Yazar Necati Mert, sadece bir edebiyatçı olarak değil, aynı zamanda Sakarya'ya olan büyük sevgisiyle de tanınan bir isimdi. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan yazar Ercan Yılmaz ve Bünyamin Demirci, Mert’in şehre ve insanlara duyduğu bağlılık ile edebiyat dünyasına kattığı değerleri katılımcılara aktardılar.
“Necati Mert, Adapazarı’nın Ruhunu Yazdı”
Yazar Ercan Yılmaz, Necati Mert’i “iyi bir gözlemci ve Sakarya’ya aşık biri” olarak tanımlayarak, “Necati Mert, Türkiye’de ve belki de dünyada eşine az rastlanır bir şekilde, şehrine tutkuyla bağlı bir yazardı. Yazdığı her metin, Adapazarı’nın ruhunu, insanlarını ve yaşamını yansıtan birer belge niteliğindeydi” dedi. Yılmaz, Mert’in eserlerinde sadece kurgu değil, aynı zamanda şehre dair saklı bilgiler bulunduğuna dikkat çekti.
“Şehri ve İnsanları Derinlemesine İnceledi”
Necati Mert’in eserlerinde, şehre dair en küçük detayları bile ustalıkla işlediğini belirten Yılmaz, “Mert, Adapazarı hakkında öyle derinlemesine gözlemler yapıyordu ki, yazdığı her satırda bir bulvarın ortasında yer alan ağacın türünü bile fark edebilirdiniz. O sadece bir hikâye anlatıcısı değildi, aynı zamanda Adapazarı'nın bir tarihçisiydi” ifadelerini kullandı.
“Mert, Gerçekleri Korkusuzca Dile Getiren Bir Yazardı”
Bünyamin Demirci, Necati Mert’in yazılarındaki samimiyetine ve dürüstlüğüne vurgu yaparak, “O, her zaman doğrularından ödün vermeyen, şehrine ve insanına sıkı sıkıya bağlı biriydi. Eserlerinde bu sahiplenmeyi ve samimi duyguları görmek mümkündü” dedi. Demirci, Mert’in sadece bir yazar olarak değil, aynı zamanda toplumu ve insanı anlamaya çalışan bir gözlemci olarak da önemli bir isim olduğunu belirtti.
“Bir Yazar, Bir Tarihçi ve Bir İnsan”
Bünyamin Demirci, Necati Mert’in toplum ve insan odaklı bakış açısını şu sözlerle anlattı: “Necati Mert, 1945’te gaz lambalarının aydınlattığı bir dünyada doğmuş ve yapay zekâ çağının eşiğine kadar yaşamış bir yazardı. Yıllar içinde sadece bir yazar olarak değil, aynı zamanda toplumu ve insanı anlamaya çalışan bir gözlemci olarak önemli bir perspektif sundu. Onun eserleri, bireylerin hayatlarına, duygularına ve yaşantılarına derinlemesine odaklanan, sıcak ve samimi bir bakış açısıyla yazılmıştı.”
