Rahmetli Hüseyin ağabeyin (Selim Gündüzalp) tavsiyesine uyarak güzel ve doğru işlerle başladım Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin üç yılını değerlendirmeye…

Ama eksik ama fazla; gördüğümü, bildiğimi, hissettiğimi yazdım…

Başkalarının yanında ne konuşuyorsam, insanların yüzüne karşı neleri söylüyorsam onları yazdım…

Kendisini dost meclislerinde eleştirip de köşemden mavi boncuklar dağıtmadım…

Yüzüne başka konuşup arkasından atıp tutmadım…

Menfaat ve çıkar uğruna hiçbir zaman ikili oynamadım, yüzüme maskeler takmadım, kalemimi eğip bükmedim…

Bugün de çeşitli eleştirilerle devam edeceğim yazı dizisine…

***

Rahmetli Hüseyin ağabeyin bana bir tavsiyesi de, “Sen siyasi yazılar yazma! Senin övgülerinin de, yergilerinin de bir ölçüsü miyarı yok! Kişileri değil olayları konu edin! Yazıların insanlara ümit versin” şeklindeydi…

İşte bu tavsiyesine uyamadım maalesef bugüne kadar…

Siyasi yazı ve analizler daha çok okunuyor ve ilgi çekiyor diye başka şeyler yazmak işime gelmedi açıkçası…

Bu konudaki enaniyetimin önüne geçemedim…

Belki de siyaset haricinde bir şeyler yazmaya yeteneğim olmadığı için bu yolu tercih ettim…

Ekrem Başkan da her gittiği yerde, “Bu şehre umut pompalayın, güzellikleri görün. Moralimizi, kuvve-i maneviyemizi bozmayın” diye konuşuyor…

Haksız da sayılmaz…

Zaten de şehir genelinde hep olumlu şeyler yazılıp çiziliyor…

Ne gazete, televizyon ve internet sitelerinde eleştiri yapılıyor hakkında, ne de Büyükşehir Belediye Meclisi’nde…

Diğer siyasi partiler de Ekrem Yüce ile ilgili tek söz söylemiyor…

El bebek gül bebek bir muhalefet var karşısında…

Aziz Duran ve Zeki Toçoğlu dönemlerini de bildiğim için Ekrem başkanın bu konuda çok şanslı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim…

Ben de uzun zamandan beri öyle aman aman eleştirmiyorum kendisini…

Lakin en azından senede bir kere de olsa genel bir değerlendirme yapmayı gazeteci olarak bu şehre karşı bir borç biliyorum…

Kaldı ki bu tür değerlendirmeler Ekrem başkana da fayda sağlayacaktır…

En azından sokağın sesini duymasına imkân tanıyacak; gerek parti içinde gerekse diğer siyasi partilerde hakkında nelerin konuşulduğunu bilmesi yararına olacaktır…

Zira gerek yanındakiler, gerekse çevresindekiler olumsuz eleştiri ve değerlendirmeleri kendisine söylemiyor/söyleyemiyor…

Kimse kendinden, kendi menfaatinden gayrısını düşünmüyor…

***                                                                                                                  

Ekrem başkanın en fazla eleştirildiği iki konu belediyedeki işe alımlar ve de şehirdeki reklamlar…

Ekrem başkan maalesef göreve gelir gelmez işinde uzmanlaşmış ve belli bir deneyime ulaşmış kadroyu dağıttı, hepsini işten uzaklaştırdı…

Kendisinden önceki yönetim de AK Partili olmasına karşılık sanki geçmişten gelen bir husumeti varmış gibi rövanşist duygularla hareket etti…

İyi bir ekip de oluşturamadı…

Zira gel zaman git zaman kendi getirdiği insanları da birer ikişer görevden almaya başladı…

Bir türlü kadro istikrarını kuramadı…

Gerekli/gereksiz, lüzumlu/lüzumsuz bakmadan popülist bir tavırla yüzlerce, binlerce insanı belediyede işe aldı…

Ehliyet ve liyakatten ziyade eş-dost tavsiyesi/telefonu etkili oldu yapılan alımlarda…

Kimi mahvillerde, “Allah razı olsun Ekrem başkandan. İnsanları iş sahibi yapıyor. Bundan önceki siyasilerin çevresine hiç faydası dokunmadı. Ekrem başkan en azından sadece kendini değil, başkalarını da düşünüyor” şeklinde yorumlar yapılıyor…

Bu yönden bakınca gerçekten doğru bir tespit…

Güç ve imkânı ihtiyacı olan insanlarla paylaşmak güzel bir haslet…

Lakin uzun vadede bu durumun belediyeye yükleyeceği yükü de hesaba katmak gerekiyor…

Bir zaman sonra belediyenin personel giderlerinden yatırım yapmaya para bulamayacağı (ve hatta şu anda bulamadığı) söyleniyor…

