İnsanlık tarihinin çok az gördüğü, gördü ise de tarihin ilkel dönemlerinde ancak şahit olduğu, sözde medeni dünyada eşine az rastlanır ve halen devam eden büyük bir barbarlığın, eşkıyalığın, şakiliğin, vahşet, mezalim ve soykırımın üzerinden bir yıl geçti.

              Bir yıldan beri Filistin, Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’da aralıksız insanlar kıyım kıyım kıyıldı, kıyılmaya devam ediyor!
              Feryatlar arşa yükseldi ama, ne bölge ve ne halkı Müslüman tüm ülkelerin başındaki allı şanlı, kocaman ve böyük, bösböyük liderleri duydu, ne de sözde medeni, kendine demokrat, işgal ettikleri ve sömürdükleri ülkelere cellat dünya liderleri duydu!

             Tüm dünya bu büyük soykırıma kör ve sağır oldu!

              “DİRENMESEKTE ÖLDÜRÜYORLAR, DİRENSEKTE ÖLDÜRÜYORLAR. BİZ DİRENEREK ÖLMEYİ SEÇTİK” diyen Gazzeli asil Müslümanlar ve onların ŞANLI DİRENİŞ ÖRGÜTÜ, GAZZE KUVAY-I MİLLİYESİ HAMAS, yıllarca hep savunmada iken, ilk defa 07 Ekim 2023’de kahramanca bir taarruza geçti. Yenilmez, yıkılmaz denilen ziyonizmin işgalci teröristlerini birkaç saatte yerle yeksan etti. Ziyonizmin itibarını yerlere serdi ve bir yıldan beri de BEDRİN ARSLANLARI gibi direnmeye, ölmeye ve şehit olmaya devam ediyorlar.

              Bu son SAHABE NESLİ insanlar, bir yıldan beri ölüyorlar, şehit oluyorlar ama teslim olmuyorlar. Küresel şeytanlar da asla ateşkese yanaşmıyor, tek bir insan kalmayıncaya kadar öldürmeye devam ediyor, HANİYE’den sonra NASRALLAH’ı da şehit etmiş bulunuyorlar.

              HAMAS’ın AKSA TUFANI harekatında hesap etmediği, edemediği, yanıldığı ve beklemediği durum ise, geçmişte olduğu gibi, bir süre sonra en azından Müslüman bölge ülkeleri devreye girer ve bir şekilde ateşkes sağlayacakları zannı idi.

               Bilmiyorlardı ki, onlara sahip çıkacak olan ülke ve liderleri BOP kapsamında yok edilmiş, geri kalanı Amezrail’in esiri, geri kalan idareciler İran haricinde hepsi küresel eşkıyanın avucunda idi!

              Evet. Dünyanın tırstığı küresel deccal, büyük şeytan ve baş ziyonist Amerikan imparatorluğuna ve ona destek veren AB ve ekser dünya ükelerinden oluşan ziyonist terör koalisyonuna karşı bir avuç HAMAS, HİZBULLAH ve Suudi Amerika tarafında yıllardır bombalanan ve üçe bölünen Yemen’in bir parçacığı olan ENSARULLAH örgütleri, devlet değil direniş örgütleri 365 günü aşkın bir zamandan beri direniyor.

               BİDENYAHU EŞKIYABAŞI ÖNDERLİĞİNDE ZİYONİST CANİ AMEZRAİL, hiçbir savaş kuralı, hukuku, uluslararası antlaş ve yasa tanımadan, elinden hiçbir şey gelmeyen ve tamamen işlevsiz kalan BM’e ve UAD (UCM)’na da MEYDAN OKUYARAK soykırıma devam ediyor.

                Aksa Tufanı harekatının yapıldığı 7 Ekim 2023 tarihinin hemen akabinde yazdığımız ve belirttiğimiz gibi, bu savaş PİRE İLE DEVENİN SAVAŞI olup, zalimlerin pilanladıkları hedef, “Arz-ı mevud ve KAPİTALİZMİN GİZLİ TEK DÜNYA DEVLETİ HAKİMİYETİ” olup, bu yolda önlerindeki engelleri BOP sayesinde kaldırmış, Irak, Suriye, Libya ve Yemen bunun için karıştırılmış, Saddam, Kaddafi ve Esat bunun için hedef alınmıştı. BOP ile bu engeller ortadan kaldırıldıktan sonra, bir yıldan beri de son kalan direniş örgütleri olan HAMASA, HİZBULLAH ve ENSARULLAH’ı da ortadan kaldırıp,
                  44 Yıldan beri ambargo ve sık sık saldırılarla,  en üst düzey komutanlarını, elçiliğini, misafir ettiği evinde Haniye’yi, c.başkanları Ruhani’yi ve birçok askeri hedef alınan, katledilen ve dört tarafındaki komşularında ki Amerikan üsleri ile çevrilmiş İran’ı vurmayı, mevcut yönetimi devirip, parçalayıp, kolay yutulur müstemleke haline getirmeyi pilanlamaktadırlar.

                   Ondan sonraki nihai hedef bellidir ve sağır sultan bile bundan haberdardır!
                    Pilanları tutar mı? Büyük bir mucize olmazsa tutmuş ve tutmaya devam etmektedir.
                    Gazze, Hamas ve Hizbullah esasen, Irak, Suriye ve Libya işgali ile düşmüştü!

                    O zaman bu işgale ses çıkarmayanlar, destek olanlar, BOP’ de vazife alanlar, o günlerde bu günleri hazırlamış, büyük mezalim ve soykırıma zemin hazırlamış, ortak olmuşlardır.

