Hendek'te Şeyhler Mahallesi’nde bulunan Şeyh İzzettin İsmail Efendi Türbesi, Osmanlı mimarisinden esinlenerek hazırlanan proje ile tarihe ve ecdada duyulan saygıyı gözler önüne serecek.
Hendek Belediyesi’nin iki etap halinde hazırladığı projeye göre, ilk etapta mescit bölümü inşa edilecek, ardında ise sanduka koruma altına alınacak. Mescit bölümünün 90 metrekare, sandukanın bulunduğu alanın ise 40 metrekare olması planlandı. Son aşamada ise çevre düzenlemesi yapılacak.
BABAOĞLU YARINKİ TÖRENE DAVET ETTİ
Temel atma töreninin 19 Ocak Cuma günü yani yarın, Cuma namazının ardından saat 14.00’da yapılacağını açıklayan Hendek Belediye Başkanı Turgut Babaoğlu, “İlçemiz adına çok önemli ve değerli bir hizmet olarak gördüğümüz bir projeyi daha Allah’ın izniyle başlatıyoruz. Şeyh İzzettin İsmail Efendi inanıyoruz ki yaşadığı dönemde Allah dostu erenlerimizdendir. Osmanlı Padişahı Orhangazi’nin de buna şahit olduğunu, Osmanlı döneminin ilk vakfiyesinin de bizzat Orhangazi fermanıyla Şeyh İzzettin İsmail Efendi’ye verildiği gerçeği de ortadadır. Türbede 722 yıldır devam eden bir gelenekte var. Türbenin eski ve derme çatma bir yapıdan ibaret olmasına gönül razı değildi. İnşallah projemizi tamamlayıp yeni haliyle ziyaretlere açtığımızda tarihimize ve ecdadımıza duyduğumuz saygıyı da hemşehrilerimizle, burayı ziyaret edecek vatandaşlarımızla paylaşmış olacağız. Tüm hemşehrilerimizi bu anlamlı, güzel ve hayırlı günde temel atma törenimize davet ediyorum” dedi.
ŞEYH İZZETTİN İSMAİL EFENDİ KİMDİR?
Türbesi Şeyhler Mahallesi’nde bulunan ve her yıl Şeyh İzzettin İsmail Efendi ile ilgili en bilinen anlatım şöyledir;
“Orhangazi, ordusu ile 1300’lü yılların başında sefere çıkar ve 'Şuan ki Hendek 2. OSB karşısındaki çayırlık mevkiinde konaklar; Askerlerden bir heyet göndererek, “Türk köylerine gidin, askerlere yiyecek, atlara ot temin edin" der. Heyet, şuan ki Yukarıçalıca köyünden pilavcı Mustafa ile birlikte Şeyhler köyündeki Şeyh İzzettin İsmail Efendi’nin yanına giderek, durumu izah ederler. İzzettin Efendi, pilavcı Mustafa’ya pilav pişirmesini söyler, daha sonra pişen bir tencere pilav ile bir tutam otu Orhangazi’ye götürür. Az olan bu erzak bir orduyu doyurunca Orhangazi bu zatın Allah dostu olduğunu anlar ve Şeyh İzzettin İsmail’e Çalçat (İki dere arasına verilen isim), şu anki Ormanköy-Sukenarı deresi ile Kargalı’daki dere arasındaki yeri vakfeder. Bu tarihten itibaren Osmanlı döneminde bu köylerden vergi alınmaz. Şeyh İzzettin İsmail vefat ettikten sonra mezarı şu anki yere defnedilir, İzzettin Efendi’nin akrabaları da buraya yerleşerek burada ayrı bir köy oluştururlar. Çalçat kelimesi zamanla Çalıca’ya dönüşür daha sonra Çalıca köyü de üçe ayrılır, Yukarıçalıca, Aşağıçalıca ve Hallaç köyleri oluşur.”