İnsanın değeri ilim ve ahlak iledir. İlim ise iman, ahlak ise salih ameldir. İnsanın iki büyük günahı vardır. Birincisi Allaha ortak koşmak diye ifade edilen şirk, diğeri ise hemcinsini nâhak yere öldürmektir. Bu günahlar hakkında büyük tehditler ve azabı ilahi vardır.
İnsanlar başta kendi hevâları olmak üzere kâinatta ne varsa hak olsun batıl olsun Allaha karşı ortak koşmuşlardır. “Hak olsun derken” Melekleri ve Peygamberleri dahi şirk vesilesi kılmışlardır. Ki bunlar şirki reddettikleri halde taraftarları bu günahta ısrar etmişlerdir.
“İnsanlara dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved’den, Suvâ’dan, Yegūs’tan, Yeûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin!”
“Nuh suresi 23. Ayetin tefsir kaynaklarında burada geçen isimlerin, aslında Âdem’in çocuklarına veya sâlih kişilere ait isimler olduğu bildirilmektedir. Buna göre sâlih kişilerin ölümünden sonra, önceleri onların anılarını canlı tutmak ve hâtıralarına saygı gösterip şefaatlerini dilemek amacıyla heykelleri yapılarak her birine temsil ettiği sâlih kişinin ismi verilmiş; fakat zamanla kutsallık yüklenen bu heykellere tanrı gözüyle bakılıp tapılmıştır. Kaynaklar bu heykellerin Câhiliye dönemi Arapları’nın da tanrıları arasında yer aldığını kaydetmektedir. Nitekim Araplar çocuklarına “Vedd’in kulu, Yegūs’un kulu” anlamında Abdü Ved, Abdü Yegūs adlarını veriyorlardı. Muhtemelen bunların isimleri Nûh’un gemisinde bulunan müminler tarafından sonraki nesillere anlatılmış, onlar da tanrılarına bu isimleri vermişlerdir.” (Diyanet Tefsiri)
Bu konuda çok uzun örnekler verebiliriz. Zira İslam’ın ana gayesi tevhiddir. Gerek Kur’an ve gerekse Peygamberimiz özellikle tevhid esasını anlatmış ve öğretmişlerdir. Ülkemizde bazı zaman ve uygulamalarda özellikle tören günlerinde devlet kurucusu için her konumda insan öyle davranışlar yapıyor ve yaptırıyorlar ki bu şirk veya günah sebebi olmaktadır. Bu davranışlar peygamberler için dahi yapılması helal ve doğru değildir.
29 Ekim vesilesiyle bazı okullarda eskiden olduğu gibi son yıllarda da büst ve heykellere karşı okul çocukları secdeye ve kıyama davet edilmişlerdir. Hatta bu yılki uygulama da sırtlarına bayrak olduğu halde çocuklar secdeye getirilerek saygı törenleri yapılmıştır. Hatta çocukluğumdan bu yana hep gördüğüm şu ki: Genç kız ve bayanların çarşafları zincirlerle bağlı olarak ortaya çıkarılarak daha sonra çarşafları yırtılıp çıkarılıp törenlere devam ediyorlar. Bunar cahiliyeden daha vahim birer görüntülerdir.
Maalesef insanlar devlet kurucu ve yöneticilerine karşı bu tapınmayı yaptıkları gibi olayın vahametinden haberleri yoktur. Tüm bunların sebebi kelime-i tevhidin anlam ve mefhumunun bilinmemesi sebebiyledir. Ülkemizde en zor ve karışık konu devlet ricalinin şirkleştirilmesidir. Saygıyla şirki birbirinden ayıramamaktadırlar.
Tören ve uygulamaları baştan aşağı yeniden gözden geçirilmelidir. Bu yanlış uygulamalardan en kısa zamanda vaz geçilmelidir. Ne insan ve ne de onun hakka zıt olan görüşleri sebebiyle şirke kapı açılmamalıdır. Zira şirk en büyük günah ve zulümdür. Zulme meyledenlerin ise ataşa duçar olacakları gerçektir. Şirkten kendini koruyanların ise kurtuluşları inşallah ümit edilir.