TÜMEVSİAD (Tüm Mobil Ev Sanayicileri ve Dayanışma Derneği) ve BİFAŞ iş birliğiyle düzenlenen Türkiye’nin ilk Mobil Ev Çalıştayı'nın dördüncü gününde gerçekleştirilen “Afetlere Karşı Alternatif Yaşam Alanlarının Oluşturulmasının Önemi” konulu panel, alanında uzman isimleri bir araya getirdi.

Panelin moderatörlüğünü Haber Sunucusu Meltem Acet üstlenirken, konuklar arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, TÜMEVSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yıldız, Akbey Tiny House Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Silinmez ve Göçebe Tiny House Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Yanık yer aldı.

Türkiye’nin coğrafi olarak deprem kuşağı üzerinde yer aldığı vurgulanan panelde, mobil evlerin afetlere karşı güvenliği öne çıkarıldı. Ayrıca panelde çevre dostu ve taşınabilir özellikleriyle bu evlerin afet sonrası yaşam için ideal olduğuna dikkat çekilirken, afet sonrası barınma ihtiyaçlarının karşılanmasında mobil evlerin rolü detaylı olarak değerlendirildi.

Panelde bir konuşma yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, mobil evlerin hayal ettiğinden çok daha ileride olduğunu belirtti.

"MOBİL EVLER NORMAL YAŞAMDA DA KULLANILACAK ŞEKİLDE DÜŞÜNÜLMELİ"

"Türkiye'de depreme ve afetlere karşı bir şeyler geliştirmek gerekiyor" diyen Prof. Dr. Ersoy, "Bunlardan bir tanesinin de mobil evler olduğunu düşünüyorum. Tiny houseların bu kadar gelişmiş olması bende bir sürü ilham kaynağı oldu. Şu an ben bir üniversitede akademisyen olarak çalışıyorum. Fakat birikimlerimle bir ev alamam. Ülkemizde son dönemlerde insanlar artık büyük evlere yönelmek yerine bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek 1+1 evlere yöneldi. Buradan da anlıyoruz ki mobil evler şu an bir ihtiyaçtır. Benim de şimdi en büyük idealim, 50 metrekare alanda homeofis olarak kullanabileceğim bir tiny house sahibi olmaktır. Bütün yaşamamı bu mobil evde planlayabilirim. Bence mobil evler sadece dar gelirliler için değil aynı zamanda zenginler için de bir alternatiftir. Bu arada belirtmek isterim ki mobil evleri sadece afetlere bağlamak da doğru değildir. Sadece afetler için mobil evlerden kurulu bir site yapıldığı zaman bu bir lüks olur. Mobil evler normal yaşamda kullanılacak şekilde düşünülmelidir” diye konuştu.

Panelde bir konuşma yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “Öncelikle böyle bir fuara ve çalıştaya davet edildiğim için çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Buraya gelmeden önce kafamda canlandırdığımın çok üzerinde şeyler gördüm. Burada gördüğüm mobil evler hayal ettiklerimden çok daha ileride. Ülkemizde depreme ve afetlere karşı bir şeyler geliştirmek gerekiyor. Bunlardan bir tanesinin de mobil evler olduğunu düşünüyorum. Tiny houseların bu kadar gelişmiş olması bende bir sürü ilham kaynağı oldu. Şu an ben bir üniversitede akademisyen olarak çalışıyorum. Fakat birikimlerimle bir ev alamam. Ülkemizde son dönemlerde insanlar artık büyük evlere yönelmek yerine bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek 1+1 evlere yöneldi. Buradan da anlıyoruz ki mobil evler şu an bir ihtiyaçtır. Benim de şimdi en büyük idealim, 50 metrekare alanda homeofis olarak kullanabileceğim bir tiny house sahibi olmaktır. Bütün yaşamamı bu mobil evde planlayabilirim. Bence mobil evler sadece dar gelirliler için değil aynı zamanda zenginler için de bir alternatiftir. Bu arada belirtmek isterim ki mobil evleri sadece afetlere bağlamak da doğru değildir. Sadece afetler için mobil evlerden kurulu bir site yapıldığı zaman bu bir lüks olur. Mobil evler normal yaşamda kullanılacak şekilde düşünülmelidir” dedi.

TÜMEVSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yıldız, “Biz TÜMEVSİAD ve mobil ev sektörü olarak geride kalan 4 günlük çalıştayda çok güzel şeyler öğrendik. Mobil evler hocamızın da dediği gibi sadece deprem üzerine odaklı olmamalıdır. Aslında insanlığın kodunda doğaya geri dönüş vardır. Bizim sektör olarak birçok farklı özelliğimiz var. Deprem ve afetlere karşı alternatif yaşam alanları konuları da bu özelliklerimiz arasına giriyor. Fakat bizlerin sektör temsilcileri olarak asıl amaçladığımız olay toplumun bilinçlenmesidir. Bizim ve insanlarımızın doğaya ihtiyacı var. Çocuklarımızın doğayı tanımaya ve bizlerin de minimal yaşama ihtiyacımız var. Bu nedenle de düzenlediğimiz çalıştayla kamuoyunu bilinçlendirmek istiyoruz. Deprem konusuyla ilgili olarak, geçen yıl yaşadığımız Kahramanmaraş Depremi ve afet sonrasında yaşanan süreç bizlere bazı tecrübeler öğretti. Maalesef bu depremden sonra konteyner ve çadır teminlerinde zorlandığımız anlar oldu. Tam olarak bu noktada diyoruz ki, mobil evler afet sonrası kullanım açısından büyük bir fırsattır. Mobil evlerin doğa ile uyumu, insan psikolojisine katkıları ve minimal bütçeler ile sahip olunabilmesi çok büyük alternatif oluşturmaktadır. Aynı zamanda ülkemizde bir de pandemi süreci yaşadık. Bu süreçte insanlar evlerinden çalışmak durumunda kaldı. Mobil ev sektörü bu konuda da önemli bir avantaj sunuyor. Uzaktan çalışan insanlarımız bir mobil ev sahibi olması halinde şu an Türkiye’nin her noktasında rahatlıkla çalışabilir” şeklinde konuştu.

Kaynak: igf