Çoğu insanın mutsuzluğunun sebebi hayattan beklentilerini yüksek tutmalarıdır. Birçok insan şunun gibi güzel olayım, şunun kadar başarılı olayım, şu kadar sevileyim, şunun gibi bir hayatım olsun diye kendilerine telkin verip dururlar. Hatta başkaları gibi olmak, başkalarının yerinde bulunabilmek için deli divane olur, hırs yaparlar. Bu yanlış bir özümsemedir.
Herkesin kendine has bir güzelliği vardır, herkesin kendine göre farklı bir yeteneği vardır, farklı davranış şeklini oluşturan bir yaşı, herkesin farklı karakteri, farklı aile yapısı, farklı mizacı, farklı fiziki yapısı vardır. Hayal kurmak güzeldir, örnek almak, kendini geliştirmek, kendine bakmak da güzeldir. Fakat insan hayallerini kendiyle özleştirmezse, hayallerine kavuşamayacağı için mutsuz olur.
Sorun bir serçenin gökyüzünü hayal etmesi değil, bir serçenin kedi gibi olmayı hayal etmesidir. Bir serçe bir kedi olmayı hayal ederse hiçbir zaman kedi olamayacağı için mutsuz olur. Serçenin mutlu olabilmesi için yapabileceği tek şey uçmayla arasını düzeltmesidir. Gökyüzünde salınmasını tahayyül etmesidir.
Kendini tanımak, farkındalık sahibi olmak insanı mutluluğa ve başarıya götürür. Bütün herkesten kendini bir adım öne çıkarmanıza yardımcı olur. Kendinize yakışanı, kendi yeteneğinizi, kendi sevdiğiniz şeyleri, kendi hayat felsefenizi, kendi istek ve arzularınızı keşfederseniz ancak fark yaratabilirsiniz.
Başkalarının yerinde olmak istemek sizi karanlık bir dehlizin içinde kaybolmaya mahkum kılar. Ve siz hayalleriniz kendinizle özleşmediği için depresif bir ruh hali içerisinde olur, devamlı başarısız birliktelikler, başarısız bir iş hayatı, başarısız bir öz yaşam yaşarsınız. Belli süre sonra da kendinizi suçlamaya, yetersiz bulmaya başlarsınız. İnsanın gelişmesi kendini tanımaktan geçer. Mutlu olması ise kendisiyle barışmaktan…
Sevgilerimle…