Aydın, yazısında, teravih namazının Peygamber Efendimiz (SAV) tarafından kıldırıldığını ve bu namazın her bir rek'atında bir dinlenme amacıyla oturulması nedeniyle "teravih" olarak adlandırıldığını belirtiyor. Ayrıca, bu namazın uzun süreli kıyamla kılınarak faziletli ameller arasında yer aldığını ifade ediyor. Ancak, Aydın’a göre, teravih namazının bugün tartışmalara konu olması, dini hayata katkı sağlamaktan uzak. Kimilerine göre teravih namazının varlığı sorgulanırken, kimileri ise rekât sayısının farklı olduğunu savunuyor.
Mustafa Aydın, teravih namazının İslam toplumu tarafından en çok ittifak edilen ibadetlerden biri olduğunu hatırlatarak, bu ibadeti yaşatmanın ve geliştirmeyi hedeflemenin, dini değerlerimizi pekiştireceğini belirtiyor. Yazısında, özellikle camilerde teravih namazının usulüne uygun şekilde kılınmasının önemini vurgulayan Aydın, bu konuda eksikliklerin ve yanlış uygulamaların olduğunu da dile getiriyor.
Aydın, "Teravihi yaşatalım ki toplumsal sevgimiz ve imanımız ziyadeleşsin." diyerek, Ramazan ayının bereketiyle cemaatin bir araya gelmesinin toplum için büyük bir değer taşıdığını ifade ediyor. Bu anlamlı ibadet, toplumsal birlikteliği güçlendirmenin yanı sıra, Müslümanların inançlarını ve ibadetlerini eksiksiz şekilde yerine getirmelerini sağlamak adına büyük bir öneme sahiptir.
Yazar ayrıca, teravih namazı ile ilgili tecvid kurallarına uyulmasının gerektiğini ve camilerde bu konuda daha fazla duyarlılık gösterilmesi gerektiğini savunuyor. "Din bize ibadetleri yapın demiyor, tam yapmamızı emretmektedir," diyen Aydın, her ibadetin düzgün ve kurallarına uygun bir şekilde yapılmasının, kalbî huzur ve ibadetin gerçek anlamını kazanmak adına gerekli olduğunu belirtiyor.
Köşe yazısını okumak için tıklayın!
Fotoğraf: AA Arşiv