Sakaryaspor’u 1982 yılında ilk kez Süper Lig’e taşıyan o güçlü kadronun yıldızlarından biri idi Yenal Kaçıra…
Futbolu bıraktıktan sonra da uzun süre Adapazarı’nda yaşayan bu güzel ve özel sporcuyla, altyapısını düzenleme görevi aldığımız Sakaryaspor’a futbolcu yetiştirecek tesislerin yapımı için uzun süre birlikte çalıştık…
Sakaryasporlu eski Futbolcular Dayanışma Derneği olarak eski stat arkasındaki 17 dönümlük araziyi belediyeden 10 yıllığına kiralayarak yola koyulduğumuzda, zamanın valisine yapmak istediğimizi anlatınca
“Aydıntepe anlattığın işi devlet yapmaya kalksa zorlanır.
Siz nasıl kalkabilirsiniz işin altından.” dediğini ve cevabımı hatırlıyorum;
“Başaracağız ve açılışını da size yaptıracağız” derken, bizimle birlikte olan Yenal, Osman, Timur, Recai, Şeref, Bülent, Ferit gibi yıllarca Sakaryaspor’da forma giymiş dernek üyelerinden aldığım desteğin önemli rolü vardı…
Bu ekip içerisinde yer alan vefalı dost, eski milli futbolcu Yenal Kaçıra’ya ayrı bir parantez açmam gerekir…
Fenerbahçe’den sonra Sakaryaspor’a teknik direktör olan rahmetli Necdet Niş ile birlikte Fenerbahçe’den transfer edilen şöhretli futbolcular arasında yer alan Tuna, Coşkun, Emin, Zafer, İbrahim, Mustafa Özcan, Bahri ayrılıp giderken şehrimizden; Yenal Kaçıra ise yapımında olağanüstü emeği olan Sakaryaspor altyapı tesislerinin mimarları arasında yer aldı…
Daha sonra futbola başladığı il olan Eskişehir’e yerleşti…
O gün bugündür her bayramda, kandil günlerinde ve Sakaryaspor maçları sonrasında arar; konuşur, hasret gideririz…
Bursa’da önceki gün oynanan final maçının ertesi sabahı yine telefon etti…
Kaybedilen final maçına yönelik üzüntülerini dile getirdi…
Sakarya’daki dostlarına selam iletti…
Yenal’ın bu vefalı tavrı hala sürer gider…
Onunla, Eskişehir’den yolumuz geçtiğinde arar sorar, bulur, sohbet ederiz…
İki yıldır play-offtan dönen Sakaryaspor adına o kadar çok üzülmüş ki anlattıkça anlattı hislerini…
“Beni daha çok oynanan oyun üzdü” diyen Yenal’a katılmamak mümkün değil…
Kazanılacağı ümidi taşıdığımız maçta daha ilk 20 dakikada işimizin zor olduğunu anlamış ve endişeli bekleyiş maç boyu sürüp gitmişti…
Yenal’ın şu sözleri daha da iç acıtıcıydı; “Hayret! İlk yarıda kaleye dahi gidemediler.”
Hal böyle olunca takım nasıl kazanabilsin!
Nitekim Karagümrük’te yılların tecrübeli profesyoneli Erkan Zengin 90 dakikaya damgasını vuran oyuncu olarak maçı alıp götürdü…
Şaban hocanın aklına, bu oyuncunun başına bir jandarma dikmek gelmedi ne hikmetse…
Sakaryaspor anlaşılan bu maça iyi adapte olamamıştı…
Maç boyu yakaladığı bir ya da iki pozisyon dışında rakip kalede tehlike oluşturamayan yeşil siyahlılar, Mersin’den sonra Bursa’dan da boynu bükük döndü…
Maçın başında taraftarlarca sahaya atılan meşaleler yeni bir cezanın habercisi olurken, bu sisli tablodan en fazla etkilenen Sakaryasporlu oyuncular oldu…
Tutuk başladıkları karşılaşmayı net bir sonuçla kaybederken bu sezonun en kötü futbolunu oynadılar...
Sürekli top kayıpları, bitmek bilmeyen pas hataları ve de takımın orta sahası çökünce, mağlubiyet kaçınılmaz hale geldi…
Böylece vuslat kaldı bir başka bahara…
Bakalım yeni gelişmeler nasıl olacak!
Bu büyük yenilginin getirdiği çöküşten çıkışın planları yapılmalı tez elden ki gelecek yıl aynı şey bir daha yaşanmasın…
Nitekim bu doğrultuda ilk adım Bursa dönüşü yönetimden geldi, kongre kararı alarak…
Son söz; daha başarılı Sakaryaspor için elini taşın altına koyacak güçlü bir yönetime ihtiyaç olduğudur…