Son olarak Cumhuriyet altını, tarihte ilk kez asgari ücreti geride bıraktı. 2003 yılında asgari ücretle 2,5 Cumhuriyet altını alınabilirken, artık bir tane bile almak mümkün değil.
Altın fiyatlarındaki bu hızlı yükseliş, vatandaşların birikim alışkanlıklarını ve alım gücünü doğrudan etkiliyor. 2023 yılı başında 8.000 TL civarında olan Cumhuriyet altını, şubat 2025 itibarıyla 20.000 TL’yi aşarak rekor seviyelere ulaştı. Aynı dönemde asgari ücret ise 17.002 TL olarak belirlenmişti. Bu gelişmeyle birlikte, asgari ücretle bir Cumhuriyet altını almak artık imkânsız hale geldi.
Ekonomik Belirsizlik ve Alım Gücü
Uzmanlar, altın fiyatlarındaki yükselişin en büyük nedenlerinden birinin enflasyon ve döviz kurlarındaki oynaklık olduğunu belirtiyor. Küresel piyasalarda altının güvenli liman olarak görülmesi de yatırımcıların altına yönelmesine neden oluyor. Türkiye’de ise enflasyon karşısında asgari ücretin erimesi, temel ihtiyaçların bile karşılanmasını zorlaştırıyor.
Ekonomistlere göre, geçmiş yıllarda asgari ücretliler birikim yaparak altın alabiliyorken, bugün temel giderlerin artması nedeniyle tasarruf yapma imkânı giderek azalıyor. 2003 yılında yaklaşık 250 TL olan asgari ücret ile 2,5 Cumhuriyet altını alınabilirken, günümüzde bu oran sıfıra inmiş durumda. Bu durum, ekonomik dengeler açısından önemli bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor.
Vatandaş Ne Diyor?
Vatandaşlar, artan fiyatlardan ve alım gücünün düşmesinden şikâyetçi. İstanbul’da yaşayan bir işçi, "Eskiden maaşımdan biraz arttırıp altın alabiliyordum. Şimdi bırakın altını, temel ihtiyaçları karşılamak bile zorlaştı." diyerek ekonomik sıkıntıların günlük yaşama etkisini özetledi.
Altın ve döviz piyasalarındaki gelişmeler, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından yakından takip edilmeye devam ediyor. Yetkililer ise ekonomik istikrarı sağlamak ve alım gücünü artırmak için çeşitli önlemler üzerinde çalışıyor. Ancak mevcut tablo, geçmişle kıyaslandığında vatandaşın altın gibi geleneksel yatırım araçlarına erişiminin giderek zorlaştığını gösteriyor.
