Türkçe Öğretmeni Bahar Şimşek, "Bir sözcüğün herkesçe bilinen anlamına gerçek anlam denir. Herkeste buna ilişkin ortak bir anlam vardır. Gerçek anlam, akla ve mantığa aykırı değildir." dedi.
Öğretmen Şimşek, "Gerçek anlamda olmayan bir sözcüğün somut bir kavramın ya da varlığın yerine kullanılmasıdır. Yan anlam, bugüne kadar yapılan sınavlarda hiç yoklanmamıştır. Örneğin, 'Bu sabah güneşin ışıkları pencereme değiyordu.' cümlesinde 'değmek' sözcüğü gerçek anlamında değildir ve somut bir kavramın yerine kullanılmıştır." diye konuştu.
Şimşek yaptığı açıklamaya şu şekilde devam etti:
Bir sözcüğün herkesin bildiği ve düşündüğü bir anlamın dışında, gerçekte mümkün olmayan bir anlamda kullanılmasıdır. Bu anlam, soyut ve görecelidir. Örneğin, 'Sanatçımız bugün sadece parantezler içinde yaşamaya çalışıyor.' ifadesi akla ve mantığa aykırı bir kullanımdır ve bu nedenle mecaz anlam taşır, Sözcüğün algıya seslenen, somut anlamda kullanılmasıdır. Örneğin, 'Geniş balkonlu bir evde oturuyorum.' cümlesinde 'geniş' sözcüğü ölçülebilir ve somut olduğu için niceldir. Sözcüğün algısal olmayan, soyut bir anlamda kullanılmasıdır. Örneğin, 'Hiçbir şeyi kafaya takmayan, geniş bir insandı.' cümlesinde 'geniş' sözcüğü soyut bir anlam taşır," şeklinde konuştu. Bir sözcüğün bilim, sanat ve meslek dalları için kullanılmış anlamına terimsel anlam denir. Örneğin, endemik, enlem, boylam, açı, dize, uyak, redif gibi kelimeler terimsel anlam taşır," Mecaz anlamda kullanılan bir sözcük, akla ve mantığa aykırı bir kullanımdadır. Soyuttur ve göreceli bir anlamı vardır. Mecaz anlamları kavramak, sınavlarda başarı sağlamak için oldukça önemlidir,"
Serkan Arutan