Türkiye, 6 Şubat sabahına Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğündeki depremle uyandı. Meydana gelen depremin şoku henüz atlatılamamışken, yaklaşık 10 saat sonra ikinci büyük bir deprem daha meydana geldi.
Günlerce hatta haftalarca tüm basın yayın organlarında "depremi" konuştuk. Kolay değildi asrın felaketini unutmak... Çok canlar verdik bu depremlerde... Göçük altında kalan canlara ulaşmak için çalışmalara aralıksız devam edilirken gündem birden seçime döndü. Siyasetçiler, bir an önce seçimlerin yapılması noktasında defalarca açıklamalar yapıyorlardı ve nihayet istedikleri oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, imzasıyla yayımlanan Resmi Gazete’ye göre Türkiye, 14 Mayıs 2023 Pazar günü seçime gidiyor.
Günlerce göçük altında kurtulmak isteyen canlarımızın sesine kulak vermek yerine, Ankara’daki gelişmelere kulak verdik. Peki suçlu kim? Hepimiz. Elbette ki seçimler yapılmalı, buna karşı değilim ve olamam da... Peki, bu kadar büyük bir deprem meydana gelmişken ve binlerce canın hayatını kaybetmişken, seçim ne kadar sağlıklı olur? Giden o kadar can, yetim ve öksüz kalan o kadar evladımız varken, bunlara ne diyeceğiz, ne anlatacağız, size bırakıyorum. 14 Mayıs günü seçimler yapılacak ve kazanan kişi de belli olacak. Peki deprem psikolojiden halen çıkamayan, depremzedelere ne olacak? Oturup, bir düşünelim bunu...
Türkiye için bir gerçek var. Ülkemizin neredeyse dört bir yanı birinci derecede deprem bölgesinde yer alıyor. Yani, ülkemiz için her zaman var olacak bir "deprem gerçeği" var. Buradan siyasilere sesleniyorum; bir seçmen olarak sizden tek isteğim, atacağınız her adımda, yapacağınız her işte önceliğiniz "DEPREM" olsun. Her şey yapılır ama olası bir depremde tedbir alınmadığı takdirde binlerce kişiyi kaybedersek, geri getiremeyiz. Ülke olarak her depremde büyük kayıplar veriyoruz. Artık kimse ölmesin. Kalın sağlıcakla.