İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Sakarya Şubesi Yönetim Kurulu, depreme dayanıklı binalar ve depreme hazır şehirler tesis edilebilmesi için sorunların tespiti ve çözüm önerilerinden oluşan basın açıklaması yaptı. Yetkin mühendislik kanunundan şantiye şefliğinde, yapı denetimi ve müteahhitlikten inşaat mühendisliği lisans eğitimine, yerel yönetimlerden kentsel dönüşüme kadar birçok başlık altında detaylı olarak tespiti yapılan sorunların çözümleri de kamuoyuyla paylaşıldı. 

ERTELENEMEZ İHTİYAÇ
İMO Sakarya Şube Başkanı Semih Uçar, yönetimi kurulu adına basın açıklamasında özetle şu tespit, görüş ve çözüm önerilerine yer verdi;
“Son yaşanan depremlerde oluşan can kayıpları ve maddi zararlar, İnşaat Mühendisleri Odalarının yıllardır yaptığı uyarıların hala dikkate alınmadığının bir göstergesidir.  Yetkin mühendislik uygulaması deprem ülkesi Türkiye’nin ertelenemez ihtiyacı olmuştur. Hızla yetkin mühendislik kanunun çıkarılması günümüz ve gelecek için hayati önem taşımaktadır.”

ŞANTİYE ŞEFLİĞİ
“Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte; şantiye şefliği ve idarenin görevleri, uygulanacak ilke ve kurallar, şantiye şeflerinin çalışma usulü ve ilgili idarenin görevleri gibi başlıklarda yapılması gereken değişikliklerin bir an önce yapılması gerekmektedir.
Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte; şantiye şefliği ve idarenin görevleri, uygulanacak ilke ve kurallar, şantiye şeflerinin çalışma usulü ve ilgili idarenin görevleri gibi başlıklarda yapılması gereken değişikliklerin bir an önce yapılması gerekmektedir.”

YAPI DENETİMİ VE LİSANS EĞİTİMİ
“Ülkemizde kağıt üstünde kalan uygulamalardan biri de yapı denetimi hizmetleridir. Yapı üretim sürecinde, mühendislik hizmet bedelinin aşağılara çekilmesi açıkçası meslek alanlarımıza dönük itibarsızlaştırma sürecinin bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum ivedilikle çözülmesi gereken sorunlar arasındadır.
acil olarak müteahhitlik kanunu çıkarılmalıdır. Herkesin müteahhitlik yapmasının önüne geçilen; bilime, bilgiye ve güvenilirliğe dayalı bir sistem oluşturulmalıdır. Ülkemizde müteahhitlik sisteminin bir an önce yasal altyapıya kavuşturulması ve yasalaştırılması gerekmektedir.
Hâlihazırda verilmekte olan İnşaat Mühendisliği eğitiminin neredeyse iflas etmekte olduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Ülkemizde mühendislik eğitimi belli bir planlamaya göre yapılmamaktadır.”
YEREL YÖNETİM VE İMAR AFFI
“TÜİK’in verilerine göre ülkemizdeki binaların yüzde 40’ı kaçak ya da ruhsatsızdır. Bu denetim eksikliği, ülkemizde bulunan 15 Milyon konutun yüzde 10’unun tamamen yenilenme, yüzde 30’unun ise güçlendirilme gereksinimi içinde olduğu sonucunu doğurmuştur.
Unutulmamalıdır ki yapı stokumuzun bu duruma gelinmesinde merkezi ve yerel yönetimlerin payı büyüktür. Her seçim dönemi çıkarılan imar afları kaçak yapı sahiplerinde ‘bir yolu bulunur’ algısına yol açmaktadır. Ruhsat almaksızın inşa edilen kaçak yapılar gerek projelendirme gerekse imalat sürecinde hiçbir şekilde mühendislik hizmeti almamış yapılardır. Varsa projelerinin deprem yönetmeliğine uygun olup olmadığı bilinmemektedir. İmalat süreci denetlenmediği için kullanılan malzemelerin standartlara uygun olup olmadığı da bilinmemektedir.”

PERİYODİK BİNA KONTROLÜ
“Belediyelere ruhsat almak için gelen projelerin uygunluğu ihtisas alanına göre sıkı bir kontrolle, konusunda uzman kişiler tarafından yapılmalıdır. Özellikle zemin etütleri geoteknik uzmanı bir inşaat mühendisinin kontrolü olmadan onaylanamaz. Statik Betonarme projelerinin üstüne basılan ‘sistem seçiminden ve hesaplardan dolayı sorumluluk kabul edilmez.’ kaşesi ve atılan imza, imzayı atan mühendisi kontrol sorumluluğundan kurtaramaz. 

İskan sonrası yapıda yapılacak yapısal tüm tadilatlar ruhsata tabi olmalı ve şantiye şefinin kontrolünde yapılmalıdır.  
İlave kaçak kat çıkılması, bazı taşıyıcı kolon ve kirişlerin ortadan kaldırılması binanın deprem dirençli yapı olmaktan çıkmasına neden olmaktadır. Bu yüzden yerel yönetimler şikayet dilekçesi beklemeksizin binalarda periyodik (örneğin 2 yılda bir) bina kontrolleri yapmalıdır. Binalara iskan ruhsatı alınması iskandan sonra istediğini yapma özgürlüğü değildir.” 

KENTSEL DÖNÜŞÜM
“Birçok başlık altında bahsettiğimiz gibi ülkemizdeki yapıların durumu iç karartıcıdır ve bu durum göz önüne alındığında, mevcut yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi için topyekûn bir seferberlik başlatmamız gerektiği gün gibi ortadadır.
Binaların güçlendirilmesi veya kentsel dönüşüm meselesi ertelenemez ve kişilerin keyfine bırakılamaz bir kamusal sorumluluk olarak ele alınmalıdır. Hükümetler ve yerel yönetimler bu konuda yönlendirici ve özendirici olmalıdır.”

İMO DIŞLANMAMALI
“Depremleri büyük toplumsal trajediler olarak yaşamaktan kurtulmamız için atılacak ilk adım, kentleşme ve yapılaşma konularını rant meselesi olarak görmekten vazgeçmek olacaktır. Bu noktada en büyük sorumluluk hükümetlere ve yerel yönetimlere düşmektedir. Depremle mücadele, deprem sonrası “yara sarma” faaliyeti olarak algılanmamalıdır. Depreme karşı hazırlıklı olmak, depremin yıkıcı sonuçlarıyla başa çıkmanın tek yoludur.

İnşaat Mühendisleri Odası bir meslek örgütüdür. Doğruyu yapmak adına vardır ve dışlanmamalıdır. Bilimden uzak hayata geçirilen uygulamaların sonuçlarını ülke olarak hep birlikte çekmekteyiz.”

Editör: Şevval Geçin