Deprem Güvenliği Tehdit Altında
Türkiye’nin ortalama iki yılda bir yıkıcı depremlerle karşılaştığını belirten Uçar, 2011 Van ve 2020 İzmir depremlerinin, bu tehlikeye karşı yeterli önlemlerin alınmadığını gösteren çarpıcı örnekler olduğunu vurguladı.
2011’deki Van depremlerinde 636 kişinin hayatını kaybettiğini ve on binlerce insanın evsiz kaldığını hatırlatan Uçar, “12 yıl boyunca kayda değer bir önlem alınmadı. Kentsel dönüşüm politikaları popülist bir söylemle hayata geçirildi, ancak bu süreçte ticari kazanç ön plana alındı” dedi.
Kentsel Dönüşüm Uygulamalarında Eksiklikler
Kentsel dönüşüm çalışmalarının nitelik ve nicelik olarak yetersiz kaldığını ifade eden Uçar, mevcut yapı stokunun yaklaşık 10 milyon civarında olduğunu ve bunların 6-7 milyonunun riskli yapı statüsünde bulunduğunu belirtti. Son 11 yılda sadece 238 bin riskli yapının dönüştürüldüğüne dikkat çeken Uçar, “Bu, riskli yapıların yüzde beşinin bile dönüştürülemediği anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
İmar Afları ve Sağlıksız Yapılar
Ayrıca, yıllardır uygulanan imar aflarının sağlıksız yapılaşmayı teşvik ettiğini ve deprem güvenliğini tehdit ettiğini vurguladı.
2020 İzmir Depremi sonrası yapılan incelemelerde, acil yıkılması gereken yapıların imar barışından faydalandığının tespit edildiğini belirten Uçar, bu durumun tehlikeleri artırdığını ifade etti.
Gelecek İçin Acil Önlemler
Uçar, Türkiye’nin deprem riskine karşı alması gereken önlemleri sıralayarak, mevcut yapı stokunun envanterinin çıkarılması, riskli binaların tasniflenmesi ve güçlendirilmesi için acil bir plan oluşturulması gerektiğini söyledi. Mühendislik hizmetlerinin değerinin artırılması ve kamu yararının gözetilmesi gerektiğini vurguladı.
Uçar, “Her yeni depremde aynı acıları yaşamamak için gerekli önlemlerin bir an önce alınması şart” diyerek, Van ve İzmir depremlerinde hayatını kaybedenleri saygıyla andı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak, yapı güvenliğinin kamu güvenliği ile doğrudan ilgili olduğunu belirtti ve yapı güvenliğini öncelik haline getirmek için çağrıda bulundu.