Otuz beş yıl önce yapılmış bir röportajı yayınlıyoruz. Hüseyin Komite ağabeye rahmet ve minnetle. 

       * 1982 yılında kurulan Sakarya Gazetesiyle ilimizde profesyonel gazeteciliğin doğduğunu ifade eden yirmi beş yıllık gazeteci Hüseyin Komite, ‘gazeteciler kalemlerini satmasınlar. Satacaklarsa da ucuza gitmesinler’ diyor. 

       * ‘Genç gazetecilere örnek olacak çalışmalar yapmadık’ diyen Komite, politikacılarla gazetecileri birbirlerine benzetiyor. Son yıllarda Sakarya basınının çok geliştiğini söyleyen Hüseyin Komite, ‘ne yazık ki gazetecilerin sosyal ve ekonomik durumlarında bir iyileşme yok’ görüşünde. 

Bir çocuk düşünün, siyah önlüklü bir ilkokul öğrencisi. Bir gün çırak olarak bir matbaaya veriliyor. Bu çocuk geçtiğimiz yıl, meslekte yirmi beşinci yılını doldurup emekliye ayrılan Hüseyin ağabeydir. Nasıl da yıllar birbirini takip etmiş; o ilkokul çocuğu büyümüş, serpilmiş ve ilimizde parmakla gösterilen az sayıdaki gazeteciden biri olmuştur. Kendi ifadesiyle ‘bir basın çilekeşi’ olan Hüseyin abi, hep çileden, yoksullardan, mücadele eden zayıflardan yana olmuş. Kader onun hep bu yana atmış. Sakarya basını kısır çekişmeler içinde boğuşurken, ona yeterli ölçüde sahip çıkamamış. Bu yetenekli ve onurlu vatan evladını bir türlü rahat ettirememiştir. Çile ve mücadele, bir nevi ‘Hüseyin Komite’nin alın yazısı’dır. Dileriz Komite ağabey ikinci çalışma hayatında (1988 sonrasında) rahat eder, rahat yaşar.


Sayın Hüseyin Komite, siz ilimizde çorak ve kurak bir iklim yaşayan gazetecilik mesleğinin yetiştirdiği ender gazeteci büyüklerimizden birisiniz. Geçtiğimiz yıl da meslekte 25. yılınızı doldurarak emekli oldunuz. Tabii birçok ilginç anının da sahibisiniz. Sizinle gazetecilik üzerine söylemek istiyorum. Niçin gazetecilik Sayın Komite? 
Buna ‘kaderin bir cilvesi’ demek daha doğru olacak, Sayın Tuna. İlkokula giderken Hakikat Matbaasını çırak olarak verildim. O günlerde hurufatla, mürekkeple, gazete ile tanıştım. O gün bugün de bu mesleğin içinde oldum. Gazeteciliğe bir seçimle değil, böyle bir olayla girdim. 

İlginç ve hareketli bir meslek olarak gazeteciliğin güzel ve zor yanları olmalı değil mi efendim?
Ben gazetecilik mesleğinin çilekeşlerindenim. Anadolu basınının isimsiz kahramanlarındanım. Eskiden gazeteler hurufatla hazırlanır, merdanelerle çıkarılırdı. Bu konuda ilk aşamayı Yeni Sakarya yaptı. Entertipe geçti Böylece harfler elle dizilmek yerine makineyle dizilir oldu. Diğer illere göre Sakarya gazetecilik alanında çok gelişmiş bir durumda. Hemen bütün gazetelerin de gelir kaynağı resmi ve özel ilanlar bugün. 1982’de Sakarya Gazetesinin ofset yayınlanması ile gerçek anlamda profesyonel gazetecilik doğdu. Bu bakımdan Sakarya, ilimizde çok önemli bir aşama olmuştur. 

Güzel ve zor yanlarını sormuştum? 
Zor yanları var. Günün yirmi bir saati, haftanın yedi günü, ayın otuz günü, yılın 365 günü durmaksızın olayların peşinde koşmak ve bu yoğun trafiğe rağmen olayların gerisinde kalmamak. İyi yönleri ise insanların mutlu edecek olayların sonuçlandırılmasında katkıda bulunmak. Sonunda da takdir edilmek. Bunlar da güzel yanları. 

Gazetecilik mesleğiyle ilgili ilginç bir anınızı istirham etsem Sayın Komite? 
Denizli'ye bir Süper Lig maçını takip için gitmiştim. Maçı telefonla geçerken diğer meslektaşlarım sırada bekliyorlardı. Zaman hayli sınırlıydı. Zorla telefonu almak istediler elimden, az daha döveceklerdi. Bir başka olay ise Sakaryaspor, iki sezon önce küme düşme tehlikesi içindeydi (1985-86). Kocaeli Gazetesi'ndeki arkadaşlar, bir torba kına yollamışlardı. Neyse ki bu sezon aynı kınayı aynı arkadaşlara yollama şansını ben buldum. 

