Bir nefisten yaratılan insan, birbiri için imtihan vesilesidir. “Biz kiminizi kiminiz için imtihan vesilesi yaptık ki bakalım sabredecek misiniz? Rabbin her şeyi görüp gözetlemektedir.” Furkan, 20. Buna göre âyette, “Bakalım sabredecek misiniz?” buyurulmuş; ardından da Allah’ın her şeyi görüp gözettiği hatırlatılmak suretiyle ödevlerini belirtilen kurallar çerçevesinde yerine getiren, böylece söz konusu sınavda başarılı olan kimselerle kurallardan saparak sınavda başarısızlık gösterenlere hak ettikleri mükâfat veya cezanın verileceğine işaret edilmiştir.

Kadın, sevilen makamında yaratılmıştır.” Nefsânî arzulara, (özellikle) kadınlara, …düşkünlük insanlara çekici kılınmıştır. İşte bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır”. Ali İmran,14. Bu ayetten sonraki ayette cennet müjdelenirken iki hususa dikkat çekilmiştir. ”Tertemiz eşler ve Allah’ın hoşnutluğu vardır.” 15. Ayette eşlerin temizlik sıfatından konu edilmiştir. İnsanın ise habis ve tayyibinin olduğunu başka bir ayet bize bildirmektedir. Nur, 26.

Diğer bir ayette ise kalbi marazlı yani şehvetle kaplanmış erkeklerin, bazı kadınların konuşmalardan etkileneceği konu edinilmiştir. Ahzab,32. Kadının tesettüre riayet etmemesi sebebiyle eziyete uğrayacağı da Ahzab suresi 59 ayette öğretilmiştir.

Günümüzde bazı kadınlar kendi bedenlerini, avratı galizaları hariç neredeyse tamamıyla teşhir etmektedirler. Örtünmenin karşısında “teberrüc” kelimesine atıf yapılması “dikkat çekme ve kendini gösterme” demek olan, bir yönüyle teşhir sayılan teberrüc yasaklanmaktadır. Hz. Peygamber’in “giyinik çıplaklar” tasvirini andıracak biçimde kadınlığı ve kadınsılığı olabildiğince teşhir eden bir giyinme anlayışı ve tarzının tesettür emrinin sözü edilen hedefiyle bağdaşmadığı açıktır.

Kadının “ilahe” vasfıyla sözüm ona yüceltilirken gerçekte aşağılığa düşürülmüştür. “Onlar Allah’ı bırakıp birtakım dişi putlardan medet umuyorlar; başkasından değil, isyankâr şeytandan dilekte bulunuyorlar. Nisa, 117.

Kadınların özellikle plaj, spor, eğlence ve bazı eğitim mekânlarında sere serpe tavır ve davranışlarla teşhire varan durumları aslında kendi kendilerine büyük bir imtihan vesilesidir. Yazmaktan hayâ edilecek giysi parçalarının toplumda hangi anlama geldiğini kendi kalpleri ve takip ettikleri ve edildikleri gözleriyle bilmektedirler. Çıplaklık gözde başlayıp gözde biten bir fitne değildir. Bir hadiste belirtildiği gibi, Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit, başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, arşının gölgesinde barındıracaktır. Bu davet sadece sözle değil farklı şekillerde de olabilmektedir. Tüm bunlar kadının hayâ duygusunu kaybetmesi sebebiyledir. Hayânın önemi şöyle belirtilir. “Derken, o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona-Hz. Musa’ya- geldi” Kasas, 25. Bu hayâ duygusu yürüyüşten söze, sözden tüm davranışlara kadar önem arz etmektedir. Açılmak hayâdan sıyrılmaya işarettir.

Kadın erkeğin kendisine olan arzu ve tutku gücünü fark edince tüm boya, ziynet, koku, moda sanayinin asli müşterisi olmuştur. Bu konuda erkekler de masum değildir. Durum böyle olmakla beraber zinanın cezasından bahseden ayette de önce kadın anılmıştır, hırsızlığın cezasında ise önce erkek anılmıştır.

“Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.” hadisi bu imtihanın büyüklüğüne işret etmektedir. "En yüksek sevgilerini Allah'a tahsis etmeyip de kadınlara tahsis etmiş olanlar, şeytana aldanmaktan ve ona kul olmaktan kurtulamazlar

Tüm bunlarla beraber Kuranda ve hadislerde örnek kadınlardan da bahsedilmiştir. Hz. Aişe, Hz. Ömer’in defnedilmesine kadar Resûlullah’ın kabrini serbestçe ziyaret ederken daha sonra ziyaretlerine örtünerek devam etmiştir. Bu nezih davranışın verdiği büyük dersler vardır. Şimdi cenaze ve mezarlıklarda bazı kadınlar kendilerini teşhir ederek, tesettüre dikkat etmemektedirler.

Sonuç olarak kadın kendisiyle büyük bir imtihanı yaşamakta ve topluma yaşatmaktadır. Bizde vücutlarını teşhir eden kadınlara şu ayetin söylediği sözü söylüyoruz. Mısır Meliki, Yusuf peygambere şehvetle saldıran ve iftira eden karısına şöyle der. “Sen de günahının affını dile; çünkü sen günahkârlardan oldun” Yusuf, 29

Unutmayın “ Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velîleridir” Tevbe, 79