Bir ortama girdiğinizde sürekli size bakan alaycı gözler var  veya bir akrabanız sürekli sizinle alakalı bir şeyler sorup zaafınızı mı bulmaya çalışıyor yada sürekli iş ortamınızda sizin üzerinizden  espiriler mi dönüyor?Bu durum psikyatrik bir tanınız yok ve paranoyak düşünceleriniz olmamasına rağmen devam mı ediyor?O halde sizlere bu hafta zorbalığa maruz kalma psikolojisinden bahsedeceğim .Zorbalığa maruz kalmak yapan kişi bakımından kendi kişiliği ile çatışma , mücadele ; maruz kalan kişi bakımından çok can sıkıcı, motivasyon  düşürücü bir durumdur.Ortamınızda   bir şeyler konuşulduğu belirgindir .Bu kapalı kapılar ardında da olabilir.Bazen işi bırakmayı  o kişilere hadlerini bildirmeyi veya o ortamdan uzaklaşmayı düşünürsünüz  veya durup siz neden bana gülüyorsunuz benim hakkımda neden bu şekilde düşünüyorsunuz demek istersiniz ;fakat bu çözüm değildir.Zorbalık yapanlarla diyaloğa girdiğinizde sizi paranoyaklıkla suçlayabilirler .Veya tam tersi durumda görmezden geldiğinizde daha da üzerinize geliyor olabilirler. Öncelikle zorbalığa maruz kalmanın üzerinde duracak olursak: Zorbalığı bize yapan kişilere  bir açık veya bir boşluk vermiş olabiliriz. Bu üzüntümüz olabilir hastalığımız olabilir.Tabiri caizse bizden süzülen yaralar vardır ve bu kişilerde onun kokusu gelmiştir diyebiliriz.Çünkü doğanın kanunu gereği bazı zayıf anlarınızda boşluklardan yararlanacak insanlar olacaktır.Bu tarz muamelelere karşı cephe alıp o kişilerle mücadeleye girmek yerine, kendimize odaklanıp dik durmayı ve kendi enerjimiz ile ilgilenmeyi deneyimleyebiliriz.Önemli olan beden dilimizle dik durmak kendi özdeğer ve özsaygımız ile birlikte yol almaktır .Bu kendi ruh sağlığımız için çok kıymetlidir.Keza  bu aşırı özgüvenli olmak anlamında bir dik durmak değildir.Çünkü  bir şeylerin iyileşmesi  yola girmesi için  zamana ihtiyaç vardır.Bu süreçte kendimize kendimiz olduğumuz için özenmemiz çok kıymetlidir.Bu başkaları çok beğensin veya  marka giyeyim şeklinde bir gösteriş değildir .

Çünkü bu şekilde içsel problemlerimiz hallolmaz .Kendimize beslenme  olsun  bakım olsun her konuda özenmek anlamında .. Bu sürece yaralarımızı göstermeden kendi içimize çekilme süreci gibi düşünüp bir örnek verecek olursak :Bir inşaat binasında o tadilatın nasıl yapıldığına dair bir şeyler gözükmesin diye bir şerit çekilir. Tıpkı bu anlarda öyledir. Bazen zayıf anlarımızı göstermememiz gerekir.Bu aşamada insanlar  ile olan temaslarımızda beden dilimiz ses tonumuz selam veriş şeklimiz  göz kontağımız önem arz eder.Burada kendimize şunu sıklıkla  telkin edebiliriz .Güzel olan şeylere ,bulunduğumuz konuma, tercihlerimizi birilerine onay ihtiyacı olmadan, kabul görmeye çalışmadan biz olduğumuz için buna öncelikle bizim hakkımız vardır bize doğru olan şeyler bir başkasının yanlışı olabilir veya kendimize göre yanlış bir durum başımıza geldiyse mutlaka bu durumdan bir şey öğrenmişizdir. Bu süreç bizi bir adım öne götürmüştür mutlaka burada kişinin öncelikle kendi içsel motivasyonu önem arz eder.Özetleyecek olursak kimsenin kimseyi ruhsal olarak didiklemeye hakkı yoktur Buna geçit vermek yada izlenim vermek bizim elimizdedir .Bu süreçte kişinin kendini tanıyarak kendi zaafların kendi bilip öğrenmesi kıymetlidir .Gereken noktalarda psikolojik destek alınabilir.. Sevgiler .