Geçtiğimiz yıl yirmi beşinci yılınızı doldurarak emekli oldunuz. Yirmi beş yılın sonunda, dönüp geriye baktığınızda, gazeteciliği sosyo-ekonomik yönden nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Bir kere Sakarya'da basının gelişmeler kaydettiğini görüyorum. Ama gazetecilerin sosyo- ekonomik durumlarında, o gelişmeye paralel, önemli bir iyileşme olmadı. Olamadı. Gazetelerin sayısı arttıkça profesyonel gazeteciliğin değeri artacak ve inanıyorum ki aramızdan zamanla Türkiye çapında ün yapanlarımız da çıkacaktır. 

Hüseyin bey, gazetecilerle politikacılar yakın yaşıyorlar. Benzerlik ve farklılıkları neler acaba?
Güzel bir soru, güzel bir tespit. Her iki meslek arasında Sayın Tuna, müthiş bir benzerlik vardır. Her ikisi de havaya, rüzgâra göre yol alırlar. Her ikisi de ekonomik yönden güçlü olmak ister. Her ikisi de kulis - kişilik yönünden beceri ister. Her iki meslekte olanlar da memleket millet vatan içinde çalışırlar ve her ikisi de vitrindedirler. Vitrini severler. Beğenenler de olur, beğenmeyenler de. 

Sakarya'da gazeteler ve gazeteciler hakkında düşünceleriniz neler Hüseyin Abi? 
İlimizdeki gazeteler verilen imkânlara göre yaşama mücadelesi içindeler. Sakarya ve Yenigün, hem tiraj hem de reklam gelirini artırmak, korumak zorundalar. Yerel ve genel de dâhil. Elimizdeki toplam gazete satışı 30.000 civarında. Sakarya nüfusu 600.000. Demek ki okur sayısı % 5. Bunu da 10 - 15 gazeteye bölün. Bugün yaşayan gazete patronu da ucuz eleman çalıştırmaya kalkıyor. Gazeteler ilimizde siyasi yelpazedeki yerlerini almış durumdalar. Dolayısıyla gazeteler patronların tayin ettiği politikanın dışına çıkamıyorlar. Bir yerde parayı verenin düdüğünü çalmaktan öteye gidemiyorlar. 

Son olarak, çeyrek asır gazetecilik yapmış bir meslek büyüğümüzsünüz. Genç gazeteci arkadaşları tavsiyeleriniz nelerdir? 
Öncelikle genç gazeteci arkadaşlarımdan özür diliyorum Sayın Tuna. Çünkü büyükleri olarak kendilerine örnek olacak çalışmalar yapamadık. Onlara gazetecinin sevdiği ortamları hazırlamadık. Yalnız şunu da bilmelidirler: Bugün onlar benim ve büyüklerimin sahip olduklarından çok daha geniş imkânlara sahipler. Gazeteci nedir? Halkın kulağı, gözü, sesi. Bunları yapamıyorsa gazeteci değildir. Gazetecilikle ilgili olarak onlardan beklediğim ise, onurlarına saygınlıklarına sahip çıkmaları. ‘Kalemlerini satmasınlar’ gibi beylik laflar etmek belki haksızlık olur ama satacaklarsa bile ucuza gitmesinler, ağırlıklarını hissettirsinler. Yenik düşecekler ise bunu şerefleri ile yapsınlar. 

(Fahri Tuna,’İz Bırakanlar’88’, Tuna Tanıtım Hizmetleri                                                                                     yayını, Mayıs 1988, Adapazarı kitabında 83-84 sayfalar) 


Hüseyin Komite
1948 yılında Adapazarı'nda doğdu. 1964 yılında gazeteciliğe atıldı. Yeni Sakarya Gazetesi'nde yirmi yıl kadar çalıştıktan sonra 1982 yılında ilimize yayın hayatına başlayan şehrin ilk ofset günlük yayını Sakarya Gazetesi kurucuları arasında yer aldı. Spor müdürlüğü ve yayın konseyi üyeliği yaptı. 1985 yılında Çark Gazetesinde genel yayın müdürlüğü yaptı. 1986 - 87 yılında Gün Gazetesi spor müdürlüğü yapan komite, 1987 yılında emekli oldu. 1971 yılından beri sarı basın kartı sahibi olan komite, sürekli basın kartı alma hakkına da sahipti. Beyhan hanımla evli olup Hülya, Emel ve Çiğdem adlı üç kız babası. Uzun yıllar kendisine ait Haber Kokteyl (HK) adlı aylık haber magazin gazetesini yayımladı. Sakarya basının en eski ve emektar gazetecilerinden birisi olan ve son yıllarında Serdivan’da ikamet eden Hüseyin Komite, 5 Ağustos 2016 tarihinde vefat etti.