                    Müslüman ülkelerin başındakiler, eğer akıllanmaz ve birlik olup bu canavarın önünde, hiç olmazsa ticari, iktisadi, sosyal, kültürel, sıportif ve diplomatik HER ALANDA tüm ilişkilerini keserek durmazsa, KURBANLIK KOYUN GİBİ HERKES SIRASINI BEKLEMİŞ OLACAKTIR.

                    Maalesef Müslüman ülke idarecileri bu işi üç direniş örgütü ve İran’a bırakmış durumda!
                     Karşılarında devlet olarak bir İran kaldı ve İran’ın da 44 yıldır ambargo ve saldırılarla hali ortada! İktisadi yönden çökmüş, ticareti tamamen durmuş, Rusya ve Çin ile baş başa kalmış ve dört taraftan ziyonist Amezrail üsleri ile kuşatılmış durumda.

                     İran o kadar zor durumda ki, kıronik mezhep taassubu ve sapkınlığı ile Amezrail’e vursa da tenkit ediliyor, vurmasa da! Ne yaparsa yapsın “tiyatro, anlaşmalı dövüş” deniyor. Amezrail’e bir kum tanesi bile atmayanlara, bırak atmayı, her türlü ilişkiyi sürdürenlere tek laf etmeyenler, 44 yıldır çökertilmiş, bütün bu perişan haline rağmen ufakta olsa bir şeyler yapmaya çalışan İran’ı tenkit ediyorlar.

                      İran’ı tenkit edenlere şunu demek lazım. “Hadi sizde İran kadar yapın, tiyatro da olsa oynayın, naylon da olsa tek bir füze, hem de haber vererek atın!”
                     En kıt akıllı insanın bile sorması gereken soru şu: “Bu nasıl anlaşmalı dövüş ki, ölenler hep İran tarafından. Hem de en üst düzeyde!” Bu marazi mezhep sapkınlarına göre İran, “kendi insanını, en üst düzey komutanlarına kadar lanetli Amezrail’e öldürtüyor, kendi elçiliğini, kendi askerlerini katlettiriyor, Tahran’ın kalbinde bile Haniyeyi şehit ettirerek, kendi itibarını kendi elleriyle ve anlaşmalı olarak ziyonistlere yerle yeksan ettiriyor!”


                      Elbette İran’ın da kendi içinde sorunları, tenkit edilecek yanları var. Ülkesinde birliği bizim gibi o da sağlayamamış, halk desteğini arkasına alamamış. Ama her türlü eksiklik ve zayıflığına rağmen yıllardır Hamas, Hizbullah ve Yemen’in silahını temin eden, halen ve yıllardır Amezrail ile hiçbir ilişkisi, ticareti, elçiliği olmayan bir ülke. Hangi Müslüman ülke yöneticisi bu kadar yapmış da, İran tenkit ediliyor! Daha dün İran c.başkanı, Suud Dışişleri bakanına;” Birleşmezsek tek tek hepimizi öldürecekler” demedi, “birlik olalım” çağrısı yapmadı mı?

                        HİÇ DİLLENDİRİLMEYEN BİR GERÇEK VAR Kİ, O DA ŞUDUR: “ESASEN, HALKI MÜSLÜMAN BÖLGE ÜLKELERİNİN TAMAMI DA, HAMAS VE HİZBULLAH’IN ORTADAN KALDIRILMASINI İSTEMEKTE, KENDİ REJİM VE SALTANATLARI İÇİN TEHDİT GÖRMEKTE, BİDENYAHU’DA BÖLGE HAKİMİYETİ VE VAR OLMA MÜCADELELERİNDE EN BÜYÜK ENGEL GÖRDÜKLERİ İÇİN, EMPERYALİST VE ZİYONİST CANİLERLE BU KONUDA ORTAKLAŞMAKTA, KENDİLERİ HAMAS VE HİZBULLAH’A BİR ŞEY YAPAMADIKLARI, YAPSALAR TABANLARINA ANLATAMAYACAKLARI İÇİN, BU İŞİ ANLAŞMALI OLMASA BİLE, GÖNÜLLÜ VE PERDE ARKASI NİYET VE BİRLİKTELİKLE LANETLİLERE YAPTIRMAKTA, ZİYONİST ÇİYANLARA, BİZİ BU ÖRGÜTLERDEN KURTAR DEMEK İSTEMEKTEDİRLER!”     
             
                        Şu gerçeği de itiraf etmeliyiz ki, Ziyonist cephede yer alan BİDENYAHU ittifakı ve arkalarına aldıkları AB ve ekser dünya devletlerinin karşısında hiçbir halkı Müslüman devlet gücü bulunmamaktadır.

                        Hiç kimse Türkiye, Mısır ve diğer halkı Müslüman devletler hatta İran bile savaşa dahil olsun diyemez, demez.
                       Müslüman ülke devlet idarecilerinden beklenen, savaşa girmek değil, savaşı son çare olarak yedekte tutmak ve hazır olmak yanında, baştan beri ve halen yapmaları gereken, Amezrail ile başta ticaret olmak üzere, tüm ilişkileri kesmek, Gazze, Lübnan ve Yemen direnişine verilebilecek her türlü desteği vermek ve dünya devletlerini cansiperhane bir gayretle harekete geçirmek olmalıdır.

                         EN ÖNEMLİSİ DE “SARI ÖKÜZ” HİKAYESİ VE KISSASI HİÇ AMA HİÇ UNUTULMAMALI, işlevsiz hale gelen ve esasen 5 büyüklere paravanlık yapmak üzere kurulan  BM ve diğer u.arası kuruluşlardan  çekilerek kadük hale getirilmeli ve yeni oluşumlara yönelik çaba harcanmalıdır!