Sakarya’da yaşayan Makedonya göçmeni bir ailenin kızı olan 54 yaşındaki Esma Yıldız, kızının isteği üzerine başladığı dokuma serüveninde geleneksel sanatların yaşatılmasına öncülük ediyor. Üç çocuk annesi Yıldız, 10 yıl önce kızının düğünlerde ve festivallerde gördüğü geleneksel kıyafetlere duyduğu ilgiyi fark ederek dokuma sanatını öğrenmeye karar verdi.
Sandıktan Çıkan İlham
İlk adımı Adapazarı Halk Eğitim Merkezi’nde atan Yıldız, burada aldığı kurslarla temel dokuma tekniklerini öğrendi. Balkan motiflerine olan ilgisiyle bilgisini derinleştirmek isteyen Yıldız, 2019 yılında Tekirdağ’da oğlunu ziyareti sırasında katıldığı kültür gezisinde bir dokuma ustasından özel eğitim aldı.
Bir yıl boyunca Kırklareli Olgunlaşma Enstitüsü'nde eserlerini sergileyen ve burada çalışan Yıldız, daha sonra Sakarya'ya dönerek çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürmeye başladı. Kurduğu atölyede geleneksel "kınalı dokuma" sanatını yaşatmak için hem üretim hem de eğitim faaliyetleri yürütüyor.
Bakanlıktan Önemli Bir Unvan
Yıldız’ın emekleri bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı" unvanı ve "Sanatçı Tanıtım Kartı" ile ödüllendirildi. Yıldız, hem Adapazarı Halk Eğitim Merkezi’nde hem de kendi açtığı atölyesinde dokuma sanatını genç kuşaklara aktarıyor.
“Dokumaya Gönül Verdik”
Esma Yıldız, yaptığı açıklamada, kızının küçük yaşlarda dile getirdiği istekle başlayan yolculuğunu şöyle anlattı:
"Kızım 7 yaşındayken geleneksel kıyafetlerimizden istedi. Önce çocuk hevesi sandım ama büyüdükçe bu isteği daha da güçlendi. Dokuyan kimse kalmadığı için ben öğrenmeye karar verdim. Sandıklardaki dokumalarımız bizim kimliğimiz. Dokumaya gönül verdim."
Yıldız, kınalı dokuma sanatının korunması ve tanıtılması için Türkiye genelinde daha fazla etkinlikte yer almayı hedeflediğini, "Türkiye Dokuma Atlası" projesinde de yer almak istediğini belirtti.
Kültürel Değerlere Sadık Bir Nesil
Esma Yıldız’ın kızı Ayşe Nur Yıldız ise çocukluğundan beri kültürel değerlere büyük ilgi duyduğunu ifade ederek şunları söyledi:
"Ortaokuldayken okul çantam babamın hediye ettiği bir heybe olmuştu. Geleneksel kıyafetlere hep hayrandım. Annemin kendi elleriyle benim için dokuduğu yöresel kıyafeti giymek tarif edilemez bir mutluluktu. Kıyafetlerin giyimi bile başlı başına bir ritüel; saç örme teknikleri, aksesuarlar... Yaklaşık 1,5 saat sürüyor tam anlamıyla giyinmek."
Ayşe Nur Yıldız, kültürel mirasın korunmasının önemine vurgu yaparak bu değerleri gelecek nesillere aktarmak gerektiğini sözlerine ekledi.
Avukattan Dokuma Sevdasına: Emine Topçu’nun Hikayesi
Esma Yıldız’ın kursiyerlerinden biri olan avukat Emine Topçu da dokuma atölyesinde bambaşka bir dünya bulduğunu anlattı. Topçu, hobi olarak başladığı kınalı dokuma sanatında hayallerini gerçekleştirmek için çalıştığını söyledi:
"Duruşmadan çıkıp buraya geliyorum, sonra gece dosya inceliyorum. Geleneksel dokumalarla hayallerimi birleştiriyorum."