Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Taş tarafından yapılan itirazda, ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri olan "kuşkudan sanık yararlanır" prensibi vurgulandı. İtirazda, "Sanığın cezalandırılabilmesi için suçun kesin ve açık delillerle ispat edilmesi gerekir. Olasılıklara dayanılarak hüküm verilmesi ceza yargılamasının amacına aykırıdır" denildi.

Deliller Yetersiz mi?

Başsavcılık, olayın görgü tanığı bulunmadığını ve sanığın suç işlediğine dair kesin delillerin olmadığını belirtti. Hakan Aysal’ın eşi adına yaptırdığı hayat sigortasının en önemli delil olduğu, ancak bu poliçenin sanık tarafından düzenlendiğinin kanıtlanamadığı ifade edildi. Ayrıca, sanığın sigorta bedelini almak için başvuruda bulunmadığı ve çiftin ilişkilerinde herhangi bir problem tespit edilmediği belirtildi.

Hamilelik ve Olay Öncesi Davranışlar İtirazda Yer Aldı

Savcı, Hakan Aysal’ın öldürmeyi planladığı eşini hamile bırakmasının mantıksız olduğunu savundu. Olay öncesinde çiftin kameraya yansıyan görüntülerinde ise sanığın eşine yardım ettiğinin görüldüğüne dikkat çekildi. Başsavcılık, Semra Aysal’ın dengesini kaybedip düşmesinin de mümkün olabileceğini belirtti.

Son Kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu Verecek

Savcılık, sanık Hakan Aysal'ın suçluluğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığını savunarak kararın bozulmasını talep etti. Eğer itiraz kabul edilmezse, dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilecek ve nihai karar burada alınacak.

Aileden Tepki

Semra Aysal’ın ailesinin avukatı Mehmet Kerem Özgen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazına karşı her türlü yasal yolu kullanacaklarını belirtti. "Eğer itiraz kabul edilirse, dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gidecek. Bu kurulun vereceği karar kesin olacak" ifadelerini kullandı.

Kelebekler Vadisi’nde yaşanan bu trajik olay, yıllar sonra bile kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor. Sanık hakkındaki nihai kararın nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.

Kaynak: basın bülteni