Ülke insanının gündemini uzunca bir süredir ekonomik gelişmeler belirliyor…
Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı vatandaşın belini bükmeye devam ediyor…
İğneden ipliğe her şeye durmadan zam yapılıyor…
Bilhassa benzin ve mazota gelen zamlar adeta dudak uçuklatıyor…
Evvelden kuruşla yapılan zamlar şimdilerle ise lira üzerinden gerçekleşiyor…
Temel besin maddeleri arasında da bilhassa sıvıyağ fiyatında yaşanan gelişmeler gündemi oluşturuyor…
Nereye gitsem, kafamı nereye çevirsem bunlar konuşuluyor…
Öyle fısır fısır da değil gümbür gümbür konuşuyor insanlar…
Sosyal medyada da tepkilerin had safhaya vardığını görebiliyorsunuz…
Eskiden eleştiri yaparken “Aman başımıza bir şey gelmesin” diye temkinli davranırdı vatandaş…
Biri bir şey konuşup yazdığı vakit “Silivri soğuktur” gibi seviyesiz ve aba altından sopa gösteren espriler yapılırdı…
Küçük esnaf “Ne olur ne olmaz” diyerek ağzını açmaz, büyük iş insanları da mali denetimlerden endişe ederek pek fazla sesini yükseltmezdi…
Geldiğimiz noktada moda tabirle söylersek korku duvarı aşıldı diyebiliriz…
Artık insanlar sokakta, kahvede, sosyal medyada, televizyonda uluorta hükümet eleştirisi yapıyor…
Hem de öyle böyle değil, çok sert eleştiriler bunlar…
Yaşım itibariyle 90’lı yıllarda yaşananları ve bilhassa AK Parti’yi siyaset sahnesine çıkaran 2001 krizini çok iyi hatırlıyorum…
O yılların bir benzerini, belki de daha şiddetlisini yaşıyoruz bu günlerde…
Evet; savaş var, pandeminin etkileri var, sadece bizim ülkemizde değil dünyanın her ülkesinde ekonomik sıkıntılar var…
Ama gel de bunu vatandaşa anlat!
Sebebi ve kaynağı ne olursa olsun ekonomik sıkıntıların faturası her zaman hükümetlere çıkarılır…
Muhalefet partileri de durmadan yarayı kaşırlar…
Tıpkı 2001 krizinde AK Partililerin yaptığı gibi…
Tıpkı AK Partililerin “Bunların zamanında gaz kuyruğu, yağ kuyruğu vardı. Ekmeği karneyle dağıtıyorlardı” sözleriyle geçmişi eleştirirken o zaman yaşanan dünya savaşını görmezden geldiği gibi…
Siyaset işte böyle bir şey…
İktidardayken başka, muhalefetteyken başka türlü yorumlanıyor gelişmeler…
Peki, ülkede bunlar yaşanırken şehrimizde neler oluyor:
Sakarya bilindiği gibi AK Parti’nin kalesi olarak nitelendirilen şehirlerden…
Kurulduğundan bu yana Erdoğan’a ve AK Parti’ye en büyük desteği veren illerden…
Erdoğan ve AK Parti’nin Türkiye ortalamasının da üzerinde oy aldığı yerlerden…
Lakin son araştırmalar da gösteriyor ki oy oranlarında büyük bir düşüş yaşanıyor…
Baksanıza bir muhalif lider bir sivil toplum kuruluşunun genel kuruluna katılıyor…
Eskiden muhalif liderler bırakın genel kurula katılmayı kendi genel kurullarını yapacak salon bulamıyorlardı bu şehirde…
Baksanıza şehrin muhtelif yerlerini muhalefet partisi genel başkanlarının poster ve afişleri süslüyor…
Parti binalarına hükümeti eleştiren pankartlar asılıyor…
Eskiden kendi parti binanıza bile pankart asamazdınız, anında gelip indirirlerdi…
Esnaf ziyaretlerinde, çarşı pazar gezmelerinde muhalefet partilerinin il başkanları ve yöneticilerine tepki gösterenler olurdu eskiden…
Şimdi muhalefet parti yöneticileri söze başlamadan esnaf ve vatandaş başlıyor hükümeti eleştirmeye…
Şunun şurasında genel seçimlere 15 ay kaldı…
Bakalım bu tepkilerin sonu nereye varacak…