"Geçit töreninde, ülkemizin eriştiği seviyeyi yeniden gördük"
Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere aziz şehitlerimizi, vatan topraklarını kanlarıyla sulayan yiğit gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Gerek telefonla arayarak gerekse mesaj göndererek 100. yıl heyecanımızı paylaşan dost ülke liderlerine şükranlarımı sunuyorum. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü manasına ve önemine yakışır bir şekilde büyük bir gururla kutladık. İstanbul Boğazı'nda yapılan geçit töreninde ülkemizin sanayi alanında eriştiği seviyeyi yeniden görme fırsatını bulduk. TCG Anadolu'nun öncülüğünde 100 savaş gemimiz tarafından yapılan geçit töreni hem duygulandırdı hem de kıvanç kaynağımız oldu.
"Cumhuriyeti salonlara ve balolara hapsederek güçlü olamazsınız"
Türkiye hayatta kalabilmek için başta savunma sanayi olmak üzere her alanda güçlü olmak zorundadır. Mevcut vatan topraklarını bize çok göreceklerini gayet iyi duyuyoruz. Kimseye husumet beslemeden ordumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz. 100. yıl vesilesiyle yaptığımız hitabımızda Türkiye'nin son 1 asırda kat ettiği mesafeyi somut rakamlarla karşılaştırmalı olarak ortaya koyduk. Rakamlar kimin Cumhuriyete hakkıyla sahip çıktığını kimin de istismarını yaptığını açıkça göstermiştir. Cumhuriyeti salonlara ve balolara hapsedenlere, millete mal etmek yerine kendi ideolojilerin aparatı haline getirenlere, bu ülkede yıllarca Cumhur karşıtlığı yapanlara bu tarihi yıldönümünün nasıl idrak edilmesi gerektiğini gösterdik.
"Gardrop Atatürkçüleri, bu ülkeyi ikinci sınıf ekonomiye mahkum etti"
Milleti dışlayan, milletin olmadığı soğuk törenler yerine Cumhuriyetimizin ruhuna uygun şekilde halkımızla omuz omuza kutladık. Davetimize icap ederek evlerini, araçlarını, işyerlerini bayraklarımızla süsleyen tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Pazar günkü tablo Gazi Mustafa Kemal'in de muradını yansıtmıştır. Gazi'nin mirasını gerçek anlamda yaşatanlar millete efendilik taslayanlar değil 85 milyonun tamamına hizmetkârlık yapanlardır. Biz işte bunu sağladık, bunu başardık. Bizim dönemimize kadar Türkiye'nin en büyük sorunu milletin kurduğu Cumhuriyet'i, milletin değerleri, inancı, kültürüyle hesaplaşma aracına dönüştüren istismarcılar olmuştur. Gardrop Atatürkçüleri yıllarca bu ülkeyi ikinci sınıf ekonomiye mahkum etmiştir. Gazi'nin vefatından sonra milleti yıllarca inim inim inletenler işte bunlardır.
"Cumhuriyet kutlamalarında bile nefret söylemi bulaştırdılar"
1960'tan itibaren her 10 yılda bir milli iradeye kast edenler bunlardır. Anadolu insanını takunyalı, örümcek kafalı, makarnacı, yobaz diye aşağılayan bunlar. Kızlarımızı kılık kıyafetlerinden dolayı üniversite kapılarında ağlatanlar bunlardır. Cumhuriyet mitingleri adı altında darbe çığırtkanlığı yapanlar bunlardır. Oy tercihleri sebebiyle depremzedelerimize hakaret edenler yine bunlardır. Bu faşist zihniyetin mensuplarıdır. Bu çevreler bugün de farklı yöntemlerle içlerindeki nefreti kusmaya devam ediyor. Cumhuriyet kutlamalarında bile nefret söylemi bulaştıran bu güruha asla prim vermeyeceğiz.
"Türkiye Cumhuriyeti, 100. yılını kutlarken daha önce olmadığı kadar güçlüdür"
Demokrasiden ve milli iradenin rehberliğinden asla sapmadık. Hizmet ve eser siyasetini dünya görüşümüzün merkezine yerleştirdik. Milleti kutuplaştıranlardan değil toplumu kucaklaştıranlardan olduk. Kimseyi dışlamadan, farklılıkları tehdit olarak görmeden herkesi aynı hedef, kader etrafında toplayarak milli birliğimizi tahkim ettik. Gazi'nin 'en büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyeti'ne yatırımları kazandırdık. Demokrasimizi tüm kurum ve kuralları ile tesis etmek için Cumhur ile Cumhuriyet arasına çekilen tel örgüleri kaldırmak için gece gündüz çalıştık, çabaladık mücadele verdik. Eksiklerimiz, kusurlarımız, tüm gayretlerimize rağmen yapamadıklarımız şüphesiz olmuştur. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: Türkiye Cumhuriyeti 100. yılını kutlarken daha önce olmadığı kadar güçlüdür, güvendedir, itibardadır.