Beyin gerçek ve hayali birbirinden ayırt edemez. Sürekli kötü şeyler düşündüğünüzde kötü şeyleri hayatınıza çekmenizin olasılığı fazladır. Hayatınızın büyük bir çoğunluğunu yönlendiren düşünce yetinizdir. Olumlu düşünmek, hayal etmek bu yüzden kişinin hayatında önemli yer edinmektedir.
Sürekli aksilikler sizi bulmuyor, devamlı kötü insanlara denk gelmiyorsunuz, başınız hep darda değil, siz aksilikleri buluyorsunuz, siz kötü insanları seçiyorsunuz, siz başınızı dara sokuyorsunuz.
Bir şeyi kırk kere inanarak söylerseniz olur, sözü çok doğrudur. Beyni eğitmek gereklidir. Beynin öğrenme süresi yirmi bir gündür. Yirmi bir gün boyunca beyninizi eğitip ona güzel ve olumlu düşünceler yüklerseniz zihniniz o hedefe ulaşmak için çalışır. Yirmi bir günün sonunda ise zihniniz kendiliğinden olumlu düşünce üretmeye başlar.
Mesela gece yatarken aşık olduğunuzu hayal edip, aşık olduğunuz kişiyle imgeleme yaparsanız vücut gece uyurken serotonin hormonunu salgılar ve kişi anlamsız bir şekilde sabaha mutlu uyanır. Çünkü beyin gerçekle hayali ayırt edemediği için aşık olduğu sanısına kapılıp vücudunuzda, zihninizde bir takım değişiklikler yapmaya başlar. Bu değişiklikler hayatınızda gözle görülür değişim sağlar.
Serotonin hormonu mutluluk hormonudur. Mutsuz, depresif insanların serotonin hormonu düşüktür. Bunu artırmak tabii ki mümkündür. Anti depresan ilaçlar veya psikoterapiyle düşünce yetisini harekete geçirmek serotonin hormonunu dengelemeye yardımcı olur.
Serotonin hormonunu kalıcı bir şekilde dengelemek isterseniz hayal gücünüzü devreye sokup her gece yatarken sınırsız bir şekilde hayal kurmalısınız. Uykuya dalmadan önce kurulan hayaller beyninizi dinginleştirip sakinleştirir ve ne kadar kötü olaylarla karşılaşırsanız karşılaşın zihninizin kendiliğinden olumlu, güzel düşünceler oluşturmasına yardımcı olur. Özellikle de yirmi bir günün sonunda beyninizi eğittikten sonra hayatınızda kayda değer değişimler olur.
Sevgilerimle…
Mail: [email protected]