Bizim mesleğin ve meslektaşların yer yer kabaran halleri olur, üç gazete daha fazla satmak için koluna girdiği haberi sakız misali çiğner durur…

O zaman da haklı iken insanı haksız duruma düşürecek sevimsizlikler çıkar ortaya…

Sakaryaspor Başkanı İsmail Gürses’in kendisine yakıştıramadığımız ve bir öfke anında söylediğine inandığımız sözlerine tepki göstermeyen gazeteci kalmadı neredeyse…

Sanırım başkan Gürses bu doğrultuda verilmek istenen mesajı aldı…

Sakarya kamuoyundaki kariyeri, mesleki liyakati ve kulüp başkanlığındaki cesur tavrı ile farklı bir konuma gelen bir kulüp başkanı olarak İsmail Gürses’in böyle açık vermesi kendisine yakışmadığı gibi hiç de hoş olmadı…

Tamam da bu işi sulandırarak mecrasından saptırmak da neyin nesi!

Gürses’in herkesin öcü görmüşçesine kaçıştığı bir dönemde başkanlığa talip olup spor kamuoyunu mutlu edecek başarısını böyle ucuz bir diyaloğa kurban etmesi beklenemez…

Sanırım gereğini yapacaktır…

En azından kalbini kırdığı gazetecinin gönlünü alacaktır…

Bu işi daha fazla uzatıp sulandırmak her iki cepheye yarar değil getirse getirse ancak zarar getirir…

Burada görev Güngörzade Cevdet efendiye düşüyor…

Yetiştirdiği ve her dem övündüğü Cumalı’yı frenlemek zorunda…

Zira fahri menajerliğini üstlendiği Sakaryaspor ve güvendiği başkan Gürses yanında olayın sulanması nedeniyle Cumalı da yıpranır, böyle giderse…

İstedik ki; Bizim Bahçe’nin “zeytin çiçeği” gitsin her iki cepheye…

Kaybedeni olmayan olayda, kazanan lige yine şampiyonluk parolasıyla girecek olan  Sakaryasporumuz olsun diyerek…