Hayattan zevk alan, mutlu olan, düzgün birlikteliği olan, huzurlu aile hayatına sahip olan, onca yokluğun arasında dahi yüzünden gülümseme eksik olmayan, iyi işler başaran, kendiyle barışık olan insanların geneli farkındalığı açık insanlardır.
Zengin olup mutsuz olan, evli olup tek bir huzur bulamayan, sevgilisi varken ağlanan, yalnızken depresif olup içe kapanan, agresif haliyle etrafa saran, hiçbir şeyden memnun olmayıp devamlı ağlanan insanlar farkındalığı kapalı insanlardır ve mutlu olma şansları neye sahip olursa olsunlar çok düşüktür.
Hayatta en önemli şey sahip olmak değil, farkında olmaktır.
İstediğiniz şeylere sahip olmak sizi mutlu kılmaz, fark etmek mutlu kılar.
İnsanoğlunun garip özelliğidir ki, bir şeye sahip olmak için canını dişine takıp çok çaba sarf eder fakat elde ettikten belli süre zarfında da elde ettiği şeye önem vermemeye başlar.
Bunun nedeni birazda tatmin olamamaktan kaynaklıdır.
Bazı insanlar yapıları gereği neye sahip olursa olsunlar tatmin olmazlar.
Tatmin olmadıkları içinde elindeki güzelliklerin kaybedene kadar farkına varamazlar.
Bu yapıdaki insanları en başta memnun etseniz dahi sonraları pekte memnun edemezsiniz.
Belli süre sonrasında da kendinizi suçlu hissetmeye, eksik hissetmeye başlarsınız.
Kendinizde sorun olup olmadığını anlamanız için, kendinizi suçlamadan, eksik hissetmeden önce yapacağınız ilk şey karşı tarafın hayatından ve hayatındaki insanlardan ne kadar memnun olup olmadığına bakmak olsun.
Bir kişinin tatminkâr olup olmadığına bu şekilde karar verebilir ve yönünüzü ona göre çizebilirsiniz.
Tatminkâr olmayan insanlardan uzak durmak gerekir.
Böyle insanlar yaşam kalitesini düşüren, sahip olunan her şeyin önüne bir engel çıkararak mutluluğunuzu engelleyen, faydalı bir birey olmanızı örseleyen kişilerdir.
Ruhsal zararları da büyüktür.
Sevgilerimle…
Mail: [email protected]