Bu kadim şehir, tarih boyunca telafisi zor, izleri silinmeyen depremler yaşadı bugüne değin…
Bu nedenle yarası derin, korkusu her daim kapı eşiğindedir…
Korkunun en büyük nedeni, can ve mal güvenliğinden emin olmayışıdır, işin gerçeği…
Zaman zaman yaşanan bir depremle canlanır acı hatıralar, korkular, endişeler, deprem yorgunu yüreklerde…
Yine öyle oldu, önceki gün ilimizde de hissedilen, Marmara Denizi’nde meydana gelen 6.2’lik depremle…
Korkuları, endişeleri yenmenin yolu bellidir belli olmasına da nedendir buna rağmen halâ “Deprem olacak mı, olmayacak mı?” şeklindeki beyhude konuşmalar, sorular…
Bunu konuşmak havanda su dövmek değil de nedir!
Yapılması gerekenler bugüne kadar akademisyenler, bilim insanları ve konunun ehli bilirkişilerce detaylı olarak defaatle konuşuldu, yazıldı, çizildi…
Denilir ki telafisi olmayan tek şey zamandır…
Bu gerçekten hareketle, yapılması gereken, kimin yapabileceği, nasıl yapacağı belliyken zaman kaybetmek, akım kârı mıdır!
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Ankara’yı komşu kapısı eyleyip hayata geçirmeye hazırlandığı “Tığcılar Kentsel Dönüşüm” projesi yanında Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu’nun “yapılamaz” denilmesine rağmen gerçekleştirdiği ve bugün şehrin göbeğinde yükselen “Ada Hayat Projesi” bu konuda atılmış en somut adımlar olarak umutlarımızı yeşertti…
Güneş nasıl balçıkla sıvanmazsa, deprem olacağı gerçeğini yok saymak da mümkün değildir…
İlimizin 25-30 yıllık periyotlarla bir büyük depreme sahne olduğunu alınca dikkate, zamanımızın daraldığını rahatlıkla söyleyebiliriz…
Daralan zamanı iyi kullanmaktan gayri yapacak başkaca bir isabetli adımımız yoktur, olmamalıdır…
Devlet-millet el ele vererek, özellikle deprem yorgunu binaların kat maliklerinin derhal harekete geçmesi, ikna olmayanları ikna yoluna giderek, söylemi eyleme dönüştürmesi, kentsel dönüşümün en basit ve kestirme yolu olacaktır…
Dileğimiz odur ki kapımızı çalacağını bildiğimiz yalnızca zamanını tespit edemediğimiz o büyük deprem gelmeden, tüm şehrin deprem dirençli hale getirilebilmesinden yanadır…
Bu duygu ve düşüncelerle, önceki gün yaşanan depremden etkilenenlere geçmiş olsun diyerek “menekşeler”, ilimizin kentsel dönüşümü adına kafa yorun, mesai harcayan, taş üstüne taş koyan etkili-etkisiz, yetkili-yetkisiz herkese ve her kesime, kolaylık ve başarı dileğiyle Bizim Bahçe’den “Kırmızı-beyaz güller” gitsin istedik…