkiye, böyle pırıl, pırıl öğrencilerine gelecek vaat etmeli, iş bulmalı, hedef göstermeli ve devletin, milletin hizmetinde görevlendirmelidir..
Sakarya’daki basın kuruluşlarımız da böyle gençleri kadrolarına katmalı, katabilmeli ve özveride bulunmalıdırlar.. Eğer bu çocuklarımıza sahip çıkamaz isek, işte o zaman sorun yumağı çözülür gider.
Yabancı öğrencilere kucak açtığımız gibi, Türk öğrencilerimizi de kucaklamalı ve onlara gelecek vaat etmeliyiz..
Unutmayalım ki, Türkiye’nin geleceği, yetişmiş, okumuş, mesleğini eline almış diplomalı, çok dil bilen gençlerdedir..
Saygılarımla..