Hatırlanacak olursa Aziz Duran ilk göreve geldiğinde yüzlerce işçiyi işten çıkartmış ve belediyeyi yönetebilmek için buna mecbur olduğunu söylemişti…

Aynı şekilde Zeki Toçoğlu görevi devralır almaz emekliliği gelen personeli emekli etmiş, zamanla da daire başkanlıklarının sayısını azaltarak tasarrufa gitme yolunu seçmişti…

Ekrem başkan ise hem şirketlerin ve yönetim kurulu üyeliklerinin sayısını, hem daire başkanlıklarının sayısını, hem de belediye personelinin sayısını artırmayı tercih etti…

Ümit ederim ki bu konuda da bir bildiği vardır, bu alımların hepsi bir plan program dahilindedir…

***

Bir de reklam konusu var…

Şehrin her yerinde Ekrem Yüce fotoğrafları…

Direklerde, bilboardlarda, tabelalarda, her yerde…

Belediye binasında bile hemen her odada Ekrem Yüce fotoğrafı var…

Biz kendisinin ne kadar tevazulu, alçakgönüllü bir insan olduğunu yakından biliyoruz…

Ama bilmeyenler/tanımayanlar tüm bu reklamlarda, posterlerde, afişlerde, on binlerce adet bastırılan kitap ve broşürlerde Ekrem Yüce’yi görünce, “Kendini beğenmiş, egosu yüksek ve narsist biri” zannediyor başkan beyi…

AK Parti içinde de birçok insan rahatsız bu durumdan…

Belediyenin, ülkenin mali durumu da ortada iken, milyonlarca liranın bu gibi reklamlara harcanmasına kimsenin gönlü razı gelmiyor…

Bildiğim kadarıyla Ekrem başkan uzunca bir süre Sakarya dışında çalıştığı için yüzünün unutulduğunu düşünüyor ve bu yüzden her yere fotoğrafını astırıyor…

Hadi bu düşünceye de hak verelim lakin eskilerin deyişiyle “artık yetişir bu kadar reklam” başkanım…

Kendi iyiliğiniz için bu sese ve eleştirilere kulak verin lütfen…

Bir de artık kendinizin ve belediyenin resmi sosyal medya hesaplarını yorumlara açın…

İnanın Twitter, Facebook hesaplarını yoruma kapatan bir tane siyasetçi/belediye başkanı yok sizden başka!

***

Ekrem Yüce döneminde en çok konuşulan konulardan biri de SAKVA meselesi idi…

SAKVA, Büyükşehir Belediyesi’nin kurdurduğu ve bugüne kadar maddi manevi arkasında durduğu, şehirde marka olmuş, herkesin güvenini kazanmış bir hayır kurumu idi…

Tıkır tıkır işleyen de bir sistemi vardı…

Lakin Ekrem başkan SAKVA’dan bütün desteğini çekip yerine başka bir dernek kurdurmayı tercih etti…

Bir Allah’ın kulu da çıkıp “Yapma bunu başkan” demedi!

SAKVA gibi bir hayır kurumuna reva görülen muameleyi bu şehirde yaşayan vicdan sahibi insanlar hiçbir zaman unutmayacak!

***

Sakarya bir esnaf şehri…

Büyükşehir’in kimi tasarruf ve yatırımları esnafa zarar verdi…

Örneğin kavşağın yapımı çok uzun sürdüğü için SGK ve TEK yokuşu diye bilinen bölge esnafı yıllarca çile çekti…

Ha keza Unkapanı Meydanı bir türlü tamamlanamadığı için bölge esnafı mağdur oldu…

Uzunçarşı esnafına çarşının üstünün kapatılacağı sözü verildi ama kapatılmadı ve de restorasyonda 3. etabın bir türlü başlamaması nedeniyle bu bölgede de tepkiler oluşmaya başladı…

Büyükşehir “bal, süt, yumurta, et, çay” gibi ürünler satmaya başlayınca bu şehrin bakkallarını, marketlerini, kasaplarını, şarküteri ve aktarlarını karşısına aldı…

Belediye uçak restoran, kabak evi açıp bir de kampüste lokanta açacağını söyleyince bu şehrin lokantacılarının, kafeterya ve restoran sahiplerinin tepkisini çekti…

Bu şehrin halihazırda yüz senelik bir çikolata markası, helva markası var iken belediye çikolata bile üretmeye başladı…

Ormanpark’ın önünde çiçek satılmaya, Yanık’ta fidan satılmaya başlayınca da bu şehrin çiçekçileri ve fidan üreticileri bu işten zarar görür oldu…

Esnaf temsilcileri de zaman zaman yüksek sesle dile getirdi bu tepkileri ama Büyükşehir geri adım atmadı…

***

Daha yazacak söyleyecek çok konu var…

Şehirde eksikliği hissedilen yatırımlar, başkanın verdiği ama henüz yerine getirmediği sözler var…

Ama bugünlük epeyce yer işgal ettik…

Yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz…