Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin egemenliğini her şeyin önünde tutarak, emperyalizme karşı verdiği mücadeleyi sadece askeri zaferle değil, aynı zamanda düşünsel bir devrimle taçlandırmıştır. Türk milletine, halk egemenliğine dayalı, çağdaş, laik ve demokratik bir cumhuriyetin temellerini atmış; eğitimde, hukukta, ekonomi ve kültürde köklü reformlarla Cumhuriyet’i inşa etmiştir.
Atatürk’ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" anlayışı, barışçıl bir dünya için gösterdiği liderlik, günümüzde de tüm insanlık için bir ilham kaynağı olmayı sürdürmektedir. "Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir" sözünden hareketle, Atatürk; milletin iradesine dayalı bir yönetim anlayışını temellendirerek demokrasiyi, özgürlüğü ve bağımsızlığı yüceltmiştir.
DAHA FAZLA ÜRETMEK VE DEĞER YARATMAK ZORUNDAYIZ
10 Kasım, bir anma günü olmanın ötesinde, aynı zamanda bir yolculuğun devamıdır. Atatürk’ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözünü rehber alarak, eğitimde, bilimde, sanatta, ekonomide ve teknolojide büyük adımlar attık. Ama bu adımlar, sadece başlangıçtı. 101. yılımızda, bu mirasa sahip çıkarak, üretim kapasitemizi artırmak, sanayi ve tarımda daha fazla değer yaratmak, bilim ve teknolojiyi daha da ileriye taşıyarak küresel rekabet gücümüzü artırmak zorundayız.
Bizlere emanet edilen Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkmak, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini devam ettirmek en büyük sorumluluğumuzdur. Her geçen gün, Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerleyerek ülkemizi daha aydınlık, daha demokratik ve daha müreffeh bir geleceğe taşımak için çalışmak, onun anısını yaşatmanın en anlamlı yoludur.
Bu duygu ve düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 86. yıl dönümünde bir kez daha rahmet, minnet ve özlemle anıyorum."